GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:54
Tarih:19.01.2012

OKTAY VURAL (İzmir) - Evet, Burhan Kuzu da yine o gün? Tabii, lafların sizin için anlamı yok.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Hayır var, yapma!

OKTAY VURAL (İzmir) - Yani sizin için söz vermek, Meclis Başkanının başkanlığında toplanıp "Şu, şu, şunlarda anlaşıyoruz." deyip ondan sonra İç Tüzük değişikliği göstermek, sizin için sözü yemek çok kolay, çok kolay!

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Ne alakası var? Oktay Bey, teklif de mi vermeyelim yani Allah aşkına ya!

OKTAY VURAL (Devamla) - Onun için, önemli olan fikir ve siyaset namusuna sahip çıkmak.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Bir dakika? Teklif de mi vermeyeceğiz, ne demek yani?

OKTAY VURAL (Devamla) - Sözün namusu da vardır, o sözün namusuna sahip çıkacaksınız.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Sözümüze de, namusumuza da sahip çıkıyoruz. Yani teklif veremeyecek miyiz? Böyle şey olur mu?

OKTAY VURAL (Devamla) - 2007 yılında bunu yaptıktan sonra gidip seçim meydanlarında "5+5 olacak, halk seçecek." el ele, kol kola girip propaganda yaptınız da, şimdi gelip niye bu "5+5"i unutuyorsunuz da "yedi yıl"a getiriyorsunuz?

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Başından beri "yedi yıl" var, yedi yıl için seçildi.

OKTAY VURAL (Devamla) - Sizin için söz önemli değil, bizim için söz önemlidir. Bizim için söz önemlidir, sizin için önemli olmayabilir. Sizin için suya yazılmıştır onlar?

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Biz verdiğimiz her sözün sonuna kadar arkasında dururuz, lafta değil esasta dururuz Oktay Bey!

OKTAY VURAL (Devamla) - Ama biz inanan insanlarız, biz biliyoruz ki, gözler ve kulaklar şahadet eder ona ve bu şahadetin bedelini de ileride, tutmadığınız sözlerin bedelini de elbet ödeyeceksiniz.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Nasıl ödeyecekmişiz? Nasıl ödeyeceğiz?

OKTAY VURAL (Devamla) - Biz buna da iman edenlerdeniz.

Bütün bunlar yapılırken "Cumhurbaşkanı, yedi yıl uzun, hesap vermesi gerekir." diyor Burhan Kuzu. Ne oldu hesap verme? Yok, yaz tahtaya, kalsın haftaya! Nerede verdiğiniz sözler? Bu millete verdiğiniz sözleri tutmuyorsunuz.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Millet karar veriyor.

OKTAY VURAL (Devamla) - "Yedi yıl" ne zaman çıktı? 2009 yılında yok, tasarıda yok. 2011 yılında yok. Ne zaman çıktı biliyor musunuz? Şike yasasını veto ettikten sonra çıktı. Hatırlarsınız, o zaman AKP içerisinde birtakım kaynamalar oldu, bu kaynamalar neticesinde ondan sonra birdenbire "yedi yıl olsun" diye bir anlaşmaya varıldı. Aranızdaki meseleyi, Anayasa'yı ihlal ederek çözemezsiniz.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Boşuna uğraşma Oktay Bey, suni olarak proje üretme.

OKTAY VURAL (Devamla) - Allah kimseyi kendi sözleriyle imtihan etmesin. Bakın, biz 367'yle ilgili sorun getirildiği zaman bunun doğru olmadığını söyledik, yanlıştır dedik ve 2007 seçimleri yapıldı. Biz Parlamentoya girdik, yanlış olan bir uygulama neticesinde, Parlamentonun Cumhurbaşkanı seçimini yapmasını temin ettik ve bu yönüyle bakıldığı zaman, 21 Ekimde de bununla ilgili garabeti de ortadan kaldırdık. Şimdi geldiğimiz bu noktada, "367 var mı Anayasa'da var mı, var mı?" diyordunuz. Nerede o Anayasa? Yahu Anayasa'da "yedi yıl" var mı, var mı ya? Bak, 367'cilerin kullandığı iddiaları kullanır hâle geldiniz. Ne olacak biliyor musunuz? Hatırlarsanız, Ahmet Necdet Sezer'in görev süresi dolmuştu, görev süresi dolduktan sonra kalktı Bülent Arınç dedi ki, "Olur mu canım fuzuli işgaldir! Burada duramaz, ben vekâlet etmeliyim." dedi. Ne olacak beş yıl sonra? Yine aynı şekilde meşruiyet tartışması gelecek ve bugünkü Cumhurbaşkanını bir meşruiyet tartışması içerisine sokacaksınız. Oysa sizin, bu düzenlemeyi anayasa değişikliğiyle yapmanız gerekiyordu.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Yasama hakkıdır. Yasama hakkını yasama organı kullanıyor.

OKTAY VURAL (Devamla) - Kanunla Anayasa'yı değiştirmek gibi bir garabeti yerine getirdiniz.

Bakın, burada gerçekten 367 yok ama "var" diyenler gibi şimdi siz de yedi yıl yok ama "var" diyenlerden oldunuz. Şimdi, bu tartışmalara geldiğimiz zaman, bu seçimle ilgili bizim tercihimiz 5+5'tir ve bir Cumhurbaşkanının 2'nci kez seçilmesini engellemek tamamen parti içi siyasi hesapların buraya getirilmesidir. Gidin, hesaplarınızı AKP Genel Merkezinde görün.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Zorlama, zorlama. Zorlamaya gerek yok.

OKTAY VURAL (Devamla) - Millet Meclisi sizin hesaplarınızın görüleceği yer değil.

Bir diğer konu da para ve Cumhurbaşkanlığı seçimi. Cumhurbaşkanı lobilerin, holdinglerin, para babalarının kucağına itiliyor.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Ayıp, ayıp Oktay Bey. Gerçekten çok ayıp!

OKTAY VURAL (Devamla) - Böyle bir sistem, yaklaşım tarzı doğru değildir çünkü bizde siyasi partilere hazine yardımının yapılmasının asıl amacı para ve siyaset arasındaki ilişkiyi ortadan kaldırmaktır ama siz bu ilişkiyi yapısallaştırıyorsunuz. Parası olan propaganda yapar esasını getiriyorsunuz.

Bir başka konu, Başbakan ve Cumhurbaşkanının aday olmasıyla ilgili. Bunlar görevlerini devam ettirecek. Olamayanlar? "Onlar nasıl yaparsa yapsın." diyeceksiniz.

Bütün bunları dikkate aldığımız zaman bir garabet daha ortaya çıkıyor. Bakın, kanuna göre bir siyasi parti yüzde 10'u aşkın oy almışsa Cumhurbaşkanı adayı göstermesi mümkün değildir. Yüzde 10'u aşmış bir partinin Cumhurbaşkanı adayı göstermesi mümkün değildir ancak birkaç partiyle bir araya geldiği zaman Cumhurbaşkanı adayı gösterebiliyor. Tam bir garabet.

Bu yasa Anayasa'ya aykırıdır. Anayasa'ya aykırı bir düzenlemeyi yapmak yerine Cumhuriyet Halk Partisinin size bir önerisi var: "Gelin, Anayasa'yı birlikte değiştirelim." diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OKTAY VURAL (Devamla) - O Anayasa'yı birlikte değiştirerek hiç olmazsa hukuka, hukukun üstünlüğüne gerekli saygıyı gösterin diyorum, hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Vural.