GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:53
Tarih:18.01.2012

ENVER ERDEM (Elâzığ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 138 sıra sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı'nın 1'inci maddesi için verilen önerge üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, dün ebedî istirahatgâhına uğurladığımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş'ı rahmetle anıyor, ailesinin ve milletimizin başı sağ olsun diyorum.

138 sıra sayılı bu Kanun Tasarısı'nın 1'inci maddesi amaç ve kapsam maddesidir. Bu kanunun amacı Cumhurbaşkanı adaylarında aranacak nitelikleri, seçim öncesi, seçim günü, seçim sonrası yapılması gereken işlemlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Yirmi dört maddeden oluşan bu düzenlemenin yüzde 80'i Anayasa hükümlerinin ve bilinen kanunların tekrarı anlamındadır. Oy kullanırken uygulanacak genel ilkeleri yani serbestlik, eşitlik, gizlilik, genellik, yargı denetimi, oyların sayımı ve dökümü gibi düzenlemeleri bir kenara bırakacak olursak gerçek amacı ortaya çıkacaktır. O amaç da 11'nci Cumhurbaşkanının görev süresi ve tekrar aday olup olmayacağıyla ilgili hususlardır. Bu kanun tasarısının amaç ve kapsamını bu şekilde ortaya koyarak sorunun kolayca anlaşılmasını sağlayabiliriz.

Değerli milletvekilleri, yapılan bu düzenlemelerle, bir kez daha ülkemizde rejim sorunuyla karşı karşıya getirilmiş bulunmaktayız. Bu tasarıyla referandumdan geçmiş anayasal düzenlemeyi yasal bir düzenlemeyle değiştirme düşüncesi, rejim sorununa bir de ciddi bir hukuk sorunu eklenmesine neden olmuştur. Yapılmak istenen bu değişiklik hem usul ve şekil yönüyle hem de esas yönüyle ciddi sorunları beraberinde getirmektedir. Demokrasilerde yöntem sorunu en önemli sorunlardan birisidir. Hukukun ana prensiplerinden birisi olan işlemlerin paralelliği ya da tersine işlem teorisi bu düzenlemeyle ihlal edilmektedir. Yani normlar hiyerarşisi denilen çok basit bir kural vardır: Hiçbir hukuki düzenleme bir üstteki düzenlemeye aykırı olamaz. Yani tüzükler ve yönetmelikler yasalara, yasalar anayasalara aykırı olamazlar. Yapılan bu değişiklik ile normlar hiyerarşisi de ihlal edilmiş olacaktır. Yani Cumhurbaşkanının görev süresi Anayasa maddesiyle düzenlenmişse onunla ilgili değişiklikler de yine Anayasa'da yapılacak düzenlemelerle olmalıdır. 2007 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanının görev süresi yedi yıldan beş yıla düşürülmüştür ve geçici, istisnai hiçbir düzenleme de yapılmamıştır. Yine aynı Anayasa değişikliği ile milletvekilliği süresinin beş yıldan dört yıla inmesi neticesinde 22 Temmuz 2007 yılında milletvekilliği genel seçimleri yapılmıştır. Şimdi soruyorum: Siz bu garabete nasıl müsaade edeceksiniz? Aynı düzenleme milletvekillerine geçerli, Cumhurbaşkanına geçerli değil mi diyeceksiniz? Peki, Anayasa'nın 104'üncü maddesinde değişiklik yapılıp Cumhurbaşkanı yetkileri sınırlandırılsaydı ne olacaktı? Yine eski yetkilerini mi kullansın diyecektiniz ya da Cumhurbaşkanı "Ben eski yetkilerimi kullanmak istiyorum." mu diyecekti?

Değerli milletvekilleri, Cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgili oluşturulan polemikler yapay bir durumdur. Her Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi, bu defa da Sayın Cumhurbaşkanının görev yapacağı bu son iki yılın tartışmalı geçmesi amaçlanmaktadır. Anayasa'da belirtilen Cumhurbaşkanının görev süresinin Anayasa'da değil de yasayla değiştirilmesinin amacının yasanın Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülerek Anayasa Mahkemesine götürülmesinin yolu açılmak ve Cumhurbaşkanlığı müessesesi sürekli tartışma konusu yapılmak istenmektedir. Yine Anayasa Mahkemesi bu yapılan düzenlemeyi iptal ederse ne olacak, daha sonra Yüksek Seçim Kurulu mu devreye sokulacak? Tarafsız ve tartışmasız olması  gereken Cumhurbaşkanlığı müessesesi neden sürekli tartışmaların tam ortasında tutulmak isteniyor?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENVER ERDEM (Devamla) - Bu probleme yasal açıdan bakıldığında ortada bir problemin olmadığı, illa "Bir problem var." deniyorsa yasal veya anayasal çözümün de çok kolay olduğu bilinmektedir.

Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Erdem.