| Konu: | VAN?DA MEYDANA GELEN DEPREM SONRASI MERSİN?DE DİNLENME TESİSLERİNE YERLEŞTİRİLEN DEPREMZEDELERİN SORUNLARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 50 |
| Tarih: | 11.01.2012 |
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) - Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; sizleri Van'da meydana gelen ve herkesi son derece ciddi ölçüde sarsan deprem sonuçlarının Mersin'deki etkileri bakımından düşünmeye davet edeceğim. Özellikle Mersin milletvekili arkadaşlarımın beni dikkatle dinlemelerini de isterim.
Birinci mesele şudur: Aslında, Van depreminden sonra Mersin'in nüfusu bir ay içerisinde yüzde 1 oranında artmıştır. Mersin'in nüfusu 2011 Şubat tespitlerine göre 1 milyon 600 bin küsur civarındayken şu an Mersin'e Van'dan 14.533 aile kendi başlarına, 1.500 kişi de Mersin Valiliğinin, İçişleri Bakanlığı kanalıyla yaptığı çalışmalar sonucunda Mersin'e gelmişlerdir. Bu aileler, evet, Van'daki depremin sonuçlarından Van'da kalanlardan belki şu an için daha az etkilenmektedirler çünkü sıcak bir iklime gelmişlerdir ancak bununla birlikte Van'dan Mersin'e gelişleri ve Mersin'de bulunuşları diğer depremzedelerden daha da fazla kendi yurtlarından, kendi doğdukları yerden, kendi doğal çevrelerinden uzakta oldukları için sorunludur.
Birinci soruna dikkat çekmek istiyorum. Ben kendi payıma, Silifke'deki iki yerleşim merkezinde toplu olarak ağırlanan aileleri ziyaret ettim. Bunlardan bir tanesi 23 Nisan Tesisleri, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı, diğeri de İçişleri Bakanlığına bağlı dinlenme tesisleri. Buradaki depremzedelerin birincil şikâyetleri, kendilerinin bir konuk gibi değil, bir tür hakları kısıtlı yurttaş muamelesi gördükleridir. Evet, girecekleri bir evleri vardır fakat evlerinden dışarıya çıkamamaktadırlar, kent içinde ulaşımda bulunamamaktadırlar, ulaşım yapamadıkları için iş arayamamaktadırlar. Kendilerini ziyarete gelenler kayıt kuyut altına alınmakta ve belli bir süreden sonra dinlenme tesislerini terki istenmektedir. Bütün bunlar, orada yaşayanların aslında zoraki alıkonuldukları duygusuna kapılmalarına yol açmaktadır.
İkincisi, Silifke'de ikamet eden bu yurttaşlarımız, Silifke Belediyesinin genel hizmetler alanında kalmakla birlikte burada yeterli bir biçimde misafir gibi kabul görmemekte olduklarından yakınmaktadırlar. Kendi dilleriyle konuşmalarının rahatsızlık yarattığı söylenmekte ve okula gönderdikleri çocukları da okulda dışlamayla karşılaşmaktadırlar. Ben kendi payıma, Silifke Kaymakamının yerine bakan Mut Kaymakamıyla bu konuyu konuştum ancak hâlâ aileler durumdan mutlu değiller. Bunun dışında, diğer 14 bin insan, İçişleri Bakanlığından, Mersin Valiliğinden herhangi bir destek almamaktadırlar. Sosyal Sigorta ve BAĞ-KUR'a kayıtlı olanlar Sosyal Sigorta ve BAĞ-KUR kaydı oldukları gerekçesiyle yardımdan yararlandırılmamaktadır. Dolayısıyla, 15 bin yeni bir Kürt nüfus, özellikle Mersin'in Akdeniz ilçe belediyesinin imkânlarına bağlı olarak yaşamaya çalışmaktadırlar. Bir an önce, ben, İçişleri Bakanlığının duruma el koymasını, Mersin Valiliğinin kendi uhdesinde olan imkânları harekete geçirmesini ve bir an önce bu yurttaşlarımızın, eğer Mersin'de kalmak isterlerse, Mersin'de kalmalarının imkânlarını, geri döneceklerse, geri dönüşleri için, kitlesel bir geri dönüş için hazırlık yapılmasını ve nisan ortalarından başlayarak bu imkânların devreye sokulmasını sağlamalarını istiyorum.
Ancak hepsinden önemlisi, bir sosyal devletin, felakete uğramış yurttaşlarının üzerini bir çatıyla örtmekten çok daha fazlasını yapmak, özellikle göç etmiş yurttaşlarına travmalardan korunmaları için yardımcı olmak, genç ve çocukların dışlamaya uğramalarına mâni olmak gibi bir görevi vardır. Ne yazık ki bugüne kadar bunun yerine getirilmediğini görmekteyiz. Özellikle Mersin milletvekili arkadaşlarımızın ve Silifke Belediyesiyle irtibatlı arkadaşlarımızın dikkatini bu konuya çekmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Devamla) - Teşekkür ederim. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Kürkcü.