GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:84
Tarih:28.03.2012

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Bir milletin en büyük zenginlik kaynağı yetişmiş kaliteli insan gücüdür. Bunun temini de, herkesin bildiği gibi, eğitimdir. Ben de soruyorum veliler, öğretmenler ve öğrenciler adına: Her konudan çok daha fazla siyaset üstü olmayı hak eden bir konunun bu kadar siyaset malzemesi yapılması, bu kadar sık değiştirilmesi doğru bir şey midir? Akşam yaptığını sabah bozuyorsun, dün "doğru" dediğine bugün "yanlış" diyorsun yahut bir bakanın söylediğini diğeri yalanlıyor. Buna hangi ülkede müsaade edilebilir? Bunun anlamı şudur değerli arkadaşlar: Sayın Başbakan, ya Millî Eğitim Bakanlığı yapacak yeterlilikte adam bulamıyorsunuz, her şey yarım yamalak, deneme yanılma yöntemiyle, yapboz anlayışıyla gidiyor ya da "Yaptığımız ideolojik değil, pedagojik." sözünüzün hakikatle bağdaşır bir tarafı yok. Herkes eğitimci olamaz ancak bir başbakandan beklenir ki ülkeyi yönetme sorumluluğu ile şu soruyu eski-yeni bakanlarına bir sorsun: "Arkadaş siz ne yaptığınızın farkında mısınız? Hangi maksada hizmettir ülkenin eğitim sistemiyle bu kadar oynamak?" "Okul öncesi eğitime ağırlık veriyoruz." dediniz. Ulusal ve uluslararası birçok kuruluşu da istismar ederek kampanyalar yürüttünüz. Hatta Hükûmet olarak okul öncesi eğitimi belediyelere bağlamak istiyordunuz ancak bunu o dönemde başaramadınız çünkü bu yetkinin bölücülüğün emrine girmiş belediyelerin elinde nasıl neticeler doğurabileceği sizlere aktarıldı, bu hizmet merkezî idarede kaldı. Şimdi, okul öncesi eğitimin zorunluluk kapsamı dışına çıkarılmasını getiriyorsunuz. Ne oldu, eski hastalıklar yeniden mi nüksetti? Ayrıştırıcı politikalarınız bir başka safhaya mı geçti, yoksa Oslo'da PKK'yla yaptığınız müzakerelerde terör örgütüne verdiğiniz sözleri tutmak zorunluluğu mu hissediyorsunuz? Bu hizmet ihtiyari olursa ve bu alana bölücülüğün emrindeki belediyeler girerse neler olabileceğini hiç tahayyül ettiniz mi?

Ne diyordu Sayın Çelik? "Okul öncesi eğitim tüm dünyada önemsenmektedir." Nimet Hanım da 2011'de "Biliyoruz ki günümüzde toplumlar için getirisi en yüksek yatırım okul öncesi yatırım." diyordu. Ne oldu, ne değişti Sayın Hükûmet? Bu kadar önemliyse okul öncesi eğitim, ne diye zorunlu eğitim kapsamı dışına çıkarıyorsunuz; yok, değil ise, bunca yıl okul öncesi eğitimi geliştirdik, patlattık diye ne diye yaygara kopardınız?

Peki, bu OKS, SBS kepazeliğine ne diyeceğiz? Önce öğrencilerimizi strese sokuyor diye OKS'yi kaldırıp SBS'yi getirdiniz, sonra Nimet Hanım'ın ilk işlerinden birisi SBS'yi kaldırmak oldu. Sadece ortaöğretimi değil, yükseköğretimi de hünerli parmaklarınızla arapsaçına çevirdiniz. ÖSS'den vazgeçtiniz, YGS ve LYS getirdiniz. Bu, Bilalleri, Sümeyyeleri etkilememiş olabilir. Binlerce memleket evladı bu kaos çarkında telef oldu. Şimdi de, şükür, Milliyetçi Hareket Partisinin 99'dan beri söylediği üniversiteye sınavsız giriş sistemine geçeceğinizi açıklıyorsunuz. Gerçi hakkınızı teslim etmek lazım. Bunu kavramak sizin için hiç de kolay değildi. 2011 seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisini hesap bilmemekle suçlayan Başbakan, on üç yıl önce bu hesabı yapmış, bu hesabı tutturmuş Milliyetçi Hareket Partisinin seviyesine tam on üç yıl sonra gelebildi. Olsun. Sayın Başbakan için de bu bir aşamadır. Bu mesafeyi on üç yıl gibi kısa bir zaman diliminde aldığı için de kendisini ayrıca kutluyorum. AKP'nin eğitim uygulamalarında bir tutarlılık yok. Ali yazar, Veli bozar gibi günlük ve sığ.

Gelelim on yıllık AKP politikalarının sonuçlarına: Ben söylemiyorum, Millî Eğitim Bakanı Sayın Dinçer söylüyor. Kanal kanal gezerek millî eğitimimizin bugünkü iflas etmiş ahvalini anlatıyor. Sanki on yıldır Millî Eğitim Bakanlığını AKP yönetmiyor?

OKTAY VURAL (İzmir) - Veysel de yönetmiyor!

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - ?ve sanki yol arkadaşları değil on yıldır bakanlık yapan. Nasıl bir enkaz edebiyatı yaparsanız yapın, AKP ülke yönetimine geldiği günden itibaren Başbakanlık müsteşarı, bakanlıklar yapmış bir kişi olarak kendinizi bu sorumluluktan vareste mi tutuyorsunuz? Ortada bir enkaz varsa, bunda en az diğer bakanlar gibi sizin de sorumluluğunuz var. Dolayısıyla siz de hiç ümit vaat etmiyorsunuz diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Korkmaz.