GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİNİN SU İHTİYACININ KARŞILANMASINA İLİŞKİN HÜKÜMETLERARASI ÇERÇEVE ANDLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:47
Tarih:04.01.2012

MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın milletvekilleri, öncelikle sizleri saygıyla selamlıyorum.

Tabii, işin esprisi ama söz konusu Kıbrıs ve Mersin olunca, sabrınıza da baştan teşekkür ederek birkaç cümle söylemek istiyorum.

Gerçekten, biraz önce soru kısmında da söylediğim gibi, bu konunun Anamur'un Dragon Çayı Vadisi'ndeki, o vadideki 5 tane köyle ilgili çok özel önemi vardır; Akine köyü, Ormancık köyü, Sarıağaç köyü, Kılıç köyü ve başka köylerin mahalleleriyle ilgili çok önemi vardır ve tüm köylüler dikkatlice bu görüşmeleri izlemektedirler. O sebeple, ben sözlerime Sayın Bakanın sözünü tekrarlayarak başlamak istiyorum. Sayın Orman ve Su İşleri Bakanı Profesör Doktor Veysel Eroğlu "Bu köylere ne sözümüz varsa yerine getireceğiz?" "Zamanında yerine getireceğiz."i de ben ilave edebilir miyim Hocam?

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Öncelikli olarak?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - "?zamanında yerine getireceğiz." dedi. Bunu önemsiyorum, bunu bir yere yazıyoruz.

Gerçekten, değerli arkadaşlar, Toros dağlarının yamaçlarında, vadilerinde dişiyle tırnağıyla, çoluk çocuğuyla rızkını kazanmaya çalışan o insanlara Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, Hükûmeti olarak, Parlamentosu olarak çok borcumuz bulunmaktadır. Onlara hizmetin en güzelini götürmek gibi bir mecburiyetimiz vardır. O insanlar ki o dağ başlarında kendi emekleriyle, onurlarıyla yaşamakta ısrar ve inat ediyorlarsa, devlet olarak bizim de onlara karşı görevimizi aksatmadan, ertelemeden, mazeret bulup geçiştirmeden yerine getirmemiz lazım. Bu konuşma dolayısıyla, bunu fırsat bilerek, o köylülere, sizler adına, Hükûmet adına, ben de oraların halkının oyuyla seçilmiş bir milletvekili olarak söz vermek durumundayız.

Değerli arkadaşlar, bu Alaköprü Barajı çok hayırlı bir yatırımdır; her anlamıyla, AKP iktidarlarının, hükûmetlerinin, bana göre, çok hayırlı bir yatırımı olmuştur. Özellikle Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, Kıbrıs'ta yaşayan soydaşlarımızın içme suyu ihtiyacını karşılayacak olması çok önemli bir hadise. Buna cüret göstermek, buna cesaret göstermek, bunun kararını vermek çok önemli, çok değerli; tebrik ediyor, teşekkür ediyorum; Kıbrıs halkı adına, Kıbrıs Türk halkı adına, Türk milleti adına çok teşekkür ediyorum. Ama bu konu Anamur için de çok önemli. Bu Alaköprü Barajı'nda birikecek suyun bir miktarı Kıbrıs'a taşınacak, ihtiyaçları olduğu kadarıyla. Ne kadar ihtiyaçları varsa o kadar verilecek ama geri kalan kısmı da Anamur köylülerinin sulamada kullanacakları su olarak değerlendirilecek. Onun için, bu baraj, hem Anamur halkı için hem Kıbrıs'ta yaşayan soydaşlarımız için çok hayırlı bir yatırım olmuştur. İnşallah, Sayın Bakanın ifadesine göre, 7 Mart 2014 tarihinde bu baraj inşaatı bitecek ve bununla beraber sulama kanalları da bitecek inşallah Hocam. Bir açıklama yaparsınız ümit ederim.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - 10 katı kadar su var, 750 milyon metreküp su var, merak etmeyin.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Tamam Hocam, tamam.

Dolayısıyla, Anamur'un muhtelif ovalarında -oralar çok parçalı, vadi vadi parçalanmış- o vadilerde kendi cazibesiyle akan sulamayla sulama yapacak köylümüz açısından da bu baraj önemli bir barajdır. Sulama kanallarıyla, ümit ederim ki bu tarihe kadar bitirilmiş olur.

Ancak Hocam, bir şey söyleyeyim; tekrar dikkatinize sunmak adına söylüyorum: Bakınız, burada 25 milyon TL kamulaştırma bedeli ödediğinizi söylüyorsunuz, doğrudur ama bu insanlar çiftçilik yaparlar, bu insanlar ticaretle veya sanayicilikle uğraşmazlar. Bunlar tarımı bilir, üretmeyi bilir, toprağı bilir, hayvanı bilir. Dolayısıyla, bu insanlara bu işi yapabilecek zemini hazırlamanız lazım.

Bakın, henüz daha iskân edilecekleri yer belli değil. 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2'nci maddesinin (A) bendi size bu imkânı veriyor. Orman içi açıklıklarına, boşluklarına bu köylüleri taşıyabilir, yerleştirebilirsiniz.

Bakınız, bu Akine köyünün tamamını ve Ormancık köyünün bir mahallesini taşıyacaksınız. Nereye taşıyacaksınız? Belli değil. Bir defa bu köylünün her birine, hiç olmazsa hane başına onar dönüm arazi vermemiz lazım ve bunu sulamamız lazım, sulama imkânı da getirmemiz lazım. Bu insanlar yalnız ve yalnız tarım yaparlar. Dolayısıyla, bu insanlara bugün bildikleri, yaşadıkları ortamı hazırlayarak, şimdiden hazırlayarak geleceğe umut vermemiz lazım. Yani parayı verdiniz, bu para yarın biter, bu köylüler şehre taşınırlar. Zinhar şöyle bir şey doğru değil yani bunları TOKİ binalarına taşıyarak iskân etmeniz "Taşıdık" demeniz bunlara iyilik değil, geleceklerini karartmanız anlamı taşır. Dolayısıyla, biz ısrarla şunu söylüyoruz: Bakın, iskân edilecek yer buraya yakın olmalı, bu barajın suyundan bunlar da faydalanmalılar ve bunların geçimini temin edebilecek en az 8-10 dönüm arasında bir arazi tahsis etmek lazım ki burada serasını yapsın, burada sebzesini meyvesini yetiştirsin, kendi çoluk çocuğunun geçimini temin edebilsin.

Yine bir şey söylüyorum Değerli Hocam: Siz bunların arazilerine bir bedel ödüyorsunuz ama devlete yakışan ağalık bunlara vereceğiniz arazilerden bir bedel almamaktır. Ümit ederim ki bu noktada bir programınız vardır, bir planınız vardır, bunu da köylümüze bu vesileyle açıklarsınız diye ümit ediyorum.

Değerli milletvekilleri, tabii söz konusu olan Orman Bakanı ve Su Bakanı olunca ve yine söz konusu olan Mersin olunca Göksu Vadisi'yle ilgili, Göksu Nehri'yle ilgili barajlardan da bahsetmek lazım.

Değerli milletvekilleri, inanınız ki devletin aldığı kararla vatandaşımız mağdur edilmektedir. Bahçesinin önünden çay akmaktadır, dere akmaktadır ama o dereden bir damla su alıp bostanını sulayamamaktadır. Devlet Su İşlerinin aldığı karar, tahsis kararı doğrultusunda yani köylü bakmakta, dere akmakta ama bostanlar da sulanamamaktadır. Bu anlamda Sayın Bakana birçok defa gelmişizdir, kendileri de ümit vermiştir ama Göksu Vadisi'nde yaşayan köylüler o bomboz toprakları sulayamadıkları takdirde ürün üretememektedirler, bunların kullanacağı suyu kendilerine tahsis etmek veya işte, yapılacak barajlardan tahsis etmek bir zorunluluktur. Ümit ediyorum ki bu noktada Hükûmetin ve Sayın Bakanın da bir gayreti, bir kararı, bir projesi bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, sözlerimin sonunda 3 Ocak gününü de hatırlatmak istiyorum. 3 Ocak Mersin'in Fransız işgalinden kurtulduğu gündür. Aslında bugünlere "kurtuluş günü" demek doğru değil, her şehrimiz için söylüyorum. Bazı arkadaşlarımız hatırlayacaktır, dadaş hatırlayacaktır, ben burada başka zamanlarda da söyledim, bu "kurtuluş günü" ifadesi yanlış, esareti kabul edip esaretten kurtulmayı kabul etmek anlamı taşır, "zafer günü" demek lazım. Atalarımız?

Öyle değil mi Sayın Valiler?

MUAMMER GÜLER (Mardin) - Evet.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Evet, zafer günü.

Yani Fransız niyet etmiştir; önce İngilizler, sonra Fransızlar Mersin'i işgale niyetlenmişlerdir; gemilerini getirmişlerdir, askerlerini getirmişlerdir ama işgalde başarılı olamamışlardır. Netice, 1921'in Aralığında verilen nota doğrultusunda çekip gitmişlerdir. Biz, bu günleri kurtuluş günü olarak kutlarsak kendimize haksızlık, atalarımıza haksızlık yapmış oluruz. Bunlar bizim zafer günlerimizdir. Mersin 3 Ocakta, Tarsus 27 Aralıkta böyle güzel günler yaşamıştır. Ben de onlara katıldım.

Bir başka şey daha söyleyeyim: Değerli arkadaşlar, sorunlar bir bütünlük içindedir. Eğer Anamur'un bu sorunlarını çözmek istiyorsak benim sizden, sayın Hükûmetten, sayın bakanlardan istirhamım, Sayın AKP Grubundan istirhamım Anamur'u il ilan etmektir. Anamur Antalya'ya 250 kilometre, Mersin'e 250 kilometre, Konya'ya 250 kilometre uzaklıkta böyle denizin kenarında ama kenarda kalmış, unutulmuş bir yerleşim yeridir ancak burayı il yaptığımız takdirde sorunlarının çözümünde çok ciddi bir mesafe katetmek mümkündür. İnşallah, inanıyorum ki 2014 tarihine kadar, bu baraj yapılıncaya kadar Anamur'u il ilan ederiz. Anamur, kara yollarıyla, üniversitesiyle, vilayetiyle, valisiyle gerçekten bir cennet köşe; çok güzel bir geleceğe sahip olur diye ümit ediyor, bunları temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şandır.