| Konu: | KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 90 |
| Tarih: | 04.04.2012 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 200 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın ikinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Öncelikle on beş yıl önce Hakk'a yürüyen partimizin kurucusu, Türk milliyetçilerinin efsane lideri Başbuğumuz Alparslan Türkeş'e Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun, kabri nur dolsun, ruhu şad olsun.
AKP Hükûmeti, memurlar ile emekli dul ve yetimlerine, maaşları memur maaş katsayısı ile hesaplanan 4/C mağdurları, 65 yaş aylığı alanlar, engelliler, gaziler, gazi ve şehit yakınları, köy korucuları ve muhtarlara 2012 yılı maaş zamlarını henüz vermemiştir.
Yaklaşık 6 milyon kişi, 2012 yılının 4'üncü ayına girmemize rağmen, 2012 yılı maaş artışlarını alamamışlardır. AKP Hükûmeti, bu kesimleri ilk defa zamsız maaşa mahkûm eden hükûmet olma unvanını elde etmiş ve tarihe geçmiştir. Peki gerekçe ne? Toplu sözleşmeyle ilgili görüşmekte olduğumuz yasal düzenlemenin bu zamana kadar çıkarılmamış olması.
Anayasa değişikliğinin yapıldığı 12 Eylül referandumunun üzerinden tam on sekiz ay yirmi gün geçmiştir. Peki, bu yasanın bu kadar uzun sürede çıkarılmamış olmasının sorumlusu kimdir? Elbette AKP Hükûmeti. "Araya seçim girdi" diye bir mazeret olamaz. Zira, bu süre zarfında 273 kanun, 35 de kanun hükmünde kararname olmak üzere tam 308 adet yasal düzenleme yapılmıştır.
Sayın Bakan, "Alt komisyonda muhalefetiyle, iktidarıyla uzunca bir süre bu konu üzerinde çalışıldı, değerlendirildi." diye bahane uyduruyorsunuz? Ben o komisyonun üyesiydim. Alt komisyon bir aydan daha fazla bir süre toplantıya bile çağrılmadı. Sadece iki gün çalışıldı, iki gün de Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldü. Hâlbuki tasarının Meclise gelişinden bu yana bile iki buçuk ay oldu.
İstediği kanunu bir gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçiren AKP Hükûmeti, aileleri ile birlikte 20 milyona yakın vatandaşımızı yok saymış ve kaderiyle baş başa bırakmıştır. AKP Hükûmetinin bu tutumunu bir saygısızlık ve insanlık ayıbı olarak görüyor ve kınıyoruz.
Buradan Hükûmete soruyorum: Zamanınız mı yoktu da bu kanunu bugüne kadar çıkarmadınız? Yoksa, kapasiteniz mi yetersiz? Yoksa, kaynağınız mı yok? İstediğiniz zaman, ucunda rant olan ya da ucu kendinize dokunan konulara dair yasaları Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir günde geçirip Köşk'ten de anında onaylatabiliyorsunuz. MİT Müsteşarını koruma yasası, belediye başkanınızı görevi kötüye kullanma suçuyla ilgili hapis cezasından kurtarma yasası gibi düzenlemeleri bu süreçte nasıl çıkardığınızı kamuoyu biliyor. Zaten yaptığınız birçok düzenleme de kamu arazileri nasıl talan edilebilir, kadrolaşma nasıl sağlanır, ihale mevzuatından, denetimden ve yargıdan nasıl kaçınılabilir mahiyetini içermektedir.
AKP Hükûmeti 2012 maaş zamlarını vermediği gibi uygulamaya koyduğu zamlarla dar ve sabit gelirli vatandaşlarımıza zulüm uygulamakta, inim inim inletmektedir. Vatandaş her gün yeni bir zam haberi ile karşı karşıya kalmaktadır. AKP Hükûmetinin vicdanı, insafı ve merhameti de kalmamıştır. Bir günde elektriğe yüzde 9'a, doğal gaza yüzde 19'a varan zam yapılır mı? Siz, fakir fukarayı, dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızı hiç düşünmüyor musunuz? Sanayicimiz, ihracatçımız bu kadar yüksek girdi maliyetiyle nasıl rekabet edebilecek? Derhâl bu zamları geri alın.
Kamu çalışanları, 4/C mağdurları, memur emeklileri, altmış beş yaş aylığı alanlar, engelliler, gaziler, şehit yakınları, köy korucuları ve muhtarlar daha maaş farklarını alamadan, alacakları maaş zammından çok daha fazlasını ödemekle karşı karşıya bırakılmıştır. Sadece sağlık yardımı ile ilgili ödedikleri muayene, ilaç, kutu, reçete katılım payları bile artık, aylıklarının önemli bir kısmını teşkil eder hâle gelmiştir. Maaş artışlarını söylerken, yaptığınız bu kesintileri niye görmezden geliyorsunuz?
Kamu çalışanlarının maaşı yerinde sayarken lojman kiraları artırılmış, servis ücretlerine zam yapılmış, yemek bedelleri zamlanmıştır, vergiler, harçlar zamlanmıştır.
Hükûmet, maaş zamlarını geciktirmiştir. Öyleyse, gecikme bedeli ödemek zorundadır. Bu nedenle, 1 Ocak 2012'den geçerli olmak üzere, maaşlara yapılacak zamma, her ay için kamu alacaklarına uygulanan gecikme bedeli oranında telafi artışı eklenmelidir.
Değerli milletvekilleri, bu tasarının görüşmelerine Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç'ın üç buçuk ay önce yaptığı konuşma damgasını vurmuştur. Sayın Arınç "Memur-Sen'in görüşleri doğrultusunda yasa değişikliği yapılıp, toplu sözleşme imzalanacak, bundan kimsenin endişesi olmasın.'' demişti. Doğru söylemiş, öyle de oldu, Sayın Arınç'ın dediği doğrultuda hazırlanmış bir tasarıyı görüşüyoruz. Gerçi, Sayın Bakan, bu yasadan sorumlu Bakanlık Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sayın Başbakan Yardımcısının tasarının bu noktaya gelişine kadar en ufak bir tavsiye dahi yapmadığını ifade ediyor ama Başbakan Yardımcısının kamuoyuna açık yaptığı konuşma da orada duruyor. Ne yani, boş verin, Sayın Arınç'ı kale almayın mı demek istiyorsunuz? O, sıradan bir kişi değil ki, Başbakan Yardımcısı ve AKP Hükûmetinin de sözcüsü, elbette sözleri Hükûmeti bağlar.
Sayın Bakan, dün verdiğiniz bilgilere göre, Memur-Sen'in üye sayısı 505 bin 378, sendikalı kamu çalışanlarının yüzde 43,2'sini oluşturuyor. Sendikalı kamu çalışanlarının yüzde 57,8'i de diğer sendikalara üye. Bu durumda, Sayın Bakan size bazı sorular sorup cevabını da vereceğim, "öyle değil" diyebiliyorsanız çıkın, açıklayın.
Bu tasarıya göre Kamu Görevlileri Sendikaları Heyetini teşkil eden üyelerin büyük çoğunluğu kimdedir? Memur-Sen'de. Dikkatinizi çekerim, toplam sendikalı kamu çalışanlarının yüzde 43'üne sahip olan Memur-Sen, Heyet üyelerinin yüzde 60'ına sahip bulunmaktadır.
Konfederasyon temsilcileri belirlenirken Memur-Sen her 57 bin üyesi için 1 temsilci, Türkiye Kamu-Sen her 100 bin üyesi için 1 temsilci ve KESK ise her 116 bin üyesi için 1 temsilci atayabilecektir. Buna göre temsilde adalet var mı? Olmadığı ortada.
Toplu sözleşmeyi tek başına imzalama yetkisi kimdedir? Memur-Sen Genel Başkanında. Yine, Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna itiraz hakkı kimdedir? Memur-Sen Genel Başkanında. Zaten geriye ne kaldı ki Sayın Bakanım?
Toplam sendikalı kamu çalışanlarının yarıdan fazlasını temsil eden diğer konfederasyon başkan ve temsilcilerinin yetkisi nedir? Heyette ne görev yapacaklar? Tasarıya göre, figüranlık. Oysa, ILO normlarına göre her sendikaya, üyelerini toplu pazarlıkta temsil hakkının tanınması gerekiyor. Tasarıyla memurların yüzde 54'ünü temsil eden Kamu-Sen ve KESK tümüyle dışlanmaktadır. Zaten Sayın Bülent Arınç da tam bunları söylemişti; dolayısıyla yadırgamamak lazım, AKP zihniyetinin anlayışını ortaya koymuş. Testinin içinde ne varsa o dışına sızarmış.
Kamuya işe girişte ve görevde yükselmelerde, kamu imkânlarının hoyratça kullanımında ve kamu ihalelerinin verilmesinde de AKP'ye oy ve destek vermiş olmak kriterinin baz alındığını yapılan uygulamalar zaten göstermiştir.
Akrebe sormuşlar "Neden insanları sokuyorsun?" diye, o da "Tıynetim bu, bunun üzerine yaratılmışım." demiş. AKP zihniyetinin de tıyneti bu; insanları aldatmak, kandırmak, yandaşları kayırmak.
"Hazreti Ömer adaleti" diyerek iktidara gelenler, kendilerine ve yandaşlarına her şeyi hak bilip kendinden olmayanlara karşı da Ebu Leheb zulmünü reva görmüşlerdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA KALAYCI (Devamla) - Tasarının hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kalaycı.