GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU İLE BAZI YATIRIM VE HİZMETLERİN YAP-İŞLET-DEVRET MODELİ ÇERÇEVESİNDE YAPTIRILMASI HAKKINDA KANUN VE KAMU İHALE KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:81
Tarih:21.03.2012

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 194 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Bugün nevruz; Türk dünyasının Nevruz Bayramı'nı kutluyorum. Ancak üzüntülüyüz: Daha Afganistan'da şehit düşen evlatlarımızla ilgili acılarımız dinmeden yüreğimizi sızlatan, canımızı yakan yeni şehit haberleriyle sarsıldık. Şırnak'ta şehadet şerbetini içen kahraman polislerimize Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum; yakınlarına, emniyet teşkilatımıza ve Türk milletine sabır ve başsağlığı diliyorum.

Değerli arkadaşlarım, kanun teklifinin gerekçesinde, yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilen projeler ile sağlık sektöründe kamu-özel sektör ortaklığıyla hayata geçirilmesi düşünülen projeler kapsamında inşaata yönelik mal ve hizmet teslimlerinin katma değer vergisi yönünden istisna kapsamına alındığı ve bununla görevli şirket tarafından ödenen finansman yükünün azaltılması ve yap-işlet-devret modeline işlerlik kazandırılmasının amaçlandığı ifade edilmektedir.

Yap-işlet-devret modeli ileri teknoloji, bilgi birikimi ve yüksek maddi kaynak gerektiren kamu yatırımlarının özel sektör ve yabancı sermayenin katılımlarıyla, diğer bir ifadeyle bütçe dışı kaynaklarla gerçekleştirilip belli bir süre işletildikten sonra dönem sonunda tüm borç ve taahhütlerinden arındırılmış ve bedelsiz olarak devlete devredildiği proje finansman modelidir.

Özel sektörün çeşitli başlıklar altında kamunun mal ve hizmet üretimine destek olduğu uygulamalar, kamu-özel iş birliği olarak adlandırılmaktadır. Ülkemizde de uygulanmakta olan yap-işlet-devret, yap-işlet, işletme hakkının devri ve yap-kirala gibi modeller aslında kamu-özel iş birliği uygulamalarının birer örneğidir.

Son yıllarda izlenen politikalarla yatırım harcamalarının azaltılması, Dünya Bankası ve yabancı yatırım bankalarının ise kamunun finansman ihtiyacını kamu-özel sektör iş birliği projelerine kredi vererek karşılamayı seçmesi yüzünden bu model giderek yaygınlaşmaya başlamıştır. Kamu-özel iş birliği modeli başlangıçta ülkelerin altyapı yatırımlarının karşılanması için ihtiyaç duyulan finansmanı sağlamak üzere başvurulan bir yol olarak görülürken, günümüzde özel sektörün verimli işletmecilik becerilerinden yararlanılacağı, kamunun ise yatırımların koordinasyonu, genel planlama, denetleme ve politika belirleme gibi alanlarda odaklaşmasının sağlanacağı bir model olarak kabul edilmektedir.

Kamu-özel ortaklıklarının bazı avantajları bulunmaktadır. Kamu-özel sektör ortaklıkları eliyle yapılan işlerde gerekli kaynak özel sektör tarafından sağlandığından, kamu kesiminin altyapı yatırımlarına ayıracağı kaynak oranı azalmakta ve öncelikli projelere kaynak sağlanmış olmaktadır. Bu ortaklıklar tarafından yürütülen projeler, kamu imkânlarıyla yapılanlardan daha kısa sürede sonuçlandığından, altyapı açığını kapatmaya yardımcı olabilmektedir. Makroekonomik açıdan bakıldığında, ileri teknoloji transferi, doğrudan yabancı sermaye girişinin artması, istihdam ve vergi gelirlerinde artış, iç tasarrufların artışı gibi çeşitli yararlar sağlayabilmektedir. Diğer taraftan, kamu-özel ortaklığıyla gerçekleştirilen projelerin finansmanı, yapımı ve işletilmesinin çok önemli riskleri de bulunmaktadır. Kamu-özel sektör ortaklığı ile yürütülen projeler klasik finansman yöntemiyle yapılan işlere oranla daha pahalıya mal olmakta ve proje kapsamında üretilen malın birim fiyatına aynen yansımaktadır. Bu nedenle, projeler değerlendirilirken ve proje seçimi yapılırken fayda/maliyet analizleri ve karşılaştırmalarının mutlak şekilde yapılması gerekmektedir. Yerinde kullanılmadığı takdirde bu model yine ekonomik açıdan pahalı yatırımların teşviki, teşvik uygulamaları nedeniyle vergi kayıpları ve kamu yatırımlarında yanlış tercihler gibi olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Yap-işlet-devret modeline göre hayata geçirilen bir projenin planlanmasından yeniden kamuya transfer edileceği aşamaya kadar nasıl tasarlanıp uygulandığının, nasıl işletildiğinin ve yükümlülüklerin ne derece yerine getirildiğinin de araştırılması gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde son yıllarda kamu-özel sektör iş birliğine ilişkin uygulamaların sayısı hızla artmaktadır. 2005 yılında yapılan yasal düzenlemede, sağlık tesislerinin kırk dokuz yılı geçmemek şartıyla belirli süre ve bedel üzerinden kiralama karşılığı yaptırılabilmesi öngörülmüş olup son aylarda ihale çalışmaları hızlanmıştır. Geçen yıl çıkarılan Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile de eğitim tesislerinin kiralama yoluyla yaptırılmasının önü açılmıştır. Bu kanun teklifinin Komisyonda görüşülmesi esnasında eğitim tesislerinin kiralama yoluyla yaptırılmasına da katma değer vergisi istisnası getirilmesi AKP milletvekillerince önerilerek kabul edilmiş ancak itirazlar üzerine metinden çıkarılmıştır. Kiralama yoluyla yaptırılacak gerek sağlık gerekse eğitim tesisleri ile ilgili iş ve işlemler 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na tabi değildir. Böylelikle yandaşlara gün doğmuş, adrese teslim ihalelerin yapılabileceği, yolsuzluğa elverişli ortam hazırlanmış olup hastane ve okullar rant paylaşma vesilesi yapılmaktadır.

Herkese cazip gelecek konforlu hastaneler, okullar taahhüdü ile sunulan kamu-özel ortaklığı, gelecekte daha fazla kamu borçlanması, mali, sosyal haklar üzerinde kesintiler, "Kullanan öder." ilkesine dayalı olarak daha fazla katkı payı şeklinde ek ödemeler gibi olumsuz sonuçlar doğurabilecek mahiyettedir.

Önce Kayseri ve İstanbul İkitelli projeleriyle dile getirilen yap-kirala yöntemiyle hastane yapımı uygulaması ile 27 ilde toplam 37.182 yataklı hastaneler yapılmasının planlandığı açıklanmış, birçoğunun ihale süreci devam etmektedir. Devletin sadece 3 sağlık kampüsü için ödeyeceği yirmi beş yıllık kira bedelinin 18,6 milyar lira olması, devletin bu ortaklıktan özel sektöre aktaracağı paranın ölçüsünü göstermektedir.

Kamu-özel ortaklığı yatırımları açıkça kamunun borcu niteliğini taşımakla birlikte kamu borcu olarak gösterilmediğinden borç miktarı bilinmemektedir. Bu arada, ihale süreçleri ve sonuçları kamuoyuyla paylaşılmamaktadır. Yürütülen işlerle ilgili değerlendirme yapabilmek için gereken veriler açıklanmamaktadır. Şeffaflık söz konusu değildir. Önümüzdeki yirmi beş yıl için çok ciddi borçlanmaya neden olacak bu uygulamaların kamuoyu ile paylaşılmaması, ihalelerde belirlenen yıllık kiralar ve sözleşme içeriklerinin resmî kanallardan duyurulmaması gerçekten düşündürücüdür.

Değerli milletvekilleri, kamu-özel iş birliğine yönelik yasal düzenlemeler belli bir sistematik çerçevede değildir. Bu alanın Anayasa'ya uygun şekilde çerçeve bir kanunla düzenlenerek kamu-özel iş birliği sürecinin sağlıklı işleyebileceği istikrarlı bir yasal zeminin oluşturulması gerekmektedir. Bu itibarla, dağınık bir yapıya sahip olan kamu-özel iş birliği mevzuatı bir yasa çerçevesinde toplulaştırılmalı, sadeleştirilmeli ve uygulamadaki farklılıklar önlenerek hepsi için geçerli tek bir süreç geliştirilmelidir.

Proje seçiminde yapılabilirlik etüdü şartı getirilmeli ve karar alma süreci daha tanımlı ve rasyonel kılınmalıdır.

Kamu-özel iş birliği projelerinin koordinasyonundan sorumlu bir birim oluşturulmalıdır. Kamunun garantiler nedeniyle oluşabilecek mali yükümlülüklerinin izlenmesini ve bu yükümlülüklerin makroekonomik dengelerle uyumlu olmasını sağlayacak mekanizmalar geliştirilmelidir.

Başarılı kamu-özel ortaklığı projelerinden kamu kaynaklarına ilave finansman sağlamaları, alternatif yönetim ve uygulama becerilerini geliştirmeleri, özelde hizmet kullanıcılarına ve genelde kamuya katma değer yaratmaları, ekonomide kaynakların daha etkin kullanılmasına katkı sağlamaları beklenmektedir.

Bu beklentilerin gerçekleştirilmesi için kamu-özel ortaklığı projelerinin geliştirilme ve izlenme süreçlerinde ayrıntılı etkinlik analizleri yapılmalı, iş birliği yapılacak özel teşebbüsler rekabetçi ihale kurallarına göre seçilmeli, projeler kapsamında yenilikçilik özendirilmeli, proje paydaşları arasında riskler optimal biçimde paylaştırılmalıdır.

Tasarının hayırlara vesile olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)