| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 02.02.2012 |
ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu konuda her ne kadar verilen önergenin aleyhinde söz almış bulunuyorsam da özünde aleyhinde değilim, bu konuyla ilgili çok daha geniş kapsamlı ve teferruatlı bir araştırmanın yapılması ve çalışmanın gerekliliğine inanıyorum. Bu konudaki görüşlerimi arz edeceğim.
Bugün tarımsal sulamada kullanılan elektriğin birim fiyatı 2007 yılına göre yüzde 50 artmıştır. Artış oranı tarımsal amaçlı soğuk hava depolarında, kültür balıkçılığı ve kümes hayvanları tesislerinde, seralarda ve hayvancılık işletmelerinde ise yüzde 58'lere ulaşmıştır. Bu zammın üzerine, tarımsal sulama abone grubuna 2009 yılının Ocak ayında yüzde 1,5; Ekim ayında ise yüzde 9,6 oranında zam yapılmıştır. 2007 yılında 13,5 kuruş olan elektriğin birim fiyatı 2010 Aralık ayında 22,53 kuruş olmuştur. Bu yapılan zamlar çiftçilerimizi üretemez hâle getirmiştir.
Yapılan zamların yanı sıra, elektrikten alınan yüzde 1 Enerji Fonu, yüzde 2 TRT payı ve yüzde 18 KDV birim fiyatı maliyetleri daha da yukarı çekmektedir. Vergilerini peşin KDV ve ÖTV olarak ödemekte olan çiftçilerimiz ve üreticilerimiz bugün çok zor durumdadırlar. Tüccar gibi sattığı maldan KDV'sini mahsup edememekte olan yetkililer, bunu üreticilerden maalesef peşin olarak tahsil etmektedirler. TEDAŞ'ın verilerine göre Türkiye'nin toplam elektrik tüketiminin yüzde 3,4'ü, toplam abone sayısının ise yüzde 1,4'ü tarımsal sulama abone grubuna yani üreticilerimize aittir.
Verilerden de görüldüğü üzere üreticilerimiz, gerek abone sayısı gerek tüketim miktarı bakımından büyük bir yekûn tutmamasına karşın elektrikte yaşanan sorunlar güncelliğini korumaktadır. Elektrikte uygulanmakta olan yüzde 18 KDV tarımda kullanılan elektrikte yüzde 1'e mutlaka indirilmeli ve yüzde 2 TRT payı da alınmamalıdır.
Değerli arkadaşlar, tarımda kullanılan elektrik konusunun en önemli kalemini sulama için harcanan elektrik mevzusu teşkil etmektedir. Bu, Türkiye'nin büyük bir yarasıdır. Tarımda kullanılan su nedir? Önce bunun üzerinde birkaç kelime söyleme mecburiyeti vardır:
Bildiğiniz gibi dünyanın her yerinde yer altı suları içmede kullanılır büyük oranda, yer üstü suları ise sulamada kullanılır ama maalesef bugün Türkiye'de yer altı suları sulamada kullanılmaktadır. Bunun da sebepleri vardır. Bugün yaklaşık kırk yıla yakındır devam etmekte olan Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamında Urfa, Mardin, Diyarbakır, Batman ovalarının sulanma işlemleri, kanalları maalesef bugüne kadar bitirilememiştir. Bunlar bitirilemediği için de dünyanın, dünya tarihinin en münbit toprakları olan Mezopotamya Ovası'ndaki toprakları çiftçiler kendi imkânlarıyla sulama mecburiyetinde kalmışlardır. Bunun için de yer altı kuyuları açılmıştır. Yer altı kuyularının açılması yasal mevzuata da uygun değildir çünkü yer altı suları -biraz evvel de söylediğim gibi- bütün dünyada içme suyu amaçlı kullanılır ama bugün Mardin Ovası'nda, Kızıltepe, Viranşehir, Derik, Nusaybin başta olmak üzere Diyarbakır ve Batman'da binlerce kuyu açılmıştır. Bu açılan kuyular ilk zamanlarda 20 metrede su verirken bugün bu rakam 400-500 metrelere kadar inmiştir. Tabiri caizse yerin, yer altının suyu çekilmiştir. Tıpkı bir sünger gibi düşünün, onlarca pipeti bunun üzerine koyun, çektiğiniz vakit kupkuru bir hâle gelmiştir. Bu, bölgedeki bütün tabiat ve iklim dengesini de değiştirmiştir. Onlarca dere ve çay, halk tabiriyle, bugün kurumuş bulunmaktadır.
Tabii bunun birinci sorusu şudur: GAP bugüne kadar niçin bitirilememiştir? Yani bu kadar imkânlara, kaynaklara ve her fırsatta dile getirilmesine rağmen Güneydoğu Anadolu Projesi'nin bitirilmemesi maalesef büyük bir sorun olarak ortada durmaktadır. Bugün 22 baraj ve 19 hidroelektrik santralin yüzde 85 küsuru, yüzde 86'sı bitirilmiş durumdadır ancak bitirilen kanal oranı halen yüzde 14 civarındadır. Yirmi yıldır su tutulan barajlar vardır ama hâlâ bu barajlarda tutulan sular ovaya, toprağa kavuşamamıştır, intikal ettirilememiştir. Yer altı sularıyla da ilgili tabii ki bu noktada ciddi sorunlar çıkmıştır. Midyat'ın, Mardin'in Kızıltepe'nin, Nusaybin'in içme suyunun tabii şartlarda elde edilmesi gerekirken çok zor şartlarda ve çok daha uzak mesafelerden getirilme durumunda kalınılmıştır.
Sevgili arkadaşlar, bugün çiftçi perişan bir durumdadır. Normal pamuk ekiminin yapıldığı bir arazide yaklaşık olarak bir kuyu 100 dönüm civarında bir araziyi sulayabilmektedir. Bu kuyunun hem maliyeti vardır. Biraz evvel de altını çizdiğim gibi, bundan yirmi beş otuz sene evvel 20 metreden çıkan su, bugün 400-500 metreden çıkmaktadır. Kuyuların ciddi bir maliyeti vardır, dalgıç pompaların ciddi bir maliyeti vardır. Bunun da üzerine elektrik fiyatı geldiği vakit, çiftçi, tabiri caizse, devlete çalışmaktadır. Hele ürün, bu sene pamuğun perişan bir duruma düştüğü gibi, eğer -tırnak içinde- rezil olmuşsa çiftçimiz ve vatandaşımız da perişan bir duruma düşmektedir. Özellikle Mardin, Batman ve Diyarbakır ovalarında "tabii afet" diye nitelendirebileceğimiz ciddi bir yer altı suları sorunu vardır. Elektrik maliyetleri yüksektir yani vatandaşın bundan başka bir çaresi yoktur. Vatandaşa mutlaka bu elektrik sarfiyatında bir kolaylık sağlanmalıdır. Bunu da bir yana bırakalım, bugün bölgedeki elektrik kesintileri vatandaşı, çiftçiyi, üreticiyi perişan etmiştir. Mardin Ziraat Odasının, Kızıltepe Ziraat Odasının bu yıl yaptıkları müteaddit toplantılar, basın toplantısı ve açıklamalarda müracaatlarında açık ve net olarak ortaya koydukları gibi üretim yüzde 40 düşmektedir. Günde birkaç sefer bu elektrikler kesilmektedir, voltajlar düşmektedir, aniden tekrar kalkmaktadır ve yanan dalgıç pompaların haddi hesabı yoktur. "Ya neden bahsediyorsun?" diyebilirsiniz, sadece ithalatla ihracatla uğraşan, ihalelerle uğraşan insanlar olarak ama lütfen bir çıkın, gezin, bakın ve her yıl sadece bölgede yanan dalgıç pompalara ödenen meblağ ne kadardır bir zahmet bir gözlemleyin ve yetkililere sorun.
Sevgili arkadaşlar, bir diğer kara propaganda da şudur: "Bölge zaten elektrik parası vermiyor, zaten bunlar kaçak elektrik kullanıyor." İddia ediyorum ve bir Meclis araştırması yapılmasını öneriyorum. Bütün bir bölgede kullanılan kaçak elektrik miktarı Kocaeli'nde üç tane ciddi sanayi işletmesinin kullandığı elektrik kadar değildir. Tekrar ediyorum bütün bir bölgede kullanılan kaçak elektriğin mali bedeli, ekonomik değeri Kocaeli'ndeki üç tane büyük sanayi kuruluşunun kullandığı elektrik kadar değildir. Burada da büyük bir kara propaganda vardır ve ayrıca bugün maalesef ciddi bir elektrik sıkıntısı yaşayan bölgeye şu denilmektedir: "Bizim hatlarımız normal şartlara göre tesis edilmiştir, siz kaçak kullanıyorsunuz, ne yapalım o zaman da fazla kullanıyorsunuz ve bu şekilde bu arızalar meydana geliyor." Türkiye'nin şu an kullanmakta olduğu toplam elektriğin yüzde 48'i bölgedeki barajlardan elde edilmektedir arkadaşlar. Türkiye'nin elektriğinin yüzde 48'ini veren bölge bugün elektrik sıkıntısı çekmektedir. Diyarbakır şehir içinde bile günde ortalama 7-8 sefer elektrik kesilmektedir.
Sevgili arkadaşlar, bu durumların düzeltilmesi için çok daha ciddi, çok daha derli toplu araştırmalara ihtiyaç vardır. Mardin Devlet Hastanesinin altı ameliyathanesi ve yoğun bakım ünitesi sık sık kesilen elektriklerden dolayı bugün kapanmıştır.
Bu konulara dikkatiniz çeker, saygılarımı sunarım. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tan.