GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:89
Tarih:03.04.2012

İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Evet, bugün, madenle ilgili bir ilimizin, Karabük'ümüzün kurtuluşunu kutluyoruz. Karabük Demir Çelik Fabrikasının yapılmasında emeği geçen ve bunun yapılması için talimat veren Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve o günün Başbakanı rahmetli Sayın İnönü'yü anarak sözlerime başlamak istiyorum.

Madenle ilgili konuşacağımız için, madenle ilgili istenmeyen olayları yaşadığımızı da hatırlayarak, Eskişehir Mihalıççık Koyunağılı'nda maden çökmesi neticesinde hayatını kaybeden 4 yurttaşımıza Tanrı'dan rahmet diliyorum ve geride kalan ailelerine sabır diliyorum.

Değerli milletvekilleri, madenleri çıkarmak, madenleri işletmek gayet güzel, bununla ilgili hiç kimsenin bir itirazı olamaz. Ancak bazı yörelerin çok özellikleri var, bu yöreleri bilmek lazım, Artvin de bunlardan bir tanesi. Ben, evet, Bursa Milletvekiliyim ama doğma büyüme Artvinliyim, Artvin'i gayet iyi biliyorum, her yıl da mutlaka ziyaret ederim.

Değerli arkadaşlar, Artvin'in kendine has bir özelliği var, bir mikrokliması var. Arazi toprakları oldukça kısıtlı; terasların yapıldığı ve her türlü sebze ve meyvenin yetiştiği illerimizden birisi.

Ormanlarıyla meşhur. Belki diğer ormanlarla da karşılaştırabilirsiniz ama gelin görün ki "Cerattepe" denilen mevkideki madenle ilgili olan bölge, maalesef Artvin'in tam üzerinde, Değerli Artvin Milletvekilinin işaret ettiği gibi, tüm Artvin'i etkileyecek bir noktada.

O zaman, Hükûmet bir şeye karar vermeli, ya Artvin'i buradan göç şeklinde -bir gölette, baraj inşaatında olduğu gibi- başka bir yere nakletmeli veya bu madenden veya bu madenin işletilmesinden şimdilik vazgeçmeli.

Neden bunu ifade etmek istiyorum? Bununla ilgili sorunları çok yakinen biliyoruz, madenle ilgili sıkıntıların sadece Artvin'imizde olmadığını gayet iyi biliyoruz. Artvin göç veren bir ilimiz. Neden göç veriyor? Tarımda söz sahibi olması mümkün değil, arazisi dar. Efendim, diğer konularda da aynı şekildeki sıkıntıları dile getirdiğiniz zaman? Sadece bir ormanımız var, siz onu da yok etmeye çalışırsanız, oradaki yer altı sularımızı kirletmeye çalışırsanız, o zaman oradan, Artvin'den vatandaşlarımızın ayrılması gerekir.

Değerli arkadaşlar, madenle ilgili sadece Artvin'de değil, Bursa'da da ve Türkiye'nin her tarafında da sıkıntılar var. Neden var? Ankara'da Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü var arkadaşlar. Siz müracaat ediyorsunuz, geliyorsunuz, bir 25.000'lik harita üzerinde her tarafı hudutlara almak suretiyle diyorsunuz ki: "Ben burada maden işletmesi, araması yapacağım." Size burasını tahsis ediyorlar yirmi yıllığına, otuz yıllığına, kırk dokuz yıllığına kadar.

Sonra? Tabii, Ankara'da masa üzerinde verildiği için, yöreye geldiğiniz zaman, örneğin Bursa'ya geldiğiniz zaman bir anda karşınıza çok büyük sıkıntılar çıkıyor. Neden çıkıyor? Tarım alanlarının içerisinde olduğunu görüyorsunuz. Ve şu da çok rahatlıkla yapılmakta: Belli bir alan işaret ediliyor. ÇED raporundan kaçmak anlamında, diyelim ki bu alan 200 dekarsa bunun 20 dekarını işliyor veya 19,9 dekarını gösteriyor ve ÇED raporunun dışına çıkıyor.

Arkadaşlar, burayla ilgili? Ben il genel meclisi grup başkan vekilliği yaptım. Müsaade edin bunları Ankara değil yerelde il genel meclisleri versin. Siz, bir bakıyorsunuz ki Bursa'da çeşitli yerlerde taş ocakları, kum, çakıl ocakları, efendim, madenle ilgili aramalar? Ve bir şey daha, iddialı, söylemek istiyorum: Bursa'nın etrafını çevreleyen bütün dağları tamamen parsellenmiş durumda. Bunlara hiç kimsenin hakkı yok. Burayla ilgili eğer bir ruhsat verilecekse oradaki, Bursa'daki yerel yöneticilerin, İl Genel Meclisinin, İl Özel İdaresinin vermesi lazım.

Arkadaşlar, şunu söyleyebilirsiniz: İl özel idareleri ancak işletme ve çalışma ruhsatı veriyor. Şimdi düşünün, Bursa gibi bir yerde İl Özel İdaresinde çalışan bir memuru, mühendisi düşünün, Ankara'da diyelim ki belli bir alanı çevirmiş birisine karşı işletme veya çalışma ruhsatını vermeme lüksü yok çünkü böyle bir durum söz konusu olursa o arkadaşın başına memur olarak neler geleceğini hepimiz çok rahatlıkla biliyoruz.

Sonra, bir şey daha söyleyeyim: Biz bununla ilgili? Bu ilgili madenci arkadaşlar, burada 1/1.000'lik imar uygulama planı yapmaları gerekiyor, onu bile yaptırma kararlılığını gösteremedik. Şundan dolayı yapmıyor, diyor ki: "Ben Ankara'da çözdüm arkadaşlar. İl genel meclisiyle, il özel idaresiyle, sizinle ne işimiz var. Biz Ankara'da çözdük." Bunu şuna getireceğim: Artvin'deki Cerattepe ile ilgili maden ihalesi de aynı. Eğer yerel yönetimler tarafından karar verilseydi bu ihale kararını alabilirler miydi? Hayır. Ankara'da oturuyorlar, masa başında, Artvin'in Cerattepe'siyle ilgili, Genya'yla ilgili karar veriyorlar. Oradaki il özel idaresinin, il genel meclisinin, belediyenin, hiç kimsenin haberi yok. Onlara lütfen sorun, oradaki vatandaşlara sorun. O arkadaşlarımız, il genel meclisinde -ben iddia ediyorum- getirin bu konuyu tartışın, hangi sonuçları alacağınızı, çoğunlukta olmanıza rağmen, hep beraber göreceğiz.

"Maden" adı altında sadece bunlar yapılmıyor. Kum, çakıl ocakları, taş ocakları yapılmak suretiyle tarım alanları tamamen tahrip ediliyor. Yani bunlar, bir nevi, doğa, herkesin istifade etmesi gereken alanlarımız bazı kişilere, kuruluşlara peşkeş çekiliyor. İşte, sularımız gidiyor, kirleniyor.

Bunlarla ilgili şöyle bir örnek de vermek isterim değerli milletvekilleri: Mesela, Bursa'nın Orhaneli Başköy'ü var ve üzerinde bir maden işletmesi var. Geçen hafta tüm köylü vatandaşlar, hepsi Bursa'da yürüyüş yaptılar. Neden? İçme suları kirliydi. Şişelerin içerisine suları doldurarak getirip göstermişlerdi. Ama burada bir işletme ve çalışma ruhsatı olan ve Ankara'dan tahsis alan bu maden işletmecileri için hiç kimsenin bir şey yapma şansı yok. Yargı kararı alıyorsunuz, buna rağmen bu şekilde devam ediyor ve bütün bu alanlar maalesef tahrip ediliyor. Bunların yapılmaması lazım. Yani bunu Artvin'den başlayarak yörem olan Bursa'ya getirmemdeki amaç şundan dolayı: Gerçekten, Bursa'da maden ocaklarıyla, kum, çakıl ocaklarıyla, taş ocaklarıyla çok sıkıntılı durumlar söz konusu ve biz, ileride, çok yakın tarihte 2/B ile ilgili yasayı görüşeceğiz. Onun içerisinde de yine taş ocakları, yine aynı şekilde mermer ocakları var. Bu bakımdan, bu konuda sizleri biraz daha sağduyuya davet etmek istiyorum, bilhassa yetkilileri. Neden?

Bir örnekle sözlerimi bitirmek istiyorum: Mesela, Bursa'da İstanbul-Bursa ve İzmir otoyolu yapılmakta. Orhaneli ve Gemlik'te 36 bin adet zeytin ağacı kesilmekte. Hâlbuki başka bir güzergâh da var ama ne hikmetse Hükûmet bu tür konularda vatandaşla beraber, konuşarak, diyalog içerisinde çözmek yerine, "Ben yaptım." şeklinde ifade ediyor ama ben Artvin'i biliyorum, Artvinlileri biliyorum, onlara güveniyorum, bu defa Artvin'de "Ben yaptım." şeklinde olmayacak. Tüm hemşehrilerimiz, Artvinliler hep beraber buna karşı çıkacaklardır.

Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Sağ olun, var olun.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Demiröz.