GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI TİCARET VE KALKINMA BANKASI ARASINDA MERKEZ ANLAŞMASINI TADİL EDEN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:108
Tarih:17.05.2012

MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu anlaşma üzerinde söz aldım. Ecobank'ın, daha önce kurulmuş bulunan, sözleşmesiyle ilgili tadilat yapan bir kanun tasarısı.

Değerli arkadaşlar, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, kısa adıyla "ECO", çok eski kökü olup "Kalkınma İçin Bölgesel İşbirliği"nin devamı olarak 1985 yılında kuruldu.

Aslında daha önce bu konuda bazı çalışmalar yapılmakla beraber, İran'daki devrim sonrasında biraz sıkıntı yaşanmıştı ve yeniden yapılan anlaşmayla da bu İşbirliği Teşkilatı faaliyete geçmiş oldu ve daha sonra bölgede yaşanan gelişmeler sonrasında?

Sayın Başkan, ben kendi söylediğimi duyamıyorum ama arkadaşlar oylama için bekliyor herhâlde. Her seferinde söylüyorum, bir sakin olurlarsa oylamaya daha var, biraz?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, uğultu biraz kesilirse Hatibi daha kolay anlarız efendim, lütfen.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Sizi de bilgilendirici birkaç şey söyleyeceğim, onun için.

Değerli arkadaşlar, bu aslında çok önemli bir kuruluş ama hak ettiği şekilde maalesef gereken önemi Türkiye de veremiyor, diğer ülkeler de veremiyor. Ben birçok toplantısına katıldım DPT'de Müsteşar Yardımcısı olduğum dönemde ve o zaman bazı çalışmalar başlamıştı. Ecobank da bunun ürünlerinden bir tanesi ama istediğimiz düzeye gelmedi.

Biliyorsunuz, Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra bu coğrafyada yeni fırsatlar çıktı, yeni ülkeler oluştu ve bu bağımsızlık sonrasında da 1992 yılında bu toplantıda üye sayısı 10'a çıktı. Afganistan, İran ve Pakistan'ın yanı sıra diğer bütün Türk cumhuriyetleri bu topluluğa, İşbirliği Örgütüne üye bulunmaktadır. Onun için, bu gelişen dünyada, küreselleşen dünyada çok kutupluluğa geçiş sürecinde, aslında, bu Ekonomik İşbirliği Örgütü, bütün Türk cumhuriyetleriyle beraber çok önemli bir iş birliğinin ekonomik anlamda, finansal anlamda altyapısını oluşturan ve bu ülkelerle iş birliğimizi geliştirmemiz sonucunda bu kardeşliğimizi de pekiştirebilecek bir yapı içeriyor.

Değerli arkadaşlar, bu bulunduğum kürsüde, hatırlarsanız, Kırgızistan Cumhurbaşkanı geçtiğimiz aylar içerisinde bir konuşma yapmıştı. Kendisinin söylediği bir sözü bu anlamda çok önemli buluyorum, güzel şeyler söylemişti. Dedi ki: "Kırgızistan'ı krediler yoluyla çökertmek isteyenler var ve biz dayanışma içerisinde olursak Türk milleti olarak Türkiye'yle, bunların üstesinden geliriz ve uluğ Türk hakanlığını kuramazsak bile, en azından kuvvetli bir Türk birliğini yapmalıyız. Bunun için de, sadece Türkiye'nin değil, diğer Türk devletlerinin de ayakta durması lazım." Söylediği şey kredilerle ilgili ve sıkıştırmayla ilgili, ayakta durmayla ilgili. Onun için, Ecobank'ın bu anlamda, bu Türk cumhuriyetlerindeki gelişmeye katkıda bulunabilmesi için fonksiyonlarını yerine getirebilmesi gerçekten önemlidir çünkü bu birlik? Geçtiğimiz aylarda her ne kadar Kırgızistan Cumhurbaşkanı bunu söylemiş olsa da Ulu Önder Atatürk -ki hafta sonunda "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı" diye artık kaldı, "Atatürk'ü Anma" kısmı kalmadı- 1933'te söylüyor, diyor ki: "Sovyetler Birliği bir gün dağılacaktır. Oradaki soydaşlarımızla biz şimdiden ilgilenmeliyiz, onlarla beraber olmalıyız. Bu demek değil ki onlarla siyasi birliğe şimdiden geçelim ama kültürel anlamda, ekonomik anlamda iş birliğimizi geliştirelim." Onun için, Ecobank, az önce söylemiş olduğumuz anlamda, bu ülkelerin kendi ayakları üzerinde durması, yatırımlar için kredi bulabilmesi açısından çok önemli bir fonksiyonu ifa etmek üzere kurulmuş.

Ancak şu anda, Ecobank'ın dışında, diğer ülkelerle birlikte karşılıklı tercihli ticaret anlaşmalarının imzalanması gerekiyor. Birtakım çekinceler nedeniyle buralara geçemedik. Bu bankanın kaynakları aracılığıyla ve yapacağı öncülükle, inşallah, önümüzdeki yıllarda bu söylemiş olduğumuz Türk birliğine giden yolda Türk ekonomik topluluğunu belli ölçüde kurabilmeye yarayacak ekonomik altyapıyı, finansal altyapıyı kurmamıza önemli destek sağlayacaktır. Bu İşbirliği Teşkilatı altında yapmamız aynı zamanda bölgedeki birtakım devletlerin tepkisini de daha aza indirerek dostluk içerisinde, kültür anlamında iş birliği sağlamak, ekonomik anlamda, finansal anlamda iş birliği sağlamak adına da önemli bir platform oluşturacaktır diye düşünüyorum.

Ecobank'ın şimdiye kadar verdiği krediler var ama şu anda kaynaklar yetersiz ve tam olarak belli ölçüde bunlardan faydalanmak bütün ülkeler açısından mümkün olmuyor. Ben hızlıca üç yıldır, dört yıldır verdiği kredilere bir göz attım. 2008'den itibaren vermeye başlamış. Sektör anlamında çok çeşitli değil. Büyük ölçekli firmalardan bazıları buralardan krediler almışlar ama bunun biraz daha geliştirilmeye ihtiyacı olduğu açık bir şekilde belli oluyor.

Bir de son günlerde, değerli arkadaşlar, basına da yansıyan Ecobank'ın ve ECO'nun genel bir sorunu var, o da şu anda yönetimin İran'a geçmiş olması. Tabii, İran şu anda uluslararası camiada, özellikle finansal alanda, Merkez Bankası anlamında da bazı yaptırımlarla karşı karşıya ve şu anda da dönem başkanlığı dört yıllığına İran temsilcisinde, Merkez Bankası Başkanının Başkan Yardımcısı -yanlış hatırlamıyorsam- yönetiyor. Bununla ilgili de, basında, bazı sıkıntılara yol açabilecek gelişmeler olacağı uyarısı geldi.

Ben, buradan, Ecobank'ın yöneticilerine ve bu çerçevede ilgili Kalkınma Bakanlığımıza, Dışişleri Bakanlığımıza bu işin biraz daha üzerinde durarak bunun ekonomik boyuta yansımaması gerektiğini söyleyeceğim. Niye söylüyorum? Çünkü Sayın Başbakan Güney Kore'den Tahran'a inmeden yaptırımın sonucunu maalesef biz gördük. Enerji Bakanımız dedi ki: "Biz yüzde 20 oranında İran'dan ham petrol alımını durduruyoruz." Bu yaklaşık olarak Türkiye'nin yüzde 10'luk petrol alımına denk geliyor ve bize ciddi bir maliyeti oldu.

Onun için, değerli arkadaşlar, bu Ecobank'ın etkin bir şekilde işlemesi, bunun ötesinde de Ekonomik İşbirliği Teşkilatının bölgesel entegrasyon anlamında, Türk cumhuriyetleriyle ve komşu ülkelerle entegrasyonun sağlanması anlamında önemli bir işlevi gerçekleştireceğini düşünüyorum. Bunu siyasi kaygılardan uzak, uluslararası anlamda bize yapılan baskılardan uzak bir şekilde, inşallah, ele alınmasını ve eksiklerin bir an önce giderilmesini, bankacılığın yanı sıra diğer sektörlerde de, özellikle dış ticaretle ilgili finansal alanda da bazı çalışmaların bir an önce yapılarak bu birlikteliğin sağlanması ve bu ülkelerle ilgili gelişmelerin önünün açılması gerektiğini düşünüyorum.

Burada tabii ki Rusya'nın söylediği tarzda bir Avrasya birliği değil ama bizim de içinde olduğumuz, yine komşu ülkelerimizin, Rusya'nın dışında Pakistan'ın, İran'ın, Afganistan'ın içinde olduğu böyle bir birliğin gelişmesinin hem bölgesel anlamda barışa katkıda bulunabileceğini hem de Büyük Orta Doğu Projesi yerine kendi bölgesel dinamikleriyle Avrasya'yı da kucaklayan tarzda sorunların çözümüne katkıda bulunacağını düşünüyorum.

Burada bizim yaklaşımımız Türkiye'nin dış politikası, bütün dış faktörleri içine alan ama çok yönlü, hassas dengeleri koruyan bir politika olmak zorundadır. Onun için, eğer bu fırsatı değerlendirirsek, Türk dünyası, Türk cumhuriyetleri ve Türkiye, Atatürk'ün 1933'te öngördüğü, rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in 1944 yılında uzak görüşlü bir şekilde öngördüğü bu birlikteliği sağlamak üzere ve son olarak da Kırgızistan Cumhurbaşkanımız Sayın Atambayev'in burada, bu kürsüde söylediği gibi, Türk devletleri arasında bir iş birliğini oluşturmak üzere temel atabileceğini düşünüyorum. Politikadan uzak bir şekilde, bunun millî bir proje olarak desteklenmesini ve bu vesileyle de Ekonomik İşbirliği Teşkilatının daha fonksiyonel hâle getirilerek amaçlarında belirtilen hedeflere, kuruluş amacında belirtilen hedeflere ulaşabilmesi için bir adım olmasını temenni ediyor, hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.