| Konu: | ADLİ SİCİL KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 05.04.2012 |
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle saygıyla selamlıyorum.
Eksik, yanlış yapılan bir kanun mahkeme kapısından döndü, düzeltiyoruz, görevimizi yapıyoruz. Ne yapalım, böyle. Sayın Ali Uzunırmak'ın söyledikleri size zor gelmesin, gerçekten kendi eksiğimizi itiraf ediyoruz, ifade ediyoruz. Bir de ilgisi olmayan kanunları böyle son anda birbirine iliştirmek de hukuk yapma tekniğine çok uygun değil, o da böyle kapı aralığında kanun yapmak gibi oluyor, o da doğru değil. Kanunlar-Kararların, grupların buna çok dikkat etmesi gerekir; yasama kalitesi noktasında bir yanlışımızı da ortaya koymaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak biz bu kanunu destekliyoruz, olumlu oy vereceğiz. Bir eksik, bir yanlış tamamlanıyor. Vatandaşımızın hayatını kolaylaştıran her meseleye katkı vermek de bizim görevimizdir, katkı vereceğiz. Ancak, ben bu vesileyle toplumun, milletimizin bize ulaşan taleplerinden bir-ikisini Sayın Bakana sunmak istiyorum, gereken tedbiri -muhtemel, sonunda bir açıklama da yapacaktır- bir müjdeyi de verir diye ümit ediyorum.
Birincisi: Sayın Bakan, üçüncü yargı paketini hem basına ifade ettiniz hem kamuoyuna ifade ettiniz hem Meclise getirdiniz ama bir yerlerde kadük oldu galiba. Niye? Bunun cevabı verilmeli. Şunun için söylüyorum: O üçüncü yargı paketinin içerisinde İcra-İflas Kanunu'yla ilgili çok önemli bir düzenleme vardı, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bizim de bir kanun teklifimiz vardı, birleştirilmişti. Neydi o? Ev eşyasının haczedilememesi. Bizim ilave bir talebimiz vardı, üretim araçlarının da haczedilememesi. Yani atölyesindeki tezgâhı haczedilemesin insanların ki ekmeklerini kazansınlar. Ee, bu bekletiliyor. Hâlbuki bunu bekleyen, bu kanunu bekleyen çok sayıda vatandaşımız var. Buna acil bir cevap yetiştirmeniz lazım, çünkü vatandaşımız bunu beklemektedir.
İkinci bir husus: Geçen sene burada, birlikte, yine benim veya bazı arkadaşlarımızın uyarısıyla bir düzenleme yapıldı Tapu-Kadastro Kanunu'nda. O neydi? Tapu iptal davalarının yargılama giderinin, mahkeme harcının davayı kaybeden vatandaştan istenmemesiydi. Adam hem tarlasını kaybediyor? Çünkü kusur kendinde değil, tapu vermişler, o tapuyu satın almış, sonra gitmiş orman idaresi veya hazine "Burası hazinenindir.", "Burası ormanındır." diye iptal davasını açmış, vatandaş kendini savunamamış, sonuçta davayı da kaybetmiş; hem evi gitmiş, tarlası gitmiş hem de arkasından yüklü bir miktarda mahkeme masrafı olarak, yargılama masrafı olarak altından kalkamayacağı bir icrayla karşılaşmış. "Efendim, Yargıtaya gideceğim, temyiz edeceğim." diyor, icra dairesi dinlemiyor, anında dayıyorlar, hemen icrası veya mal beyanı gibi bir hüküm ortaya koyuyorlar; vatandaş perişan. Bu noktada, bizim özellikle Mersin'in Erdemli ilçesinde taştan ekmeğini kazanan o insanlar seralarının veya tarlalarının, bağlarının, bahçelerinin tapusunun iptal edilmesinden sonra zaten bir mağduriyet, arkasından da mahkeme, yargılama gideri olarak önemli bir meblağla, icrayla karşı karşıya kalıyorlar.
Bu konuda kanun çıkardık. Sayın Bakan, "Yargı bizim işimiz?" demeyiniz. Yargıyı kime şikâyet edeceğiz? Yargının sorunlarını, yargılamanın sorunlarını kim müdahil olup çözecek?
Şimdi size buradan söylüyorum. İşte bir mahkeme kararı bulunmaktadır elimde, burada Kanun'a aykırı yani o çıkardığımız Kanun'a aykırı "Vatandaştan 594 TL'lik nispi karar harcının davalıdan tahsiline" karar vermişler. Bu bir yerden düzeltilecek ama düzeltilinceye kadar da kurbağanın gözü çatlayacak. Bu türlü yanlışlıkların da düzeltilmesini, bir şekilde tedbir alınmasını ben bu vesileyle tekrar gündeme getirerek vatandaşlarımızın talebi doğrultusunda, Sayın Bakanın dikkatine sunuyorum. Ümit ederim ki kendilerinin de bir açıklaması olacaktır.
Kanunun hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şandır.