| Konu: | KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 89 |
| Tarih: | 03.04.2012 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 12'nci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım.
Burada konuşacağımı duyan arkadaşların gönderdiği mesajlar üzerine bu kanunu bırakıp geçtiğimiz hafta milleti bombardımana tuttuğunuz zam furyasını konuşmak istiyorum.
Memura, emekliye, dula, yetime, işçiye dört aydır maaş farkını ödemeyen bu Hükûmet, konutlarda elektriğe 9,33 zam yaptı. Altı ay önce de 9,5 zam yapmıştı yani altı ayda geldiği zam oranı yaklaşık yüzde 20 civarında. Doğal gaza yine yüzde 16,5 zam yaptı. Tarlasını sulayan çiftçinin kullandığı elektriğe yüzde 9,33 zam yaptı. Akaryakıta yapılan zammın ölçüsü insafları aştı. Bu artık zam değil, bunun ismi bir zulüm. Bu zam, vatandaşın nafakasına göz dikmek. Bu zam, vatandaşın cebine el atmak.
Size bir çağrım var: Tez elden bu zamları geri alın. Bu zamlar, bu ülkede yaşama mücadelesi veren fakirin fukaranın belini daha çok büküyor.
Bakın, ben bir şey söylemek istiyorum. Dün Sayın Maliye Bakanının bir ifadesi vardı, çok da doğru: "Şu anda yapılan zamla beraber dahi devletimiz doğal gazdan yaklaşık 6 milyar TL zarar ediyor." Çok doğru. Ama bunun sebebi sizsiniz. Niye? 120 dolara biz Azerbaycan'dan doğal gaz alırken, kalktınız bir Ermeni açılımının peşine düştünüz, hem Ermenilerden gereğini aldınız hem de Azerbaycan doğal gazı 360 dolara çıkarttı. Yani biz Azerbaycan'dan aldığımız ucuz doğal gazla, Rusya'dan aldığımız pahalı doğal gazı mezcediyorduk, doğal gaz belli bir fiyatta seyrediyordu. Ne zamanki Ermeni açılımının peşine düştünüz, doğal gazı 360 dolara yükselten Azerbaycan'dan sonra bir kere daha boynumuz yere geldi.
Bakın, Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisinin size verdiği talimat üzerine İran'dan petrol almayı kestiniz; Libya'ya döndünüz, Libya'dan daha pahalı petrol alıyorsunuz. Yeter mi? Yetmiyor. Çünkü İran'dan doğal gaz alıyoruz. Yarın öbür gün İran doğal gazına da ayrı bir zam gelecek.
Bütün bunlar? Hep tekrarlıyorum, siz dış siyaseti bilmeyen bir iktidarsınız. Kabahati sizlere atmıyorum. Sizler iman etmiş gibi, kitaba iman etmiş gibi, o derin çukur kitabına iman etmişsiniz. O derin çukur Türkiye'yi çukura sürüklüyor. Biraz farkına varın; Bakanınızı uyarın, Hükûmetinizi uyarın.
Bu doğal gaz zamlarını siz halka yaparken, yap-işlet-devret sistemiyle, yap-işlet sistemiyle kendi yandaşlarına kurdurduğunuz o çevrim santrallerine doğal gaza zam yapabildiniz mi? Hayır. Onlara maliyetinin yüzde 40 altında doğal gaz vermeye devam ediyorsunuz. Onun bedelini de fakirden, fukaradan çıkarıyorsunuz. Para babalarına para kazandırıyorsunuz, fakirleri muhtaç ediyorsunuz, zulme gark ediyorsunuz. Siz memleket yönetmeyi de gerçekten bilmiyorsunuz; samimi söylüyorum, bilmiyorsunuz.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Sayın Türkkan, lütfen önerilerinizi kendinize saklayın.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - "Memleket yönetmeyi bilmiyorsunuz." demek sizi eleştirmektir. Buna da göğüs gereceksiniz.
Bakın, Türkiye üretmiyor. Üretmeyen bir ülke konumuna geldik. Sanayi durma noktasında. Üretmeyen ekonomilerin gideceği nokta Yunanistan'ın geldiği noktadan farklı bir nokta değildir. Gelin, bu sübvansiyonları sanayicinin kullandığı enerjiye verin, enerjide kullandırın. Pahalı enerji yüzünden ülkede üretim yapılamıyor. 10 milyar lira bütçeden bir sübvansiyon için kalem ayırın, bunu sanayiciye verin, insanlar üretsin. Hem başınıza 4/C gibi bu sarmal çıkmaz, devletin üzerindeki istihdam yükü kalkar, sanayici istihdam yaratır, vergi kazanırsınız. Zaten 10 milyar lira sağladığınız bu sübvansiyonun yüzde 20'sini vergi olarak geri alacaksınız. Düştü 8 milyar TL'ye. Bunun dışında, bu istihdamın, devletin üzerinden kaldırdığınız bu istihdamın, sanayiciye transfer etmenizle beraber daha fazlası devletin kasasında kalacaktır. Hem de dış ticaretiniz bu kadar fazla açık vermez. İhracatınız ithalatın karşısında her gün geriliyor; ihracat artıyor, ithalat daha fazla artıyor.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN -Teşekkür ederim Sayın Türkkan.