| Konu: | (SS452) POSTA HİZMETLERİ KANUNU TASARISI' |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 07.05.2013 |
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; posta hizmetleri Osmanlılarda 1834 yılında modern şekilde ilk defa kuruldu, 1939'da da tam anlamıyla, bugünkü anlamıyla posta teşkilatı oluşturuldu. Ondan önceki dönemlerde, Osmanlı Devleti, hepiniz biliyorsunuz ki 23 milyon kilometrekarelik bir alanda telgraf olmadan, uçak olmadan, telefon olmadan haberlerini en iyi şekilde taşraya kadar, en uç, ücra köşelere kadar uzatmıştı ve oradan gelen haberler de aynı şekilde İstanbul'a gelmişti, bunu en iyi bir şekilde yerine getirdi.
Aslında, hepiniz şunu iyi bilirsiniz ki mesela "Kanuni Sultan Süleyman 200 bin kişilik orduyla Viyana önlerine kadar gitti." denir. Pekâlâ, 200 bin kişilik orduyla oraya gittiğinizi düşünün ve bu ordu içerisinde 130 bin ila 140 bin süvari vardır, at vardır ve üzerinde de insan vardır. 130 bin atın su ihtiyacını nasıl karşılayacağınızı bir düşünürseniz veya o 200 bin insanın su ihtiyacını, yiyecek ihtiyacını nasıl karşılayacağınızı düşünürseniz, aslında, Osmanlı Devleti'nin gerçek büyüklüğünü ancak o zaman anlarsınız. İşte, Osmanlı Devleti'nde ulaştırma ve haberleşme teşkilatı böylesine sistemli bir şekilde kurulmuştu ve devletin büyük devlet olmasındaki en büyük pay bunlara bağlanmıştı. Dolayısıyla, haberleşme teşkilatı gibi birtakım kuruluşların devletlerin olmazsa olmazı olduğu aşikârdır. Dolayısıyla, bazı kurumlar vardır ki bunların özelleştirilmemesi gerekir. Ancak, bugün bu özelleştirilen kurumumuz, tarihi çok eskilere kadar uzanan kurumumuz şöyle düşünün: 1862 yılında, ilk defa posta pulunun kullanıldığı bir dönemi yaşamıştır. Yine, 1854'te ilk defa telgraf kullanılmaya başlanmıştır ki bu Avrupa'dan pek geri bir zaman da değildir; 1841'de İngiltere'de, 1844'te de Fransa'da kullanıldığını göz önüne alırsanız, 1854'te de Osmanlı Devleti'nde kullanılmış ve haberleşme sisteminde en önemli görevlerden birini yerine getirmiştir. Mesela, Birinci Dünya Savaşı'nda dört cephede savaşan ordunun birbiriyle haberleşmesinde de posta işleri, "PTT" dediğimiz posta telgraf idaresi en önemli görevi yerine getirmiştir. Dolayısıyla, bir şekilde, görevlerini nostaljik de olsa yerine getiren şu anki posta teşkilatının benim -düşünceme göre- özelleştirilmemesi gereken önemli kurumlardan biri olduğunu düşünüyorum. Bunu her ne kadar liberal ekonomi içerisinde de düşünüyor olsanız, posta teşkilatının bir şekilde kılık değiştirerek değişik, taşımacılıkta yer almış olması -onu tarihindeki gerçek yerine oturtması açısından- devlete de büyük bir yük olmadığını göz önüne alacak olursanız, bu şekilde değerlendirilmesinde büyük bir yarar vardır.
Değerli milletvekilleri, Türk Telekomünikasyonun gündeme geldiği ve özelleştirildiği bir dönemde posta teşkilatının hiç olmazsa bir şekilde özelleştirilmemesi, birinci derecede, bana göre, tarihe bağlılık açısından da önem taşıyor.
Bu sözlerimle hepinize saygılar sunuyorum. Teşkilatla ilgili alınan kararların da hayırlı olmasını diliyorum.