| Konu: | CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 19.01.2012 |
REŞAT DOĞRU (Tokat) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı'nın 21'inci maddesinin tasarı metninden çıkarılması, diğer maddelerin teselsül ettirilmesi hakkında verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Önergemizde, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi bir seçim olduğuna göre, usul ve esasları da seçim mevzuatınca belirtilmiştir, bu konunun tekrar tasarıya yazılması gereksiz ve anlamsızdır, bundan dolayı 21'inci maddenin tasarıdan çıkarılmasını istiyoruz.
Sayın milletvekilleri, bilindiği üzere, kanun değişiklikleri veya tümüyle mevzuat değişiklikleri, toplumsal bir ihtiyacı karşılamak için yapılır. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili 5+5'i içeren kanun değişikliği daha önce Mecliste yasalaşmış, halk oylamasına da sunulmuştur. Bu kanunla beraber, milletvekilliği süresi de dört yıl olarak tespit edilmiştir. 23'üncü Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu dört yıllık süre uygulanmış ve hiç kimse, bu yönlü olarak da herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Ancak, aynı durum Cumhurbaşkanlığına gelince değişmekte ve yeni bir düzenlemeyle karşılaşmaktayız. Bu düzenlemeyi anlamak çok zordur. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği halk tarafından kabul edildiğine göre o zaman neyi bekliyoruz? Neden iki sene sonra bunu uyguluyoruz? Anlamak çok zordur. Bu durum halka güvensizlik durumunu gösteriyor. Ayrıca da halkın bizzat kendisi tarafından referandumla kabul edilmiş bir metnin vekilleri tarafından değiştirilmesi halkın iradesine karşı bir nezaketsizlik değil midir? Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak Cumhurbaşkanlığı seçim süresinin beş yıl olduğunu ve kendisi isterse 2'nci kez de aday olabileceğini ifade etmiştik. Mevcut Anayasa'mızda da bu konunun bariz şekilde açıklanmış olduğunu düşünüyoruz. Çünkü milletimiz halk oylaması yapmış ve de karar vermiştir. Referandumda halkımız mevcut Cumhurbaşkanımızın da aynı süreye tabi olmasından dolayı oraya oy vermiştir. Bunu değiştirmek millî iradeye emrivaki yaparak halkı yanıltmaktır.
Getirilen bu kanun tasarısı, AKP içerisindeki çekişmelerden, hesaplardan dolayı Meclisimiz gündemine gelmektedir. Bir siyasi parti içindeki çekişmeler, güç kazanmalar, siyasi oyunlar milletimizin yaşadığı reel gündemi göstermiyor. Halkımız şu kış gününde Cumhurbaşkanlığı seçiminden ziyade içinde yaşam mücadelesi verdiği kendi gündemiyle meşguldür. Ülkemiz siyasallaşmaya doğru giden terör örgütünün saldırısı ve baskısı altında bulunurken memur, esnaf, çiftçi, emekli, iş adamı ağır ekonomik baskı altında inim inim inlemektedir. Anadolu insanı üretimden vazgeçerken ücretli insanlarımız banka hesapları, kredi kartı borçları dolayısıyla adliyelere taşınmaktadır. Bugün sokakta her 3 kişiden 2'si kredi kartı ya da başka bir banka borcunun baskısı altında ne yazık ki ezilmektedir. Sadece Ankara Adliyesinde ortalama 1 milyon civarında icra takibinde vatandaş olduğu basında yer almaktadır. Gerçi Başbakan bu konuda kredi kartı borcu olanları mağdur olarak görmediğini söylemiştir, ancak durum hiç de böyle değildir. Borçlu insanlar ailesiyle beraber çok büyük sıkıntılar içinde olup psikolojileri bozulmuş durumdadır.
Günden güne ülkemizde aile yuvasının dağıldığını, cinnet geçiren insanların her tarafa saldırdığını, her geçen gün intiharların arttığını görüyoruz. Neredeyse intihar olmayan gün geçirilmemiş gibi görünüyor. Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu Tasarısı görüşülürken bu gerçek gündem maalesef göz ardı ediliyor. İşsizliğin dağ gibi arttığı, çiftçinin üretimden vazgeçtiği, emeklinin hayata küstüğü bir zaman sürecini hep beraber yaşıyoruz. İşte bütün bunların araştırılıp gerekli önlemlerin alınması gerekirken Hükûmet suni gündemlerle günü dolduruyor, istediği konuyu da ülke gündemine getirerek gerçek gündemi tartıştırmayıp unutturuyor. On yıldır tek başına iktidar olan siyasi partinin ne zaman gerçekleri göreceğini bekliyoruz. Ancak umudumuz da kalmamıştır, milletimizin de umudu tükenmiştir.
Milletimizin bütün bu yanlışları görüp önümüzdeki dönem karar vereceğini umut ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Doğru.