| Konu: | YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 28.03.2012 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Heyetinizi selamlayarak konuşmama başlamak istiyorum.
Tabii, aslında ülke için, ülkenin geleceğini belirleyen çok önemli bir kanun ancak burada genel olarak yapılan tartışmalara baktığımız zaman, eğitim sisteminin içeriğine dair var olan sorunları masaya yatırıp bir şekilde çözüm arayan yaklaşımlardan uzak bir tarz görüyoruz. Burada bütün tartışmanın formül üzerinde yoğunlaşması, 4+4 mü olacak, 8+4 mü olacak, 1+bilmem kaç mı olacak şeklinde yoğunlaşması, bu ülkenin eğitimle ilgili yaşadığı bütün sorunlarla ilgili maalesef sorunlara teğet geçiş şeklinde bir tartışma zemini yaratıyor.
Bugün aslında eğitim sisteminin en önemli sorunu, demokratik, eleştirel bakan, sorgulayan bilimsel bir eğitim sistemine sahip miyiz, değil miyiz? Bugün yapılan değişiklikler, bahsettiğimiz noktada doksan yıldır var olan alışılagelmiş eğitim sistemi içerisinde tekçi, tornadan çıkmış gibi öğrenci yetiştiren bir sistemi değiştiriyor mu, değiştirmiyor mu? Eğitimi tamamen ideolojik bir birey yetiştirme üzerine kuran, tekçi bir anlayışı dayatan, bir şekilde birey karşısında devleti kutsallaştıran bir yaklaşımı getiriyor mu, getirmiyor mu? Bu tartışmaların son derece uzağındayız. Hâlbuki tartışılması gereken asıl nokta, artık resmî ideoloji veya sermayeye sürekli ham madde olarak öğrenciyi alıp, tornadan çıktıktan sonra da sistemin bir parçası hâline getiren bu eğitim sistemini değiştirmekle ilgili olmalıydı. Burada önemli bir fırsatın bu açıdan kaçırıldığını düşünüyoruz.
Şimdi, doksan yıldır var olan sistemden farklı olan yönü nedir diye baktığımız zaman, eğitim sisteminin piyasa koşullarına açılması ve ticarileştirilmesinin önünün açılmasını görüyoruz yani kısacası paralı eğitime doğru bir geçiş görüyoruz. Paralı sağlıktan sonra paralı eğitime de geçişin yolunu AKP Hükûmeti açıyor. Tabii, burada o zaman "sosyal devlet" olgusunu tartışmaya açmak gerekiyor yani sağlık gibi, eğitim gibi bir sosyal devletin vermesi gereken en temel kamusal hizmetleri bile biz piyasa koşullarına açıyorsak, ticari birtakım faaliyetlerin içerisine atıyorsak burada, gerçekten, bunun ciddi bir şekilde sorgulanması gerektiğini düşünüyoruz.
Örneğin, burada yapılan tartışmaların hiçbiri, bu kışı soğukta geçiren öğrencilerin sorunlarıyla ilgili nasıl bir düzenleme yapıldığını sorgulamıyor. Çok uzağa gitmeye gerek yok -hep seçim bölgelerimizden örnek veriyoruz- burada, Mamak'taki, Altındağ'daki okullarda öğrenciler bu kışı soğuktan titreyerek geçirdiler. Siz "FATİH Projesi" diye buraya gelip bilmem kaç milyarlık tabletler aldık, dağıttık derken insanlar, öğrenciler 50 kişilik sınıflarda ya da depreme uygun olmadığı tescil edilmiş okullarda eğitim görüyorlar. Dolayısıyla burada asıl sorunlara yönelik gerçek bir tartışmanın olmadığını tekrar belirtmek istiyorum.
Tabii bizim açımızdan son derece önemli olan ana dilde eğitimle ilgili hiçbir hatipten herhangi bir şey duymuyoruz. Parasız eğitimle ilgili partilerin gerçek düşüncesi nedir, bir demokratik anayasa oluşturma sürecindeyiz, burada bununla ilgili görüşler nedir, bilmiyoruz. Bakın, sadece bahsettiğim ana dilde eğitim ve parasız eğitim istediği için şu anda 500'ün üzerinde öğrenci cezaevlerinde bulunuyor ve getirilen değişikliklerde de bu öğrencilerin var olan özgürlük tıkanıklıklarını gidermeye yönelik hiçbir düzelme görmüyoruz.
Bizim temel sorunumuz şudur: Eğitim sistemi Türkiye'deki farklılıkları, Türkiye'deki farklı inançları, kültürleri, halkları kendilerini ifade edecek şekilde, bir özgürlük koridoru yaratacak şekilde özgür bireyler yetiştiriyor mu, yetiştirmiyor mu? Sorgulayan, eleştirel bakan, demokratik düşünen, bir şekilde sistemin parçası olmayan özgür bireyleri sisteme kazandırıyor muyuz, kazandırmıyor muyuz? Aynı şekilde, bu kadar kapsamlı bir düzenleme yapılırken eğitim emekçilerinin yoksulluk sınırı altında yaşamaları ya da atama bekleyen yüz binlerce öğretmenin sorunu hiçbir şekilde tartışılmıyor.
Şu anda bu sistemle ilgili Ankara'ya gelen eğitim emekçileri gündüz vermiş olduğunuz talimatlarla bol bol gaz yediler?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Tazyikli su yediler, şu anda da geceyi Ankara'nın soğuğunda geçiriyorlar. Hiçbiriniz merak edip "Bu insanların talepleri nedir, ne istiyorlar." diye düşünmüyorsunuz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Baluken.