GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:58
Tarih:31.01.2012

ADİL KURT (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

23 Ekim 2011 tarihinde Van'da meydana gelen depremin üzerinden tam yüz gün geçti ve Van depreminin 100'üncü gününde, biz, bugün yine Van depreminin yaralarının sarılamadığına ilişkin konuşmak durumunda kalıyoruz. Tabii, bu yüz gün, bizler Meclise gelip giderken, günlük rutin işlerimizle uğraşırken göz açıp kapayıncaya kadar bizim açımızdan geçmiş olabilir. Ama Van'da şu anda çadırlarda yaşayan, evsiz barksız kalan depremzedeler açısından bu yüz günün hiç de kolay geçmediğini tahmin etmek zannederim o kadar zor bir şey değildir.

Değerli arkadaşlar, bazen düşünüyorum, biz burada acaba size işkence mi ediyoruz? Bu kadar Türkiye'nin gündemi olmayan gündemleri Meclis gündemine getirip burada konuşunca sizlere acaba haksızlık mı ediyoruz diye düşünmüyor değilim. Hepinizin sabırsızlıkla beklediği Çek Kanunu, biraz sonra ona da sıra gelecek, onu da Meclis görüşecek ve kabul edeceksiniz, biz bunu çok iyi biliyoruz, kalan maddelerini onaylayacaksınız. Ama sizler, Van depremini, faili meçhulleri Meclisin asli görevi, sorumluluğu olmadığını düşünüyorsanız o zaman biz burada size haksızlık ediyoruz, sizi burada zoraki bir tutmak durumunda kalıyoruz, bu nedenle de işin açıkçası söylenecek çok laf kalmıyor sizlere.

Van kobay kenttir Türkiye açısından, deprem açısından. Bu kobay kentle ilgili olarak bugüne kadar maalesef Hükûmetin yaptığı hatırı sayılır bir şey yok. Afaki de ifade etmiyorum, 18 Ocak 2012 tarihli Afet Koordinasyon Merkezi Başkanlığının raporundan sizlere veriler aktaracağım.

Bildiğiniz üzere, Van'da yaklaşık 600 bin insan bu depremden zarar gördü, büyük çoğunluğu Van'ı terk etmek durumunda kaldı. Geçen yüz gün içerisinde Hükûmetin yaptığı şu: 27.598 konteynerin 23.291 adedi bölgeye ulaştırılmış olup 18 bini tahsis edilmiş. 9 çadır kent merkezi kurulmuş, bu çadır kent merkezlerinde 13.488 kişi yerleştirilmiş. Erciş ilçesinde de 270 Mevlânâ evi kurulmuş, o Mevlânâ evlerinde de 1.205 vatandaşımız yerleştirilmiş. Bugüne kadar, devlete ait, bakanlıklara ait resmî kurumlarda da -devletin resmî rakamıdır- 35.976 depremzede yerleştirilmiş. 600 bin insandan söz ettim, 600 bin insanın mağduriyet yaşadığı bir yerde bu yapılanları alt alta yazın, kaç bin insan açıkta duruyor hesabını çok rahatlıkla çıkarabilirsiniz.

Değerli arkadaşlar, devletin sahip çıktığı afetzede sayısı Nusaybin ilçemizin, Silopi ilçemizin, Yüksekova ilçemizin tek başına sahip çıktığı vatandaşların sayısı kadar bile değildir yani devlet herhangi bir ilçemiz kadar ancak Van depremzedelerine sahip çıkmıştır. Peki, alıp bu kamplara yerleştirdikleri insanların sorunları yok mu?

Bakın arkadaşlar, dün Aksaray'dan bizi ziyarete gelenler oldu, depremzedeler oldu. Devlet sadece yatak ve yeme içme ihtiyaçlarını karşılıyor bu vatandaşların, bunun dışında hiçbir ihtiyacını karşılayamıyor. Aksaray Valisiyle depremzedeler görüşmeye çalışıyor, yaklaşık yetmiş gündür orada bekliyorlar, Aksaray Valisiyle görüşemiyorlar.

Bugün ajanslara düşen bir haberi daha sizinle paylaşayım. Silifke'de bir depremzede gün ortasında saldırıya maruz kalıyor ve o saldırının arkasından kendilerine Silifke'yi terk etmeleri, Silifke'den gitmeleri yönünde tehditlerde bulunulmuş. Bu tehditte bulunanlar hakkında hiçbir şey yapılmamış. Bu insanların çocukları okullarda ayrı sınıflarda ayrı muameleye tabi tutularak yaşıyorlar. Sadece Silifke ya da Akrasay'da değil, İstanbul'dakiler de benzer bir sorun yaşıyor, Mersin'dekiler de benzer bir sorun yaşıyor, Adana'dakiler de benzer bir sorun yaşıyorlar ve burada devlet bunların hiçbirine sahip çıkmıyor.

İlk günden bu yana biz diyoruz ki Van'ı afet bölgesi ilan etmek durumundasınız, kanun böyle hükmediyor. Van'ı afet bölgesi ilan etmemiş olmanız kanunları çiğnemek anlamına geliyor.

Bakınız, 1959 yılında çıkarılan Afet Kanunu hangi bölgelerin afet bölgesi ilan edileceğine ilişkin çok açık ve net hükümler koymuş: "Nüfusu 15 binin üzerinde olan yerlerde eğer ondan fazla bina yıkılmışsa, o olayda ölü ve yaralanmalar olmuşsa hükûmet, beklemeksizin afet bölgesi ilan etmek durumundadır." Kanun hükmü budur. 1999 yılında çıkarılan Kanun da böyle hükmediyor. Ama Hükûmet bu verileri göz ardı etmiş, bu verileri kimsenin okumayacağını düşünmüş ve "Van afet bölgesi olamaz." diyor. Afet Kanunu'nun 11'inci maddesine göre şu anda Hükûmet görevsizlik yapıyor, Kanun'u çiğniyor.

Bakın, Van'ın afet bölgesi olmasını gerektiren hâlleri ben sizinle paylaşayım. Kanun'daki zorunlu hâlleri sizinle paylaştım. Van'da yaşamını yitiren vatandaş sayısı 279, yaralı 301. Yıkılan bina sayısı? Bu rakama dikkat edin arkadaşlar. Kanun "On bina yıkılırsa hükûmet afet bölgesi ilan etmek durumundadır." diyor, Van'da ve Erciş'te yıkılan bina sayısı 2.262. Kaç katı olduğunu siz hesaplayabilirsiniz. Niye afet bölgesi ilan etmiyorsunuz o hâlde? Geçmişte buna benzer örnekler sizin Hükûmetiniz döneminde olmadı mı? Oldu. 26 Ağustos 2010 tarihinde Rize'de sel felaketi oldu. Afet bölgesi ilan ettiniz mi, etmediniz mi? Bir uygulamanızı daha sizinle paylaşayım. 29 Temmuz 2009'da Giresun'da sel felaketi meydana geldi. Giresun'u afet bölgesi ilan ettiniz mi, etmediniz mi? Van'a ilişkin bu ayrımcılığın, bu çifte standardın sebebini, hoşunuza gitmese de, sizin açınızdan zaman kaybı da olsa, daha acil işleriniz dahi olsa çıkıp burada kamuoyuyla paylaşmak durumundasınız. Bunu yapmazsanız?

VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Afet bölgesi olursa bir çivi çakamazsınız.

ADİL KURT (Devamla) - Siz ona inanıyorsunuz, kanun ona öyle demiyor. Afet Kanunu'nun 11'inci maddesi aynen şunu diyor Sayın Vekilim, diyor ki: "Zarara uğrayan vatandaşların zararları, belirlenen rayiç bedeli üzerinden kendisine devletçe karşılık beklemeksizin derhal ödenir." Bu Afet Kanunu 1959 yılında çıkmış ve meri bir kanundur.

OSMAN ÇAKIR (Düzce) - Düzce depreminde verilen para?

ADİL KURT (Devamla) - Düzce de aynı şeydir. Siz bunu yok sayarsanız?

OSMAN ÇAKIR (Düzce) - Hepsine veriliyor.

ADİL KURT (Devamla) - Buna şey yapsak da ben hepsini söylüyorum. Siz laf atıyorsunuz, o yüzden size söylüyorum. Siz anlamamışsınız diye size onu söylüyorum, kanun maddesini söylüyoruz.

OSMAN ÇAKIR (Düzce) - Biz yaşadık, anladık.

ADİL KURT (Devamla) - Biz çok iyi anladık, biz Düzce'yi çok iyi anladık, Van'ı da anlayan herkese çok teşekkür ediyoruz.

Türkiye halkı Van'ı anladı ama Hükûmet anlamadı. Türkiye halkları Van'ı anladı ama Hükûmet anlamadı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADİL KURT (Devamla) - Evet, Bolu'daki, Düzce'deki vatandaşımız oraya ekmeğini, ayakkabısını gönderdi ama maalesef Hükûmet oraya gitmedi.

Hepinizi selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kurt.