| Konu: | ANKARA MİLLETVEKİLİ LEVENT GÖK VE 22 MİLLETVEKİLİNİN, SİYASİ NÜFUZUNU KULLANARAK RANT ELDE ETTİĞİ, ÇIKAR İLİŞKİSİ KURDUĞU KAMU GÖREVLİLERİNİ HİMAYE ETTİĞİ VE BÖYLECE GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANDIĞI İDDİASIYLA GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ HAKKINDA GENSORU AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİNİN ÖN GÖRÜŞMESİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 31.03.2012 |
CHP GRUBU ADINA LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak vermiş olduğumuz gensoru açılmasına ilişkin önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Bu gensoru görüşmelerinin televizyon yayını olmayan bir günde yapılması ve gerçeklerin halkımız tarafından öğrenilmesinin engellenmesini kınadığımı ifade etmek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu gensoru yolsuzluklarla mücadelede partilerin iddialarına, söylemlerine ve bunu hayata geçiriş biçimlerine yönelik olarak değerlendirme yapılması olanağı sağlayacak ve partilerin bu şekilde, yolsuzluklar karşısındaki samimiyetleri test edilmiş olacaktır. Bu gensoruda ifade edilen her iddianın belgesi bulunduğu gibi, şimdiye kadar yalanlanmış tek cümlesi dahi yoktur. Yapılan kimi açıklamalar ile konu, organize bir suç örgütünü ortaya koymaktadır. Siyaset kurumunun hafife alamayacağı, dikkatle irdelenmesi gereken bir konuyu tartışıyoruz değerli arkadaşlarım bugün.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yurttaş Suat Kılıç'ın herkes gibi elbette mülk edinme hakkı vardır. Bu gensoruda sorgulanan bunlar değildir. Bu gensoruda tartışılan, yurttaş Suat Kılıç değil, siyasetçi Suat Kılıç'ın mülk edinirken siyasetçi kimliğine uygun davranıp davranmadığıdır.
İktidar partisinin bir milletvekili ve partisinin Genel Merkez Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcılığı görevini sürdürürken siyasetçi Suat Kılıç'ın, danışıklı yollara başvurarak kendi partisinden bir belediyenin imar çalışması yaptığı yerden, belediye bürokratları aracılığıyla, değeri kat kat artacağı bilinen bir gayrimenkulü yok pahasına edinmesi, bu değer artışının hâlen Bakanlığı sırasında da devam etmesi, Bakanlığı dönemindeki kişileri himaye etmesi siyasi ahlaka ne denli uygundur? İşte bu gensoruda tartışılan bunlardır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Altındağ Belediyesi, Hamamönü mevkisinde, bir proje kapsamında, üç dört yıldan beri bir restorasyon çalışması yürütmektedir. Eski ve tarihî evlerle dolu olan bölgede, son yıllarda, sistemli bir şekilde tapu devirleri artmış, Altındağ Belediyesi, yurttaşları, evlerini yıkacağı ve istimlak edeceği tehdidiyle evlerinden çıkarmaya ve evlerini satmaya zorlamıştır. Yok pahasına satılan evlerin, proje ilerledikçe değerleri kat kat artmış, gayrimenkullerini satanlar açısından ciddi mağduriyetler oluşmuş, alanlar açısından ise önemli kazançlar ortaya çıkmıştır.
Suat Kılıç'ın da anılan bölgede taşınmaz edindiği bilgisi tarafımıza ulaştığında, konu yazılı bir önergeyle Başbakana sorulmuş, ancak bugüne değin hiçbir cevap alınamamıştır, Suat Kılıç da bu önergemiz basında yer almasına rağmen hiçbir açıklama yapmamıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sonuçta, Suat Kılıç'ın Hamamönü'nde satın aldığı iki adet taşınmaza ait belgeye, tapularına ulaşılmış ve bu bilgiler kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Suat Kılıç'ın Hamamönü'nde aldığı taşınmaz kaydı incelendiğinde, taşınmazları 29 Nisan 2009 tarihinde aldığı, birinci taşınmazın ahşap ev olduğu ve tamamını; ikinci taşınmazın ise arsa ve üç ahşap evden oluştuğu, bu taşınmazdan da hisse satın aldığı anlaşılmıştır. Her iki taşınmaz da yan yana olup, birinci taşınmazdan 16 metrekare arsa -dikkatle dinleyin değerli arkadaşlarım- ikinci taşınmaza şüyulandırılmış, bu şekilde Suat Kılıç üzerinde üç ahşap ev bulunan taşınmaza birinci evi almak suretiyle hissedar olmuştur. Suat Kılıç bu taşınmazlara 25.500 TL bedel ödemiştir ve buna göre tapu harçları yatırmıştır.
Değerli arkadaşlarım, bu satışın birinci aktörü taşınmazları satan kişidir. Suat Kılıç taşınmazları Erbil Yiğitbaş isimli bir şahıstan almıştır. Bu şahsı biraz yakından tanımaya ihtiyacımız var. Kimdir bu Erbil Yiğitbaş?
Erbil Yiğitbaş taşınmazların devir tarihinde yani 2009 yılında yirmi sekiz yaşında genç bir arkadaşımızdır. Kırıkkale Üniversitesinden mezun olmuştur. 2005 yılında orada araştırma görevlisi olarak işe başlamış ve kamu yönetiminde yüksek lisans yapmıştır. Bu arkadaşımızın seçim sistemlerine ilişkin yaptığı 2009 tarihli yüksek lisans tezinde şu görüşler paylaşılmıştır değerli arkadaşlarım; aynen şunu yazıyor Erbil Yiğitbaş? Kim bu Erbil Yiğitbaş? Suat Kılıç'ın evi aldığı kişi. Diyor ki Erbil Yiğitbaş: "Siyasi partilerin kamuoyu nezdinde güven ve itibarları her gün azalmaktadır. Özellikle son yıllarda kimi siyasal yolsuzluklara karşı bazı siyasi partilerin ve yetkili kişilerin adının karışması milletvekillerine ve siyasi partilere olan güveni iyice sarsmıştır."
Değerli arkadaşlar, bu görüşü bilimsel tezinde ifade eden Erbil Yiğitbaş herhâlde zorlanarak dâhil olduğu bu kirli ilişkinin günahını çıkartmak istemiştir.
Erbil Yiğitbaş, yani tapuyu devreden kişi Suat Kılıç ve ailesinin en çok güvendiği bir kişidir. Suat Kılıç, Erbil Yiğitbaş'tan danışman olarak yararlandığı gibi, kendisini geçtiğimiz yıl kurulan Türkiye Dijital Oyunları Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliğine getirmiştir. Diğer üyeleri yazılım kuruluşlarından seçilen Federasyonda dışarıdan tek üye Erbil Yiğitbaş'tır, o da Suat Kılıç'ın muvafakatiyle oraya gelmiştir.
Değerli arkadaşlarım, Erbil Yiğitbaş 4 Eylül 2011 tarihinde evlenmiştir. Ordu'da yapılan düğün ve nikâh töreninde Suat Kılıç da hazır bulunmuş ve nikâh şahidi olmuştur.
Erbil Yiğitbaş'ın Suat Kılıç ve ailesiyle olan yakın ilişkisi bir başka açıdan da şu şekilde ortaya çıkmıştır: Suat Kılıç'ın sayın eşinin Ankara Üniversitesinde yaptığı kadına yönelik şiddetle ilgili 2009 tarihli yüksek lisans tezinin ön sözünü sizlerle paylaşmak istiyorum, o tez de yanımda. 2009 tarihinde yani satışın olduğu tarihte Suat Kılıç'ın değerli eşi tezinin ön sözünde aynen şunları yazmıştır: "Çalışmalarımın düzenlenmesinde ve yazılmasında bana yardımcı olan ve emeğini esirgemeyen Erbil Yiğitbaş'a çok teşekkür ederim." Bu şekilde, değerli arkadaşlarım, Suat Kılıç ile Erbil Yiğitbaş arasındaki ilişki her zaman ve her yerde çok net olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sonuç olarak, değerli arkadaşlarım, Erbil Yiğitbaş, Suat Kılıç'ın mutemet adamıdır, Suat Kılıç işte bu şahıstan tapuları devralmıştır. Erbil Yiğitbaş daha sonra, konu ortaya çıkınca, basın mensuplarına "Satışa çıkartmıştım, kimse almadı, öyle bir talep geldi, biz de sattık." demiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; işin içine yalan ve dolan girince bakın nereye varıyor işler: Tapu kayıtlarını incelediğimizde Suat Kılıç'a taşınmazları devreden Erbil Yiğitbaş'ın söz konusu taşınmazları Suat Kılıç'a devrettiği tarih olan 29 Nisan 2009'dan tam iki ay yirmi yedi gün önce üzerine aldığı anlaşılmıştır. İlk satış budur, tam iki ay yirmi yedi gün önce. Bu niçin böyle olmuştur? Aslında Suat Kılıç bu evle ilgilendiğinde yaptığının yanlış olduğunun farkındadır. Evin esas sahiplerinden direkt olarak bu taşınmazları aldığında bu alım satımın duyulması endişesini taşımıştır. Bu nedenle taşınmazlar önce mutemet kişi Erbil Yiğitbaş adına alınmış, iki ay sonra devir işi yapılmıştır. Tam anlamıyla danışıklı, gizlenerek yapılmış bir satış var karşımızda. Suat Bey, gerçekten işinizi biliyorsunuz, sizi kutlamak gerekiyor bu konuda.
Gelelim satışımızın ikinci aktörüne: Suat Kılıç 29 Nisan 2009 tarihinde taşınmazları devralmak için tapuya kendisi gitmemiştir. Bunun için bir kişiye vekâletname vermiştir, Alparslan Ekinci isimli bir şahsa. Erbil Yiğitbaş ile Alparslan Ekinci tapuya birlikte gitmişler ve Alparslan Ekinci Suat Kılıç'tan aldığı vekâlet ile taşınmazları Suat Kılıç adına tapuda üzerine geçirmiştir. Kimdir bu Alparslan Ekinci değerli arkadaşlarım? Sıkı durun, Suat Kılıç'ın mutemet adamı Erbil Yiğitbaş'tan taşınmazların Suat Kılıç'a devri için tapuda vekâletname ile işlemleri yapan kişi yani Alparslan Ekinci Altındağ Belediyesinin Tarihî Alanları Koruma Şube Şefi'dir. Tekrarlıyorum: Tarihî Alanları Koruma Şube Şefi.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Yuh artık, bu kadar da olmaz ya!
LEVENT GÖK (Devamla) - Belediyenin Tarihî Alanları Koruma Şube Şefi ne iş yapar değerli arkadaşlarım? Tarihî alanların korunması, restore edilmesi, restore edilecek evlerin belirlenmesi, hangi sokağın ve hangi evin restore edileceğine karar verilmesi. İşte Suat Kılıç, görevi bu olan Tarihî Alanları Koruma Şube Şefi'ne, bir belediye bürokratına vekâletname vermiştir "Taşınmazları üzerime geçir." diye.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Rezalet!
LEVENT GÖK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, var mı böyle bir şey? Olabilir mi böyle bir şey? Dünyanın neresinde görülmüştür? AKP'li bir belediyenin bürokratları, üstelik imar çalışmasından sorumlu olan bir bürokrat ne zamandan beri tapu müdürlüklerinde emlakçılık yapıyor, yapabiliyor değerli arkadaşlarım? Kim izin veriyor bunlara, nasıl oluyor böyle işler?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yazıklar olsun!
LEVENT GÖK (Devamla) - İktidar partisinin milletvekili olan Suat Kılıç vekâletnameyi rahatlıkla vermekte bir beis görmemiştir.
Değerli arkadaşlarım, Tarihî Alanları Koruma Şefi sadece evin alınmasına yardımcı olmuyor, daha sonra aldığı vekâletnameyle evin restore edilmesi için, belediyeden olan gerekli izinlerin alınması için de Suat Kılıç'a yardımcı olan kişidir. Beyefendi Tarihî Alanları Koruma Şefi değil, sanki tarihî alanları alım satım şefi. Bunu gerçekten izah etmek güçtür. Bu ilişkiler kabul edilebilir ilişkiler değildir. Siyasi nüfuz, kamu erki, kamu bilgisi, her şey bu alım satımın içine girmiştir. Dünyanın hiçbir ülkesinde böylesine yozlaşmış ilişkileri hiçbir siyasetçi ve siyaset kurumu taşıyamaz değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından alkışlar)
Bu konuda Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki'nin açıklamaları da olaya başka bir boyut getirmiştir. Altındağ Belediye Başkanı, konu basına yansıyınca şu açıklamayı yapmıştır: "Alparslan Ekinci -yani Suat Kılıç'ın vekâletnamesini alan kişi- belediyenin imar bölümünde çalışan bir arkadaş. Suat Kılıç'ın vekâletiyle satışı takip ettiğini yeminle bilmiyordum. Samimiyetime inanın, benim hiç haberim yoktur." demiş ve hemen arkasından eklemiştir: "Basında şu kadar fiyata aldığı yazıyor, aslında taşınmazları 76 bine aldı."
İşler karıştı mı değerli arkadaşlarım? Belediye Başkanı Suat Kılıç'ın basına yansıyan evinin fiyatlarını başka bir fiyat olarak veriyor.
Şimdi, Altındağ Belediye Başkanı yeminle olaydan haberdar olmadığını söylüyor ama her konuşmasının her satırında her ayrıntı gizli ve devam ediyor, diyor ki: "Suat Kılıç'ın yeri hatırlıyorsam 170 metrekare. Bunların mirasçılarını bir araya getirmek zor. Muhtemelen satış, şahısların mirasçılarından takip etsin diye vekâletname alındı ve gayet insani bir iş. Buradan Suat Kılıç üç dört sene sonra rant yaratır." Açıklamalar aynen böyle değerli arkadaşlarım. Hiçbir şeyi açıklamaya, hiçbir şeyi izah etmeye gerek olmayan bir gensoruyu tartışıyoruz bugün.
Burada karşımıza şu çarpıcı tablolar çıkıyor:
Birincisi: Suat Kılıç, Belediye Başkanının söylediği gibi taşınmazlara 25.500 değil de 76 bin TL ödediyse tapuda harç yönünden, ödenen, bir kaçak vardır. Siz iktidar olarak milleti inim inim inletir, vergi toplamayı kaçırırken bakanlarınızdan bir arkadaşınızın yaptığı işe bakın değerli arkadaşlarım.
İkincisi: Alparslan Ekinci'nin -kamu görevine rağmen- evin ilk sahiplerince taşınmazların Erbil Yiğitbaş'a ilk satıldığı zaman da devrede olduğu ortaya çıkmıştır. Bu şekilde, Altındağ Belediyesinin Tarihî Alanları Koruma Şefi, birinci satışta, Erbil Yiğitbaş'ın aldığı satışta alıcılar yönünde; ikinci satışta, Suat Kılıç'ın aldığı taşınmaz satışında ise alıcı yönünde davranarak hem satışın içinde yer almıştır hem de alışın içinde yer almıştır. Yuh olsun sizlere Sayın Bakan! Bu işlere nasıl tenezzül ettiniz böyle? (CHP sıralarından alkışlar) Değerli arkadaşlarım, eğer belediyelerde bu işler böyle görülüyorsa bu işler çığırından çıkmış demektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yolsuzluklar ekonomiyi ve demokrasiyi tahrip ediyor. Ulusal Şeffaflık Örgütü 2011 Dünya Yolsuzluk Raporu'na göre, Türkiye, yolsuzluk ve rüşvette dünyada 183 ülke arasında 61'inci sırada yer alıyor; Namibya ve Ruanda'dan sonra geliyor.
Değerli arkadaşlarım, hatırlarsınız, Adana Belediye Başkanı Aytaç Durak, eşinin sahip olduğu arsanın değerini kat kat artıran imar değişikliği yaptı diye görevinden alınmıştır ve hâlen de yargılanmaktadır. Mesut Yılmaz, Türkbank ihalesinde ihaleyle ilgili bir iş adamıyla görüştü diye Yüce Divanda hesap vermiştir ve "görevi kötüye kullanma" diye suçu tarif edilmiştir. Yine Almanya Cumhurbaşkanı Wulff, geçtiğimiz günlerde -hatırlarsınız- bir iş adamı arkadaşından düşük faizle para aldı ve bunu herkesten gizledi diye hakkında soruşturma açılmış ve istifa etmiştir. Üstelik bu işi Cumhurbaşkanlığı görevinden önce Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı olduğu dönemde yaptığı zaman, bu dahi istifa etmesine engel olamamıştır. Dünyada örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Nereye baksak karşımıza Suat Kılıç çıkıyor. Az önce arkadaşımız anlattı Turgutlu Belediyesindeki işi. Bir başka belgeyi size göstereceğim. Bakınız, geçtiğimiz günlerde Metro Holdingin merkezinde kara para baskını yapıldı. Metro Holdingin sahipleri şu anda cezaevinde. Bu konu Almanya'da soruşturuluyor. "Galip Öztürk" denen kişi, Metro Holdingin sahibi "Uyuşturucu kaçakçılarıyla ilişkisi bulundu." diye sorgulanıyor.
Bakın, elimde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi var. 18/10/2007 tarihli bu gazetede Çarşamba Enerji Elektrik Üretim Anonim Şirketi ortakları yer alıyor. Kimler vardır dersiniz değerli arkadaşlarım? Şu anda kara paradan tutuklu Galip Öztürk, Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar ve tabii ki, yine karşımıza çıkıyor, Suat Kılıç, değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından alkışlar) Bu şirket, hidroelektrik santrali kurarak enerji işiyle uğraşmayı hedeflemiştir. Bildiğiniz gibi, bu tip santraller için izni ve imtiyazı Hükûmet vermektedir.
Milletvekilliği işi, bakanlık işi, grup başkan vekilliği işi bu işlerle karıştırılır mı değerli arkadaşlarım? Ben de avukattım, 20 Haziranda mazbatamı aldım, 21 Haziranda gittim, vergi dairesinden tüm ilişiğimi kestim ama Sayın Bakan, milletvekili olduktan sonra bu tip işlerin içerisinde yer almaya devam ediyor.
Sayın Suat Kılıç, ne işiniz var sizin bu ilişkilerde? Partiniz sizi genç yaşınızda yıllarca mücadele etmiş partililere karşı tercih etti, elinizden tuttu, aklınıza bile gelmeyecek makamları size bahşetti, milletvekili oldunuz, partide her şey oldunuz, bakan olduğunuz. Nedir bu hırs? Gelin de bunu anlatın bize bir şekilde.
Değerli arkadaşlarım, Gençlik ve Spor Bakanlığı yapıyor Suat Kılıç. Gençler size emanet, bu gençler sizi nasıl örnek alacak Sayın Suat Kılıç? Açıkla bu ilişkileri? Hamamönü'ndeki evi sana kim tavsiye etti? Erbil Yiğitbaş'la olan ilişkilerini açıkla, Alparslan Ekinci'yle olan ilişkilerini açıkla, tapuda gerçekten kaça aldın bunu açıkla, tapuda ne kadar harç yatırdın bunu açıkla, her şeyi gel, açıkla? Birazdan; kürsü açık, ben de karşında oturacağım, cevap ver bakalım bunlara.
Değerli arkadaşlarım, değerli milletvekilleri; konu hassastır, konu çok da siyaset kurumunu ilgilendiren bir konudur. Şimdi, konu özellikle AKP'li milletvekili arkadaşlarımızın ellerinde ve vicdanlarında. Birazdan gensoru önergesinin öne alınması, önergenin işleme alınması oylanacak ve muhtemelen de el kaldırarak bu önergenin reddedilmesini sağlayacaksınız. Benim sizlere tavsiyem, elinizi bir yandan moral değerlerinize koyun, bir yandan ahlaki değerlerinize koyun, bir yandan insani değerlerinize koyun ve siyasetin dayattığı bu ikilem karşısında vicdanınızı tercih edin çünkü değerli arkadaşlarım, ben sizlerin moral kaynaklarınızın nasıl geliştiğini ve ne zengin olduğunu biliyorum. Hazreti Muhammed'in bir hadisini benden çok iyi bildiğinizi biliyorum. Ne diyor Hazreti Muhammed hadisinde: "Mal hırsının ve makam hırsının dine verdiği zararı, koyun sürüsüne saldıran aç kurtlar veremez." diyor. Bu davranışı bekliyoruz sizlerden. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, Suat Kılıç, Gençlik ve Spor Bakanı. Nasıl emanet edeceğiz Gençlik ve Spor Bakanına gençlerimizi? Başbakan diyor ki: "Dindar gençlik yetiştirelim." ama hadislere uymayan, âdetlere uymayan, siyasetin hiçbir etik kuralına uymayan bir Bakan arkadaşımız var karşımızda. Bu arkadaşımızı bu koltukta tutmak, siyaset kurumunun her gün erimesine yol açacaktır. Lütfen bunu onaylamayınız. Bu hesabı bugün burada görün. Suat Kılıç, Hamamönü'ne girdi, orada kaldı. Şimdi hamama girme sırası sizde, hamama giren terler değerli arkadaşlarım, hamama girin ve arınarak çıkın bu hamamdan. Lütfen bu gensorunun işleme konulması yönünde oylarınızla katkı da sağlayın. Kendi partiniz açısından değil, Türkiye'deki siyaset açısından, Türkiye'deki ahlak açısından, lütfen sizler de katkı sağlayın.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Suat Kılıç, geçenlerde, bir gazeteye demeç vermiş ve orada diyor ki: "Bana, Müsteşarım, valilerim, il müdürlerim `Bakan' diyebilirler ama benim hitap ettiğim gençler, öğrenciler; lütfen, değerli öğrenciler bana `ağabey' desinler, ben onların Suat Ağabeysiyim."
Sayın Suat Kılıç, hiç merak etmeyin, gençler size hitap edecekler ve size aynen şöyle söyleyecekler: "Sen neymişsin be ağabey!"
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gök.