| Konu: | BARIŞ VE DEMOKRASİ PARTİSİ GRUBU ADINA GRUP BAŞKAN VEKİLLERİ IĞDIR MİLLETVEKİLİ PERVİN BULDAN VE ŞIRNAK MİLLETVEKİLİ HASİP KAPLAN'IN, NEVRUZ BAYRAMI KUTLAMALARI İLE EĞİTİM SİSTEMİNE İLİŞKİN KANUN TEKLİFİNE KARŞI YAPILAN PROTESTO GÖSTERİLERİNİN YASAKLANDIĞI VE BU GÖSTERİLERE KATILANLARA YÖNELİK POLİSİN ORANTISIZ GÜÇ KULLANDIĞI İDDİASIYLA İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN HAKKINDA GENSORU AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİNİN ÖN GÖRÜŞMESİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 95 |
| Tarih: | 17.04.2012 |
ADİL KURT (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, söz konusu Sayın İdris Naim Şahin olunca, İçişleri Bakanı olunca insan söze nereden başlayacağına hakikaten karar veremiyor. Ben de icmalen burada son dönemlerde -yani tamamını konuşma şansımız yok- akılda kalanlar itibarıyla Sayın Şahin'in uygulamalarını ve neden bu gensoru önergesini verdiğimizi sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Öncelikle ben bir karne açıklamak istiyorum: Bakınız, 2011 yılı içerisinde "dur" ihtarına uymadıkları için öldürülen sivil vatandaş sayısı 57, yaralanan 130; köy korucularının ölümlerine sebebiyet verdiği sivil vatandaş sayısı 3, yaralanan 48; sınır bölgelerinde yaşamlarını yitiren sivil vatandaş sayısı 16, yaralanan 12 -tabii, buna Roboski dâhil değil- cezaevlerinde 36 ölüm, 11 yaralama; gözaltında yaşamını yitiren vatandaş sayısı 5; faili meçhullerde yaşamını yitiren kadın sayısı 1, yaralanan kadın sayısı 3; yaşamını yitiren -faili meçhuller itibarıyla söylüyorum- erkek sayısı 45, yaralanan 118; bu dönemde yaşamını yitiren çocuk sayısı 3. Bu verileri daha çoğaltmak mümkün ama ben bunlarla yetineceğim verileri aktarırken.
Sayın Bakanın son dönemdeki en büyük incisi gaz bombasıyla ilgilidir; gaz bombasının ölüme sebebiyet vermediğini ifade ediyor. Tabii ki "Nevroz" olaylarındaki vahşet KESK, EĞİTİM SEN ve diğer sivil toplum örgütlerinin gerçekleştirdikleri demokratik eylemlerde Sayın Bakanın talimatıyla polisin hunharca yaklaşımları burada ayrıca tek tek saymayı gerektirmiyor ama gaz bombasının kullanımı sonucu yaşamını yitiren vatandaşların isimlerini sizlerle paylaşacağım.
Bakınız, son dönemlerde sıkça kullanılan gaz bombalarının, Sayın Bakanın iddiasına göre, yaşamı tehdit edecek, sağlığa zararlı herhangi bir içeriği bulunmuyor.
Bakınız, Hopa'da yaşamını yitiren Metin Lokumcu elli dört yaşında bir vatandaş, en son "Nevroz" olaylarında İstanbul'da yaşamını yitiren Hacı Zengin, bunlar gaz bombasıyla? Başka bir şeyle yaşamlarını yitirmediler. Bakınız, on sekiz aylık Mehmet Uytun -on sekiz aylık- gaz bombasının kafasına isabet etmesiyle yaşamını yitiren bir çocuk, on sekiz aylık bir çocuk. Gaz bombasıyla yaşamını yitiren bir kadın, Hatice İdin. Bunlar bu dönemin verileri.
Değerli arkadaşlar, burada -fotoğrafını bulamadık ama- Yıldırım Ayhan da bu gaz bombası kullanımı sonucu göğsüne isabet eden gaz bombasıyla yaşamını yitiren bir başka vatandaş. Ama eğer İçişleri Bakanının, bu dönemlerin tamamını ifade eden, onların icraatlarına tercüman olan bir resim istiyorsanız bunu size gösterebilirim.
Sayın Bakan, toplumun tamamını ayrıştırıcı, kışkırtıcı ve nefret suçu niteliğinde konuşmalarıyla bu dönemde siyaset literatürüne, siyaset tarihine geçmiş bir bakandır. Bu Bakan Türkiye'ye yakışan bir bakan değil. Bu üslup Türkiye Cumhuriyeti'ni idare eden bir Kabine üyesine yakışan bir üslup değildir. Ayrıştırıcı, kendisi gibi düşünmeyen herkesi düşman algısıyla değerlendiren, düşman gibi yaklaşan bir tutum ve bu tutumun sahibi eğer bir bakansa buradan bu Meclisin Türkiye'ye yakıştırmaması gerekiyor.
Sayın Bakanın o kadar çok icraatını anlatmak mümkün ama en son ressamlarla ilgili yaptığı değerlendirmeleri, şairlerle ilgili yaptığı değerlendirmeleri ayrıca değerlendirme konusu yapmıyorum ama bizim değil, yazarların kendisiyle ilgili yazdıkları şeyleri sizlerle paylaşacağım. Hayır, bu sadece BDP'ye rahatsızlık veren bir bakan değil. Toplumun değişik kesimlerinin, hatta çok iyi biliyorum, aklıselim sohbetlerde, iktidar partisi milletvekilleri dâhil, uygulamalarından kaynaklı rahatsızlıklarını çok rahatlıkla paylaştıkları bu Bakanla ilgili bir yazarın değerlendirmesi? Yeni Şafak gazetesi yazarı Ali Bayramoğlu'nun bir cümlesini sizlerle paylaşacağım: "Kötü ve kaba sağcılığın, soğuk savaş mantığının, 70'li yılların Komünizmle Mücadele Dernekleri dilinin bu kadar tehlikeli ve çapsız hâliyle çoktandır karşılaşmamıştık? Ama mesele `bakan'da değil, mesele `tercih'te. Soru açık: Tercih bakan tercihi mi yoksa siyasal tercih mi? Marangoz hatası mı, yoksa marangozun yeni tarzı mı?" Bu, bir yazarın ifadesi Sayın Bakanla ilgili olarak.
Bir başka yazarın ifadelerini sizinle paylaşayım, Taraf gazetesinden Emre Uslu'nun Twitter üzerinden Bakanla ilgili yazdığı bir pasajı sizinle paylaşayım: "Bence İNS -bu şekilde kendisi tanımlıyor, Sayın Şahin'i kastediyor- acilen inadından vazgeçip danışmanların yazdığı metinden konuşma yapmalı. `Ben irticalen konuşurum.' derse böyle konuşuyor çünkü." Yani açıkça yazar şunu söylüyor: "Sayın Bakan, konuşmayı bilmiyorsunuz, bari birisi sizin elinize bir kâğıt versin, bu kadar gaf yapmayın."
Bir başka yazarın, Star gazetesinden Fehmi Koru'nun görüşünü sizinle paylaşacağım: "Devlet `terörle mücadele' yürütürken, birileri de teröre destek veriyormuş... Kimmiş mi onlar? Bakan Şahin'e göre neredeyse herkes. İnsan okurken ürperiyor. Ne kadar yanlış bir yaklaşım."
Bu da Fehmi Koru'nun yaklaşımı, Bakanla ilgili olarak değerlendirmeleri ama en çarpıcı ve bugünü biraz ifade edecek, Sayın Bakanın da ruh hâlini tarifleyecek cümleyi de -Özgür Mumcu, Radikal gazetesi yazarından- sizinle paylaşmak istiyorum. Sayın Bakan -biraz sonra o resmi de sizinle paylaşacağım- Erzurum'a giderken oynuyordu ya, vatandaşı oynatıyordu ya? Şunu söylüyor: "Herhâlde işçilerin ölümü Bakanı çok etkilemiş -İşçilerin ölümünü araştırmak için Bakan gidiyor, davul zurna ile kendisini karşılattırıyor ve vatandaşı oynatıyor. Yazarın değerlendirmesini sizinle paylaşacağım- üzüntüsünden ne yaptığını bilmiyor. İnsanın, `Sayın Bakan travma sonrası stres bozukluğu mu yaşıyor?' diyesi geliyor." diyor. Sizin Bakan bu; ölümü araştırmaya giderken davul zurnayla kendisini karşılatıyor, vatandaşa takla attırıyor.
Değerli arkadaşlar, şimdi, bizim verdiğimiz gensoru önergesine "hayır" demekle sizin Sayın Bakana kendinizi kabul ettirme şansınız yok. Sayın Bakanın yaklaşımıyla, kendisini sevip sevmediğinize ancak sizler burada takla atarsanız Sayın Bakan ikna olur ya da gensoruyu reddetmek için Sayın Bakana burada takla attırmak lazım. Başka bir şey yapmak, başka bir şey söylemek Sayın İdris Naim Şahin açısından hakikaten yetersiz kalıyor. Her konuştuğunda nefret, her konuştuğunda kin, her konuştuğunda toplumu ayrıştıran ve ortalığı kan gölüne çeviren uygulamaların sahibi bu Kabineye yakışmıyor, Türkiye'ye yakışmıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL KURT (Devamla) - Sizlerden ricamız, bu Parlamentoyu, bu ülkeyi, bu Hükûmeti bu defodan, bu ayıptan kurtarmak. Normal yaşamına, vekillik yaşamına döndüğünde takla mı atar, başka bir şey mi yapar, o kendisinin bileceği bir iş. Ama bir Bakanın toplumu bu kadar ayrıştırıcı bir tutumun içerisinde bulunmasını eğer sizler hazmediyorsanız takla atmanız gerektiğini ifade etmek isterim.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.