| Konu: | ADLİ SİCİL KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 05.04.2012 |
CHP GRUBU ADINA ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Adli Sicil Kanunu İle Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulu olan bağımsız yargının üç temel ayağından birini oluşturan savunma mesleğini her türlü zorluk ve baskılara karşın onurla yerine getirmeye çalışan tüm avukat arkadaşlarımızın 5 Nisan Avukatlar Günü'nü yürekten kutluyorum.
Ayrıca dün, Zonguldak'ın Karaman beldesinde bir ilköğretim okulunda kalorifer kazanından sızan gazla zehirlenen 44 ilköğretim okulu öğrencimize acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, teklifin 1'inci maddesi, Adli Sicil Kanunu'nun 8'inci maddesinin birinci fıkrasının değiştirilmesine yönelik bir düzenleme içermektedir.
Adli Sicil Kanunu'nun 8'inci maddesine göre, adli sicil bilgileri mahalli adli sicillerde cumhuriyet başsavcılıklarınca, asliye mahkemelerinin bulunmadığı ilçelerde kaymakamlıklarca, yurt dışında elçilik ve konsolosluklarca, merkezi adli sicillerde ise Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından verilmektedir.
Bu teklifin 1'inci maddesiyle "Asliye hukuk mahkemelerinin bulunmadığı ilçelerde" ibaresinin Kanun metninden çıkarılması suretiyle, mahalli adli sicillerde adli sicil kayıtlarının cumhuriyet başsavcılıklarının yanında genel olarak kaymakamlıklarca da verilmesine ortam yaratılmaktadır. Adliyelerde uzun kuyrukların oluşmasına engel olma, adli sicil kaydının farklı kurumlar tarafından verilmesi suretiyle ilgililerin işlerini kolaylaştırma gibi amaçlarla kaymakamlıklara da tanınan adli sicil kaydı verme hakkı, istisnai bir uygulama olmaktan çıkartılarak genel bir uygulamaya dönüştürülmektedir.
Değerli milletvekilleri, ancak adli sicil belgeleri kişiye özel belgelerdendir. Adli Sicil Kanunu'nun 11'inci maddesinde adli sicil ve arşiv bilgilerinin gizli olduğu, görevlilerce açıklanamayacağı, kişi ve kurumlarca veriliş amacı dışında kullanılamayacağı açıkça belirtilmektedir. Yine Adli Sicil Kanunu'nun 13'üncü maddesine göre bir suça ilişkin kovuşturma ve soruşturma kapsamında adli sicil ve arşiv kayıtlarında mahkeme, hâkim, askerî hâkim, cumhuriyet başsavcılığı ve askerî savcılık tarafından doğrudan doğruya, ancak kolluk ve diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından ise sadece Adalet Bakanının onayıyla sorgulama yapılabilmektedir. Ayrıca, Anayasa'mızın "Özel hayatın gizliliği ve korunması" başlıklı 20'nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre de herkes kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir.
Değerli milletvekilleri, bu düzenlemeler konunun hassasiyetini gösteren iç hukuk düzenlemeleridir, iç hukuk kurallarıdır. Evrensel hukuk açısından bakıldığında da kişisel verilerin korunması demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilkeleriyle doğrudan bağlantılıdır. Bu anlamda, Avrupa Birliğiyle müzakereler çerçevesinde, temel haklar ve yargı, iç işleri, adalet ve özgürlük ve bilgi toplumu ve medya gibi fasıllar açısından kişisel verilerin korunmasının düzenleme yapılması gereken bir alan olduğunun ifade edildiği; ilerleme raporlarında; katılım ortaklığı belgesinde, tarama sonu raporlarında, müktesep uyum programında ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği tarafından hazırlanan yasa çalışmaları listesinde konuya ilk sıralarda yer verildiği açıkça görülmektedir. Avrupa Birliğinin, özellikle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin yayınladığı kararlar ile kişisel verilerin korunması açısından etkili bir koruma sağladığı da bilinmektedir. Nitekim, bu tavsiyeler doğrultusunda Adalet Bakanlığınca hazırlanan Kişisel Verilerin Korunması Hakkındaki Kanun Tasarısı 02/05/2008 tarihinde Adalet Komisyonuna sevk edilmiş, yasalaştırılması gereken teklif ve tasarılar arasında yerini almıştır.
Değerli milletvekilleri, gerek yasal, anayasal mevzuatımız gerek evrensel hukuk ilkeleri ve gerekse Avrupa Birliği müktesebatı açısından bakıldığında, adli sicil bilgilerinin de içerisinde yer aldığı kişisel verilerin korunmasının son derece hassas bir konu olduğu, gizlilik içerdiği açıkça görülmektedir. Dolayısıyla, özel gizlilik içeren adli sicil kaydının verilmesinin istisnai durumlar dışında yaygınlaştırılması, cumhuriyet başsavcılıkları ve Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü dışında başka makamlara da bu hakkın tanınması adli sicil kaydının niteliğiyle örtüşmemektedir. Adli sicil kayıtlarını verecek kurum ve birim sayısının artırılmasının kişisel verilerin korunmasını zorlaştırması, gizliliği önemli oranda ortadan kaldırması kaçınılmazdır.
Değerli milletvekilleri, bu anlamda yapılması gereken, gerek Adalet Bakanlığı Adli Sicil Genel Müdürlüğünün ve gerekse cumhuriyet başsavcılıklarının adli sicil ve arşiv kayıtlarının hazırlanması, değerlendirilmesi ve dijital ortama aktarılması konusunda yıllardır edinmiş oldukları birikimin yapısının güçlendirilmesi ve desteklenmesidir. Gerek altyapı gerekse görevli personel açısından belli bir birikime ve deneyime sahip olan cumhuriyet savcılıklarının teknik ve personel olarak güçlendirilmesi yerine, teknik ve personel olarak bu konuda deneyimi, birikimi olmayan bir yürütme makamına, kaymakamlıklara da bu yetkinin genel olarak verilmesi suretiyle yasal, anayasal ve uluslararası hukuka aykırı bir sürecin geliştirilmesi doğru bir yaklaşım olarak kabul edilemez.
Değerli milletvekilleri, sonuç olarak, kişisel verilerin korunması kişi güvenliğinin ve dolayısıyla hukuk devletinin olmazsa olmaz koşuludur. Tüm bu nedenlerden dolayı, Adli Sicil Kanunu'nun 8'inci maddesinin birinci fıkrasının aynen korunmasından yanayız. Adli sicil kaydının niteliği ve kişisel verilerin korunması ilkesiyle örtüşmeyen teklifin 1'inci maddesinin kanun metninden çıkarılmasını diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Köktürk.