| Konu: | KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 90 |
| Tarih: | 04.04.2012 |
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; 200 sıra sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 19'uncu maddesine ilişkin değişiklik önergesinden dolayı söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken Türk milliyetçiliğinin kilometre taşı, bugün yargılanmaya başlanan 12 Eylül darbesinin gerçek mağdurlarından merhum Başbuğ Alparslan Türkeş'i saygıyla yâd ediyorum.
Yine sözlerime başlarken bir ifadede bulunma ihtiyacı hasıl oldu. Sayın Bakandan özellikle rica ediyorum? Efendim, bu tasarınızın her yerini inceledik, ne Kamu İhale Kanunu'yla ilgili bir hüküm var ne de şöyle kenara köşeye sıkışmış 3-5 milyar dolarlık bir muafiyet var. Diğer bakanlarımızın bütün tasarıları, teklifleri hep böyle Kamu İhale Kanunu'na atıfta bulunuyordu, bir 3-5 milyar dolar kenara sıkıştırıyorlardı. Size arkadaşlarımız sitem ediyorlar "Niye Sayın Bakan koymamış böyle bir hüküm?" diye. Bunu da ifade etmek durumundayım.
Tasarının 19'uncu maddesi, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun 29'uncu maddesini başlığıyla birlikte değiştirmektedir. Bu madde, toplu sözleşmenin taraflarını ve imza yetkisini düzenlemektedir. Kamu İşveren Heyetinin oluşumuna ilişkin herhangi bir değerlendirme yapmaya ihtiyaç yoktur, çünkü hepsi Hükûmet memuru olan görevlilerin aynı hususları dile getirmesi beklenir. Ancak, Kamu Görevlileri Sendikaları Heyetinin oluşumu daha büyük önem arz etmektedir. Çünkü kamu görevlileri sendikalarının farklı yaklaşımları, farklı çözüm önerileri vardır. Bu çerçevede, tasarının bu maddesi, toplu sözleşmeye taraf olarak Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti Başkanının imza atmasını düzenlemektedir. Hem Heyet Başkanı olma hem de imza yetkisini bir sendika temsilcisinin tek başına uhdesinde taşıması doğru değildir. Bugün, iktidara yakın, hatta iktidarın kurdurduğu, beslediği ve büyüttüğü bir sendika başkanının Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanı ve imza yetkilisi olması demokratik ve adil değildir.
Bugün itibarıyla kamu görevlilerinin sendika üyeliği konusunda sendikaların birisi yüzde 40'ın üzerinde üyeye sahiptir. Geriye kalan yüzde 60'a yakın üyeye ise diğer iki sendika sahiptir. Yüzde 60 oranında üyesi olan sendikalar heyette temsil edilecek ancak imzaları olmayacak, itiraz hakkı, rey hakkı olmayacak. Bizim de bu düzenlemeyi demokratik ve adil olarak değerlendirmemiz mümkün olmayacaktır hâliyle. Bu düzenleme, bu hâliyle adil değildir, demokratik değildir, hele hele ILO standartlarına ve evrensel sendikacılık anlayışına uyumlu değildir, zıttır, aykırıdır.
Diğer yandan, kamu görevlileri sendikalarına da şöyle bir göz atmakta fayda vardır. Bugün sendika konfederasyonu olarak üç sendika karşımıza çıkmaktadır. AKP iktidara geldiğinde 41 bin üyesi olan, AKP'nin besleyip büyüttüğü bir sendikanın üye sayısı 500 binlere kadar yükselmiştir. Eski bir mülki idare amiri olarak bu sayının buralara nasıl geldiğini gözlemleyen biriyim. Bakanlıkların merkez ve taşra teşkilatlarında görevli devlete değil iktidar partisine bağlı kamu görevlileri, çalışanları iktidar partisinin sevdiği sendikalara üye olmaya zorlamışlardır, hâlâ zorlamaktadırlar. Kadrolu, 4/B'li, 4/C'li, ne kadar çalışan varsa tehdit, şantaj, korkutma, yıldırma ve her türlü metotla malum sendikaya üye olmaya, mevcut sendikalarından ayrılmaya zorlanmaktadırlar. Karşı duranlar, dik duranlar tayinlerde, terfilerde cezalandırılmaktadırlar. Memurlar Tayyip Erdoğan'ın sendikasına davet edilmekte, kabul etmeyenlere "Sen Başbakana karşı mısın?" şeklinde psikolojik baskı yapılmaktadır. Diyanet işleri mensupları arasında malum sendikaya üye olmayanları "Ergenekoncu" diye yaftalayacak dedikodular üretmekten geri durmayan bir anlayış hâkimdir.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; kamu görevlilerinin sendikal örgütlenmeleri, bu görevlilerin sorunlarının giderilmesi, sosyal adaletin sağlanması ve çalışma barışının oluşturulması açısından çok önemlidir. Bugün, bu düzenlemeyle iktidara yakın bir sendikanın lehine yaptığınız düzenlemeler, siz iktidardan ayrıldıktan sonra sizi rahatsız edebilir. Bu noktadan hareketle demokrasi ve adaletin gereğini bugün yaparsanız yarın aynı muameleye tabi olursunuz, yoksa yediğiniz hurmalar sizi rahatsız eder ama kimseye derdinizi anlatamazsınız.
Gelin, uluslararası standartlara, ILO standartlarına, evrensel sendikacılık kurallarına uygun bir düzenleme yapalım, çalışanların uluslararası normlara uygun sendikal haklara sahip olmasını esas alan düzenlemelere imza atalım. Bu çerçevede çalışma hayatının ortaya çıkardığı problemlerin çözümü ve çalışma barışının tesis edilmesi için çoklu danışma mekanizmalarına her kesimi dâhil ederek güçlendirilen ve etkin katılım sağlayan metinleri ortaya çıkaralım. Sendikaların iktidara ya da muhalefete yakınlığı değil, eğitim ve araştırma faaliyetlerine verdiği ağırlık, iş ortamında ve teknolojide meydana gelen değişimlere uyum sağlayıcı beceri programlarına ayırdığı potansiyel göz önünde bulunduracak düzenlemeleri hep beraber yapalım.
Bu duygularla önergemizin kabulünü yüce heyetinizden istirham eder, Türk milletinin saygıdeğer milletvekillerini saygıyla selamlarım. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Türkoğlu.