| Konu: | CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 18.01.2012 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 138 sıra sayılı Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu Tasarısı'nın 3'üncü maddesi üzerindeki önergemizle ilgili grubum adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Şu anda üzerinde konuştuğumuz madde kanun tasarısına gereksiz olarak ilave edilmiştir, çünkü bu konu Anayasa'mızda açıkça yer almaktadır. Yüce Mecliste bir hayli hukukçu arkadaşımız var, ayrıca Meclis çalışmalarını yakından takip eden hukukçular var; bizi dinleyen hukukçular ve aklıselim insanlar, görüştüğümüz konuyu inanıyorum ki tebessümle takip ediyorlar. Hukuk fakültesi birinci sınıf öğrencilerinin bile tartışmayacağı açık hükümleri lüzumsuz yere burada tartışıyoruz. Aslında, temel problem bir sistem üzerinde konuşamamak. İktidar, bütün kanun tasarılarında yaptığı gibi, günlük gelişmelere tepki olarak düzenleme yapmayı alışkanlık hâline getirmiştir. Oysa, birilerine tepki duyularak ya da günlük siyasi hesaplara göre yapılan düzenlemeler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yeni sıkıntıları ve tartışmaları beraberinde getirmektedir.
İktidara tavsiyemiz, rüzgâra göre hareket etmekten vazgeçip, ortak akla uygun bir çalışma ortamı oluşturmasıdır. Olmayan sorunları varmış gibi göstermek ya da var olan sorunları yokmuş gibi göstermek, yüce Meclisin ve milletimizin zamanını çalmaktan başka bir işe yaramamaktadır.
Anayasa ile düzenlenmesi gereken hususları kanunla düzenlemek, kanunla düzenlenmesi gereken hususları Parlamentonun yetkilerini gasp ederek kanun hükmünde kararnamelerle düzenlemek çözüm üretemedi bugüne kadar arkadaşlar, bundan sonra da üretemeyecektir.
Şimdiyse, 11'inci Cumhurbaşkanı seçildiği tarihte yürürlükte olan mevzuata göre sürenin yedi yıl olduğu, beş artı beş olmak üzere yeniden yapılan düzenlemenin 11'inci Cumhurbaşkanı için geçerli olamayacağını iddia etmektesiniz. Bu, tartışılamayacak kadar açık bir husustur. Eğer 11'inci Cumhurbaşkanının görev süresinin yedi yıl olması öngörülseydi Anayasa değişikliği oylanırken bu hüküm altına alınabilirdi. Şimdiyse önemli bir yanlışta ısrar ediliyor, Cumhurbaşkanının görev süresiyle Cumhurbaşkanının seçimi birbirine karıştırılıyor. Bugün biz Cumhurbaşkanının görev süresini tartışabilecek pozisyonda değiliz. Eğer bunu tartışacak isek ortaya bir Anayasa değişikliğini getirmek, gündeme bir Anayasa değişikliğini getirmek durumundayız. Şimdi, Cumhurbaşkanının seçimiyle ilgili usulü tartışacaksak da bu kanundan bu hükümleri çıkarmak durumundayız. Anayasa'da düzenlenmiş olan bir hususun kanunla düzenlenmeye kalkışılması Anayasa'ya açıkça aykırıdır, bunu tartışmak bütün hukukçular için abesle iştigaldir. Anayasa'da açık olarak düzenlenmiş olan hususların aynı ifadeyle şu andaki kanunda yeniden ifade edilmesi anlamsız ve gereksizdir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi demokratik parlamenter sistemin özüne aykırıdır. Anayasa'da, Anayasa değişikliğinde bizim üzerinde durmamız gereken en önemli konu bence budur.
Yine, yüce Mecliste Anayasa değişikliği için bütün grupların katılımıyla bir Uyum Komisyonu kurulmuş, bu Komisyon çalışmalarına devam etmekteyken, bu konudaki bu Komisyonun çalışma alanına müdahale niteliğindeki bu düzenlemelerin burada tekrar gündeme getirilmesi de anlamsız ve gereksizdir. Bu Cumhurbaşkanının görev süresi, Cumhurbaşkanının yetkileri, demokratik parlamenter sistemin yeni anayasada nasıl yer alacağının Uyum Komisyonunda yeterince üzerinde çalışılıp yeni anayasayla birlikte Parlamentoya getirilmesi gerekir. Bu sebeple bu kanuna eklenen hem 3'üncü madde hem de geçici maddenin bu kanundan çıkarılması gerekmektedir. Bu anlamsız maddelerin üzerinde burada zaman kaybetmeye gerek yoktur.
Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Erdoğan.