GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE AFGANİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ENERJİ VE MİNERAL KAYNAKLAR ALANINDA İŞBİRLİĞİNE YÖNELİK MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:108
Tarih:17.05.2012

MHP GRUBU ADINA SİNAN OĞAN (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Enerji ve Mineral Kaynaklar Alanında İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı hakkında söz almış bulunuyorum.

Sayın Başkan, iktidarın bu konulara çok fazla ilgisi olmadığını biliyorum ama Mecliste en azından bir dinleme nezaketinde bulunurlarsa sanırım burada birtakım şeyleri daha rahat konuşma imkânımız olur, Meclisi de böylece panayır yerine çevirmemiş olurlar.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, uğultuyu biraz keserseniz Hatibi daha iyi dinleme şansımız olacaktır.

Teşekkür ediyorum.

SİNAN OĞAN (Devamla) - Sayın Başkan, sizi de dinlemediler, gördüğünüz gibi uğultu devam ediyor. Lütfen sükûneti sağlar mısınız.

BAŞKAN - Siz lütfen Genel Kurula hitap edin Sayın Oğan.

SİNAN OĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Türk dünyasıyla ilgili çalışmaların son dönemlerde zayıfladığına bizzat yakın bir zaman içerisinde bulunduğumuz Kırgızistan'da da şahit olduk. Afganistan da bu açıdan Türkiye için hem tarihî dostluk ilişkilerimizin bulunduğu hem de stratejik çıkarlarımızın bulunduğu bir ülke. Bu sebeple, Afganistan'la ilişkilerimizde, hem Meclis boyutunda hem Hükûmet boyutunda, bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak bütün olumlu girişimlerin arkasında olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bu çerçevede, Afganistan'la imzalanmış bulunan bu Mutabakat Zaptı'nın da Milliyetçi Hareket Partisi tarafından desteklendiğini? Bir an önce bu çalışmaların neticelendirilmesini ve bu Mutabakat Zaptı'nın onaylanmasından sonra gerekli girişimlerin yapılmasını arzu etmekteyiz biz de.

Afganistan önemli. Neden önemli? Çünkü Afganistan bugün terör boyutuyla Türkiye'yi doğrudan ilgilendirmektedir. Afganistan 2014 sonrası Amerikan ve NATO askerlerinin çekilmesi sebebiyle bizi ilgilendirmektedir. Afganistan'daki istikrarın veya istikrarsızlığın Orta Asya'yı ve dolayısıyla da Türkiye'nin bölgedeki çıkarlarını doğrudan etkilemesi açısından bizim için son derece önemlidir ve elbette ki bugün bizim anlaşmamızın da konusu olan enerji kaynakları açısından Afganistan'la ilişkilerimiz ve bu anlaşma son derece önemlidir.

Biz, tabii, Afganistan'da NATO çerçevesinde hem Türkiye olarak şehit verme uğruna çalışmalarımızı sürdürürken, bu meselenin hiçbir tarafında bulunmayan Çin'in Afganistan'daki enerji projelerinden çok önemli katkılar aldığını, sağladığını biliyoruz. Bugün Çin, Afganistan'daki en büyük yabancı yatırımcı durumundadır. Bugün Çin, Afganistan'daki önemli enerji kaynaklarına âdeta hâkim olmuş durumdadır. Altın madenlerinde, özellikle Takhar bölgesindeki altın madenleri bugün ihaleyle Çin'e verilmiş durumdadır.

Yine aynı şekilde, bakır madenleri Hindistan'ın ve Çin'in kontrolündedir çünkü ihalelere tek bir Türk şirketi katılmadığı için? Afganistan'da en zengin bulunan şey altın madenidir, Çinlilerin tekelindedir; bakır ihaleleridir, Çinliler almıştır.

Bu yakın zamanda Afganistan'da özellikle de Faryap, Serpol bölgelerinde yine petrol alanında yapılacak olan ihalelere Çin şirketleri girecektir.

Aynı şekilde, Amuderya havzası olarak bilinen ve zengin petrol kaynaklarının bulunduğu tahmin edilen ve dört ay içerisinde ihalesi yapılacak olan zengin petrol kaynaklarının bulunduğu Amuderya havzasında da yine Türk şirketlerinin herhangi bir hazırlığı bulunmamaktadır.

Aynı şekilde, Andhoy ve Akina bölgelerinde -Türkmenistan sınırına yakın bölgedir- Kanada şirketlerinin orada hâkim olduğunu görmekteyiz.

2013 tarihinde tamamlanacak olan bir boru hattı projesi vardır ve Türkiye bu boru hattı projesinden haberdar bile değildir, çünkü bu konuları yakından takip eden birisi olarak bununla ilgili herhangi bir yazılı belgeye, dokümana hiçbir yerde rastlanılmış değildir. O da, İran-Tacikistan doğal gaz boru hattıdır ki, Afganistan'ın kuzeyinden yani Türk bölgesinden geçecektir.

30 milyon nüfuslu bir Afganistan'dan bahsediyoruz, içerisinde 6 milyon Türk'ün bulunduğu bir Afganistan'dan bahsediyoruz. Tarihî kökenlerimizin, tarihî kardeşlik, dil, din bağlarımızın bulunduğu Afganistan'dan bahsediyoruz ama Afganistan'da biz maalesef, Amerika'nın ve NATO'nun oradaki askerlerine destek olmanın ötesinde herhangi bir ihaleden pay alabilmiş değiliz.

Umut ediyorum ki, 59 sıra sayılı bu anlaşmanın imzalanmasıyla Afganistan'ın enerji pazarında, piyasasında Türkiye de olacaktır. Türkiye'nin haddizatında bu bölgede bu tür ihaleleri kovalaması lazım. Bu tür ihaleleri alan şirketlerin Türkiye'nin yanında bulunması lazım. Türkiye son dönemlerde maalesef, yüzünü tamamıyla Orta Doğu coğrafyasına çevirdiği için, Büyük Orta Doğu Projesi'nin eş başkanlığını büyük bir memnuniyetle yaptığı için ve Türkiye'nin,  bir Türk dünyası, bir Afganistan gibi bir derdi olmadığı için, bölge maalesef ki, Çinlinin, Hindistanlının, Kanadalının tamamıyla kontrolü altına girmiştir. Soros, zamanında şunu demişti: "Türkiye'nin en önemli ihraç malzemesi askerdir." Bu, Türkiye'ye aslında büyük bir hakarettir ve bugün Türkiye'nin oralarda sadece askerinden faydalanılmaktadır. Hâlbuki Türkiye'nin Afganistan'da askerinin ötesinde belli bir teknoloji kapasitesi vardır, kullanabilir; inşaat kapasitesi vardır, kullanabilir. Enerji alanında Türkiye'nin önemli deneyimleri vardır, kullanabilir ve Türk şirketleri orada rahatlıkla bu enerji ihalelerine girebilir. Ancak bunun için Türkiye'nin arkasında, Türk şirketlerinin arkasında, gönlünde bir Türk dünyası ideali olan bir Hükûmetin olması lazım, maalesef ki bu Hükûmeti biz bugün göremiyoruz. O bölgelerdeki Türk dünyasında ve Afganistan'daki Türk şirketlerini destekleyen bir Hükûmeti maalesef göremiyoruz.

Biz, bu önergeyi destekliyoruz çünkü Afganistan'a hiçbir şey yapılmamış, hiç yoktan iyidir mantığıyla destekliyoruz ancak bu eksiktir. 2014 sonrasında -ki önümüzdeki hafta Chicago'da NATO zirvesinde bu görüşülecektir- Karzai "4 milyar dolar her yıl bize verilmesi gerekir." diyordur. Bütün uluslararası güçler bunun pazarlığını yapıyor, İngiltere'si, İtalya'sı, Fransa'sı, Afganistan'la ikili anlaşmalar yapıyor ve 2014 sonrasındaki pozisyonlarını şimdiden sağlama almaya çalışıyorlar ancak maalesef bu konuda Türkiye'nin 2014 sonrasında ne yapacağına dair bir stratejisinin olmadığını görmekteyiz. Türkiye'nin Afganistan politikasının bu anlamda sadece askerin üzerinden yürütülen bir politika olmaktan öteye gidemediğini de görmekteyiz. Bir taraftan askeri Silivri'ye, askeri diğer hapishanelere gönderirken öte taraftan askerin oradaki varlığıyla Türkiye'nin Afganistan'da var olduğunu da söylemek lazım. Askeri oradan çekip aldığınızda, maalesef, Afganistan'da, hiçbir yerde, bu işin hiçbir noktasında siyasal erkin olmadığını görmekteyiz. Bu sebeple Afganistan'ın bölgesel stratejik manada önemli bir nokta olduğunu, Afganistan'ın bir taraftan Çin ile ilişkilerine, bir taraftan İran ile ilişkilerine baktığımızda, bir taraftan Orta Asya'yı her zaman baskı altında tutabilecek bir noktada olduğunu gördüğümüzde ve aynı zamanda Afganistan'daki radikal unsurların Orta Asya gibi Türkiye'nin hayati çıkarları olan bir yeri etkileyebilecek bir ülke olduğunu dikkate aldığımızda Türkiye'nin Afganistan'la ilişkilere verdiği önemin biz yeterince olmadığı kanaatindeyiz.

Türkiye'nin sadece Afganistan'la ilişkilerde değil, Türk dünyasıyla ilişkilerinde büyük bir sıkıntı hâlâ mevcuttur. Türk dünyası diye gönlünüzde bir mesele olmadığının biz farkındayız ama hiç olmazsa oradaki çıkarlarımızın hatırına sizin o bölgeyle daha fazla ilgilenmeniz gerekmektedir. Türkiye'nin bu manada Afganistan'la olan bu anlaşması önemlidir ve bu anlaşmanın desteklenmesiyle beraber Türkiye'nin 2014 sonrasında Afganistan'daki yönetim üzerinde şimdiden oturup düşünmesi gerekmektedir.

Irak'tan Amerika'nın çekilmesi sonrasında Irak'ın içine düştüğü durumu görüyoruz. Irak'ta düne kadar kardeş olduklarınızla bugün neredeyse düşman durumuna gelmişsiniz. Suriye'de düne kadar "Kardeş" dediklerinize bugün "Kalleş" diyorsunuz. Geç olmadan Afganistan'la ilişkili bir strateji belirleyiniz aksi takdirde Suriye'de düştüğünüz duruma düşersiniz. Afganistan'daki durum 2014 sonrasında hiç de iç açıcı gözükmemektedir. Afganistan'da 2014 sonrasında Türk askerinin durumunun ne olacağının da netleşmesi lazım. Orada askerler üzerinden -Parantez içerisinde söyleyeyim- yapmış olduğumuz yatırımların geleceğinin ne olacağının şimdiden belirlenmesi lazım. Sadece, meseleyi askerin oradaki yapacağı faaliyetler üzerine koyarsanız 2014'te asker çekildiği zaman siz orada sudan çıkmış -tabiri caizse- balık misali ne yapacağınızı bilmeyecek duruma gelirsiniz. Bu sebeple şimdiden oturup bir Afganistan stratejisini belirlemeniz lazım değerli milletvekilleri ve Hükûmete de bu manada sesleniyorum: Bu meseleler bizim millî meselelerimizdir. Bu meseleler, üzerinde siyaset yapılacak meseleler değildir ve Türkiye'nin hayati çıkarlarının olduğu meselelerdir. Dolayısıyla da Afganistan konusunda bu kanunun milletimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum ancak bu kanunun yeterli olmadığını da vurgulamam gerekir. Bir kez daha altını dikkatle çiziyorum, 2014 sonrasındaki Afganistan'da Türkiye'nin çıkarları büyük bir risk altındadır. 2014 sonrası Afganistan için bugünden kolların sıvanması gerekmektedir.

Selamlarımı, saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Oğan.