GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:98
Tarih:24.04.2012

OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

AKP grup önerisi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle heyeti saygılarımla selamlıyorum.

Aslında, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu AKP grup önerisi üzerinde hangi konularda mutabıkız, hangi konulara itirazımız var; bunları arz etmek istiyorum.

Bugün, biz de bir grup önerisi getirmeyi planlamıştık. Özellikle, maalesef, Suriye politikası dış merkezlerde oluşturuluyor. Yabancı basında ya da köşe yazarlarında okuyoruz milletvekilleri olarak. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisinde maalesef bir müzakere imkânı olmadı. Bununla ilgili bir genel görüşme önergesini biz verdik, o genel görüşmenin bugün gündeme alınmasını isteyecektik. Bu vesileyle AKP Grup Başkan Vekili Ayşe Nur Hanım'la görüştük. Sayın Bakanın Türkiye Büyük Millet Meclisine perşembe günü bilgi vereceğini ifade ettiler. Bu eğilim üzerine, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, hiç olmazsa böyle bir konuda Parlamentonun bilgilendirilmesine vesile olacağımız için grup önerimizi geri çektik. Ama ben, buradan açık bir çağrı daha yapmak istiyorum: Gelin, hep beraber, birlikte bunu bir genel görüşmeye çevirelim, -enine boyuna- Suriye politikası nerede oluşturuluyor, endişelerimiz nedir, Türkiye nereye gidiyor, Suriye'de neler oluyor; bütün bunları hep beraber, birlikte milletin önünde tartışalım. Çünkü takdir edersiniz ki millî politikaların oluşturulduğu merkez Türkiye Büyük Millet Meclisi olmalıdır. Bu bakımdan, böylesine önemli bir gündem maddesini Sayın Bakanın bir gündem dışı bir söz talebiyle gidermek yerine, Meclis bunu gündemine almalı ve bu konuda enine boyuna bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. O bakımdan, Sayın Bakan hiç olmazsa Parlamentoya teşrif edip bu konuda bir bilgi vermeyi temin ettiği için elbette olumlu görmekle beraber, Türkiye Büyük Millet Meclisini ciddiye alarak, bu konuda özellikle genel görüşme yoluyla bu meselenin tartışılması gerektiğini düşünüyoruz. Böyle beş-on dakikayla giderilebilecek bir konu değil, takdir edersiniz ki Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren bir konu; bugün de Türkiye'yi ilgilendiriyor.

Sayın Başbakan Çin'e gidiyor, Katar'a gidiyor, Suudi Arabistan'a gidiyor, her tarafta görüşmeler yapıyorlar yani Barzani'yle Suriye konusu görüşülüyor ama Türk milleti önünde Suriye konusu görüşülmüyor. Ne alakası var Barzani'nin? Yani Türk dış politikası, böyle bir bölgesel yönetimin yönlendirmesiyle, istişaresiyle oluşturulacak bir politika değildir. Millî olmalıdır, bilgiler de millî kaynaklardan oluşmalıdır. Burada oturan her bir milletvekilinin, Türk milletine karşı sorumlu bir milletvekili olarak bu konuda nelerin olup bittiğini sorgulaması ve öğrenmesi hakkıdır. O bakımdan, milletten, milletvekillerinden bu konularla ilgili bilgilerin saklanması, paylaşılmaması doğru bir şey değildir. Kıbrıs politikası da burada oluşturulmalıdır, her türlü politika burada tartışılmalıdır; Türkiye'nin dış politikası yabancı merkezlerde tartışılmamalıdır, yabancı merkezlerde kurulan planlar, görüşmeler Türk milletine dayatılmamalıdır.

O bakımdan, gelin hep beraber, birlikte, Türk milletinin temsilcisi olan değerli milletvekillerinin önünde sözlerimizi söyleyelim. Milletvekilleri basın aracılığıyla "Kim ne düşünüyor?" öğrenmesin, burada doğrudan doğruya bu bilgileri paylaşalım, bu bilgileri değerlendirelim, millî bir politika oluşturmak için nelerin yapılması gerektiğine ilişkin, muhalefetin değerlendirmelerini alalım diye düşünüyorum.

Bu bakımdan açık çağrım gerçekten Adalet ve Kalkınma Partisine; gelin, Suriye gibi önemli bir gündem maddesini, bırakın Sayın Bakanın gündem dışı bir konuşmayla dile getirmesi yoluyla değil, Meclisin gündemi olarak ele alalım, bir genel görüşme yapalım, bütün partilerin bu konuda talepleri vardır, bu talepler olduğuna göre birleştirelim ve Türk milletinin nabzını, görüş ve düşüncelerini bu vesileyle burada değerlendirerek millî bir politikanın oluşturulması yönünde Hükûmete gerekli uyarıları yapalım diye düşünüyoruz. Dolayısıyla, bir adım olmakla birlikte Adalet ve Kalkınma Partisinin bunu da temin etmesi gerektiğini özellikle ifade etmek istiyorum.

Tabiatıyla bu grup önerisinde olumlu olan bir husus, özellikle sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle ilgili araştırma önergelerinin birleştirilerek görüşülmesidir. Bu konuda bir araştırma komisyonu kurulması son derece gereklidir. Gerçekten, sağlık çalışanlarına yönelik bu şiddeti Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak kınadık. Bugün de öğle saatlerinde Türk Sağlık-Sen özellikle sağlık çalışanlarına yönelik bu hasmane yaklaşımları kınayan bir protesto gerçekleştirdi. Dolayısıyla, millet bunu tartışıyorsa Türkiye Büyük Millet Meclisinin de bir araştırma komisyonu kurmak suretiyle doktorlarımızı, sağlık çalışanlarını birer makineye dönüştüren ve açıkçası sağlıkta da vatandaşlarımızın niteliksiz sağlık hizmeti almasına yol açan sağlık sisteminin doğurduğu bu sonuçları şiddet yönüyle de ele alması gerektiğini ve bir muhasebe yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu bakımdan bunu da olumlu bulduğumu ifade etmek istiyorum.

Tabii, 223 sayılı torba kanunda özellikle kişiye özel uygulamalar açısından bizim muhalefet şerhimiz var. Bugün görüşülecek, bunlarla ilgili görüşlerimizi elbette dile getireceğiz. Namıdiğer "Haberal yasası"nı yani bu yasayı keşke annesi rahmetli olmadan önce yapabilseydik, keşke başkaları bunu engellemeseydi. Perşembe günü bunu görüşeceğiz ama gönül isterdi ki, bir milletvekilinin ismiyle anılıyor artık, "Haberal yasası" olarak adlandırılıyor ama tutukluların, hiç olmazsa, hasta olan annesini, babasını görmesi için izin vermeye yönelik bu değişiklik keşke daha önce yapılsaydı. Buna rağmen Perşembe günü bunu -inşallah fikir değiştirmezsiniz çünkü çok fikir değişti bu konuda, her gün fikirler değişiyor- inşallah görüşürüz.

Tabii, bu vesileyle, umarım Türkiye Büyük Millet Meclisinde, açık ve net bir şekilde burada, tutuklu bulunan milletvekillerinin tutuksuz yargılanarak millet iradesini burada kullanabileceği bir değişikliği de hep beraber birlikte geçiririz. Bu, aslında sadece o milletvekillerinin sorunu değil, millet iradesinin hapsedilmesi kimin sorunu olursa olsun, arkadaşlar, bunu milletin sorunu olarak algılamak lazım. Bunları bir parti sorunu olarak değil, millî egemenlik, millî irade sorunu olarak ele almak lazım. Hazır, darbelerle mücadele ediyorken, darbeleri sorguluyorken, "iyi ya da kötü darbe" olarak adlandırmamamız gerekiyorsa, millî iradeyi tutuklayan bu durumda onların tutuksuz yargılanmasının önünü açacak bir yaklaşımla bir düzenlemeyi de, bu Parlamento, bu tavrına yönelik getirmesi ve geçirmesi gerekmektedir.

Tabiatıyla Danışma Kurulu önerileri? "AKP Grubu sık sık fikir değiştiriyor." diyordum. Ayşe Nur Hanım, umarım bu, sayın grup başkan vekilleri arasında senkronizasyon eksikliğinden kaynaklanmıyor. Çünkü daha önce "Bugün saat sekize kadar çalışacak." dedik, sonra 21.00'e artırıldı, şimdi "tamamlanmasına kadar" dendi ama yani milletvekillerine ve bu Parlamentoya "tamamlanmasına kadar" yani "kadar" ifadesi yakışmıyor. O bakımdan, gündemde ne varsa süreyi koyalım. O süre içerisinde görüşülmesi gerekiyorsa konuşalım ama yani "kadar" gibi bir dayatma, bu ifade, bence, Türkiye Büyük Millet Meclisine yakışmıyor.

Bu bakımdan, bu "tamamlanmasına kadar" ifadesi, iradenin aslında öyle olmadığını da biliyorum ama bu ifade bile rahatsız etmeye başladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna, milletvekillerine çoğunluk iradesiyle "Ya bunu tamamlarsanız, tamamlamazsanız." gibi parantez içinde bir dayatmayla bir grup kararı almanın doğru olmadığını düşünüyorum. Dolayısıyla, bugün görüşeceğimiz kanun teklifi ve bu gündem, aslında, belli sürede tamamlayacağımız, tamamlamamız gereken bir gündemdir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak da bu gündemin tamamlanması konusunda İç Tüzük'ten kaynaklanan haklarımızı da medeni ölçüler içerisinde kullanacağımızı ifade etmek istiyorum.

Bu haftaki çalışmaların milletimize hayırlı olması dileğiyle hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.