GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:109
Tarih:22.05.2012

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetlerinin önemli unsurlarından biri olan astsubaylarımızın yaşadığı sıkıntıların araştırılması, Hükûmet uygulamalarından dolayı ortaya çıkan mağduriyetin tespiti ile bu sorunların giderilmesi ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılması talebimiz üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime dün Diyarbakır kırsalında bölücü katiller tarafından kaçırılan Adalet ve Kalkınma Partisi Kulp İlçe Başkanını kurtarmak amacıyla yapılan operasyonda şehit olan Özel Harekât Polis Memuru Akın Bayram'a rahmet, kederli ailesine ve yüce Türk milletine başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar dileyerek başlamak istiyorum.

AKP Kulp İlçe Başkanını bölücü katillerden kurtarmak için yapılan operasyonun çok doğru bir karar olduğunu, takdir ettiğimizi de ifade etmeliyim. Aynı şekilde bölücü katillerin elinde bulunan Kaymakam Adayı Kenan Erenoğlu, Polis Memuru Nadir Özgen, Uzman Çavuş Kemal Ekinci, Uzman Çavuş Zihni Koç ve bugün sorunlarını konuştuğumuz astsubaylardan Abdullah Söpçeler için de kararlı bir şekilde kurtarma operasyonlarının yapılacağına olan inancımız tamdır. Bu müjdeli haberi bekleyen ailelere de bu vesileyle sabır diliyorum.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; sayısız medeniyetin boy gösterdiği, birçok devletin kurulduğu ancak içlerinden sadece Türk milleti ve Türk devletinin bu kadar süre kalıcı olabildiği Anadolu coğrafyasında varlığımızın en önemli teminatı, sahip olduğumuz millî güç unsurları ve tabii ki en başta Türk Silahlı Kuvvetleridir. Dünya orduları arasında nitelikleri itibarıyla parmakla gösterilebilecek özelliklere sahip olan Türk Silahlı Kuvvetleri subay, astsubay, uzman erbaşları ve komuta altındaki Mehmetçikleriyle beraber Türk Milletinin en önemli dayanağıdır. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana birçok isyan hareketinin bastırılmasında, Kore, Somali, Afganistan, Bosna gibi uluslararası iş birliği zamanlarında, zulme ve soykırıma uğrayan Kıbrıslının yanı başında ve Kıbrıs davasının çözümünde, yirmi sekiz yıldır huzurumuzu, refahımızı ve insanımızı katleden bölücü terörle olan mücadelede hep Türk ordusu vardır. Bütün başarılarda ise subay, astsubay, uzman erbaş ve Mehmetçikler hep yan yana olmuşlardır. Aynı üniformayı giymişler, aynı karavanada yemişler, aynı karargâhta çalışmışlar, aynı cephede savaşmışlardır ancak maalesef bazı hususlarda eşitsiz, adaletsiz uygulamalarla da karşılaşmışlardır. Astsubay ve uzman erbaşların razı olunamayacak bazı uygulamalara muhatap olduğu da hepimizce malumdur. Sayıları yaklaşık 100 bini bulan muvazzaf astsubaylar, yine sayıları yaklaşık 120 bini bulan emekli astsubaylar yıllardır birikmiş ve çözümü konusunda söz almış olmalarına rağmen sabırla ve askerî terbiye dâhilinde, verilen sözlerin tutulmasını beklemektedirler. AKP hükûmetleri ise astsubaylarımıza vermiş oldukları sözü, polislerimize, 4/C'lilerimize olduğu gibi yerine getirmemekte, sorunları olduğu gibi yerinde durmaktadır.

2007 yılında polislerimize televizyon programlarında, canlı yayınlarda verilen sözler tutulmalıdır. Polise yaptığınız haksızlık zulme dönüşmüştür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bunun takipçisi olduk, takipçiyiz ve takipçisi olacağız.

Yine, Milliyetçi Hareket Partisi olarak 23'üncü Dönem Meclisinde, astsubaylarımızın da sorunlarının çözümünü içeren üç Meclis araştırması, altı kanun teklifi ve sayısız soru önergesi vermiş olmamıza rağmen, Meclis çoğunluğunu teşkil eden AKP Grubu sıcak bakmadığı için çözüme ulaşılamamıştır. O dönem askere uzak duran ve soğuk bakan Hükûmetin son zamanlarda orduyu ve askerî sahipleniyor olması, arka çıkması hem düşündürücü hem de sorunların çözümü açısından ümit vericidir.

Çalışanların uluslararası standartlarda bir çalışma rejimine kavuşmasını hedefleyen ve adil bir ücret rejimini isteyen Milliyetçi Hareket Partisi astsubaylarımızla ilgili olarak, emekli olduğunda çalışırken elde ettikleri geliri yüzde 50'ye yakın azalan astsubay emeklilerine 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle beş yılı doldurmuş kamu görevlilerine verilen görev tazminatının ödenmesi gerektiğini düşünmektedir.

4752 sayılı Kanun'la eğitim düzeyleri ön lisans seviyesine çıkarılan astsubayların bu düzenlemeden yararlanmayan emeklilerinin de intibaklarının sağlanmasının önemli olduğunu düşünmektedir. Ağırlıklı olarak 2'nci dereceden emekli olan astsubaylar 1'inci derecenin ek gösterge rakamı olan 3600'den faydalanamamaktadırlar. 2'nci dereceden emekli olanlar ayrıca en yüksek devlet memuru maaşının yüzde 70'i kadar tazminat almaktadırlar. Bu oran 1'inci dereceden emekli olanlarda yüzde 130 olduğu için ikisi arasındaki fark 500 TL'ye yaklaşmakta ve bir adaletsizliğe sebep olmaktadır.

Bütün şartları taşıdığı hâlde 1'inci derecenin 4'üncü kademesine yükselemeyen bir sistemin mağdurudur astsubaylar. Devlet memurları için ön lisans sahibi olmak 1'inci derecenin 4'üncü kademesine yükselmek için yeterli iken astsubaylar ön lisans, lisans, yüksek lisans, doktora dahi yapsalar ancak 1'inci derecenin 3'üncü kademesine gelebilmektedirler. İşin ilginç ve komik olan tarafı ise, astsubayların mahiyetinde çalışan ve ön lisans almış sivil memurlar 1'inci derecenin 4'üncü kademesine kadar yükselebilmektedirler.

5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nun ek 81'inci maddesi çerçevesinde makam tazminatına hak kazanamamış MİT hizmetleri ve emniyet hizmetleri sınıflarına dâhil emekli çarşı ve mahalle bekçileri de içinde olmak üzere seyyanen 100 bin TL alınmakta iken, emeklilik döneminde herhangi bir tazminat almayan emekli astsubaylar bu 100 TL'den de mahrumdurlar.

Devlet Memurları Kanunu'nun 36'ncı maddesi çerçevesinde teknik bir göreve atanmalarından dolayı tüm memurlara 1 derece verilmektedir. Astsubaylar ise teknik bir görev yapmalarına rağmen bu dereceyi alamamaktadırlar. Astsubaylara da 1 derece verilmeli ve emeklilerin de intibakı buna göre düzeltilmelidir.

Astsubaylıktan subaylığa geçiş oranı artırılmalı ve astsubayların mesleki motivasyonu ve Türk Silahlı Kuvvetleri personel kalitesinin yükseltilmesine katkıları sağlanmalıdır. Yüksek lisans ve doktora yapan astsubaylara 1 kademe verilmesi hususunun komutanın takdirine ve kotaya bağlanmış olması izah edilemez bir eşitsizliktir. Bu uygulama lisans üstü eğitim almış tüm emeklileri de kapsayacak şekilde değiştirilmelidir.

OYAK iştirakçilerinin çoğunluğunu teşkil etmelerine rağmen astsubaylar yönetimde yeteri kadar yer alamamaktadırlar. Yönetimde yer alamamaktan başka, emekli astsubayların istihdamı da mümkün kılınmamaktadır. Bu durum hem iştirakçilerin kuruma güvenini sarsmakta hem de uluslararası mahkemelerde hak arayışına sebep olmaktadır. Astsubaylar hem çalışırken hem de emekliyken OYAK yönetiminden ve hizmetlerinden hak ettiği payı almalıdırlar. Buna yönelik düzenlemelerin OYAK'ı zayıflatacağını düşünmek oldukça yanlış bir öngörüdür, bilakis astsubayların da yeteri kadar dâhil edileceği OYAK sistemi daha da güçlenecektir.

Askerlik gibi herkesin taşıyamayacağı zor bir görevi üzerinde bulunduran astsubaylar binbir emek ve zahmetle dışarıdan başka fakülteleri bitirip hukuk diploması gibi diplomalara sahip olmaktadırlar ancak elinde hukuk diploması olduğu halde astsubaylar ne askerî mahkemelerde ne de disiplin mahkemelerinde vazife alamamaktadırlar. Bilime ve ehliyete saygının gereği astsubaylarımızın askerî hiyerarşi de göz önüne alınarak sisteme hukukçu kimlikleriyle entegre edilmeleri bilhassa dışlanmışlık hissinin önüne geçilmesi bakımından büyük önem arz etmektedir. Zaman zaman ihtiyaca binaen Türk Silahlı Kuvvetlerinde sözleşmeli subay istihdamı yapılmaktadır. Oysa yıllarını Türk Silahlı Kuvvetlerine vermiş olan astsubaylara imkân tanınsa ve bu ihtiyaç deneyimli seçkin astsubaylardan temin edilse Türk Silahlı Kuvvetleri için 2 kere kazanmak söz konusu olacaktır.

Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetlerine ait hastanelerde, astsubayların da aleyhine, rütbeye göre poliklinik uygulaması tartışmaya bile değmeyecek bir uygulamadır. Hâlen devam ediyorsa bu ayıbın örtülmesi mümkün değildir. Doktorların hastalarına rütbesine göre değil aciliyetine ve Hipokrat yeminine göre yaklaşmaları esastır.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; zikrettiğim bu sorunların çözümüne ilişkin düzenlemelere zemin olmak üzere, Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleri olarak 24'üncü Dönemde de bu araştırma önergesi dâhil birçok araştırma önergesi, kanun teklifi ve sözlü, yazılı soru önergeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilmiştir. Haksızlıkları, adaletsizlikleri giderecek, çalışanlar arasında barışı sağlayacak ve adil bir ücret sistemine esas olacak bu teklifler tasviplerinize mazhardır. Yüce Meclisin kabulü hâlinde göz bebeğimiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin ana unsurlarından biri olan astsubaylarımızın yurdun dört bir yanında vatanın bütünlüğünü, Türk milletinin birliğini ve Türk devletinin bekasını temin yolunda moral ve motivasyonları zirve yapacaktır.

Bu duygularla, araştırma önergemizin kabulünü diler, Türk milletinin milletvekillerini saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.