GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (SS452) POSTA HİZMETLERİ KANUNU TASARISI'
Yasama Yılı:3
Birleşim:100
Tarih:07.05.2013

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi ve tutuklu tüm milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

Bu yasa tasarısı, yüz yetmiş üç yıllık PTT'nin yeniden yapılandırılması gerekçesiyle kurumu tasfiye etme ve özel sektöre pazarlama yasasıdır. Adalet ve Kalkınma Partisi bir kurumu özelleştirmeye karar verdiğinde bakın nasıl davrandığını sizle paylaşmak istiyorum. Öncelikle, özelleştirmeyi düşündüğü kuruma uzun vadeli yatırım yapmıyor, sonra kurumun fiziki durumunu ve hizmet sunumunu kendi kaderine terk ediyor. Hatta, bu arada kuruma kendi yandaşlarını alarak kadroların şişirilmesine neden oluyor. Sonradan dönüp şunu söylüyor: "Bakın, bu kurum devletin sırtında bir kambur, bu kurum hantal, hizmet kalitesi yetersiz, rekabetçi değil." diyor. Dolayısıyla, âdeta kamu sisteminin beceriksizliğine indirgeyecek bir algıyla kamuoyu oluşturmayı başarıyor. "O hâlde ne yapalım?" diyor. Peşinen, arkasından diyor ki: "Rekabeti ve verimliliği artırma gerekçesiyle bu kurumu özelleştirelim."

1995'te PTT'yi bölerek Türk TELEKOM AŞ'yi kurdunuz. 2005'te de bu kurumu, birkaç yıllığına, kâr karşılığında piyasaya sattınız hatta Türkiye'yi bu nedenle gerek telefon gerek Internet alanında dünyadaki en pahalı sistemi uygulayan ülkelerden biri konumuna getirdiniz. Hükûmetiniz benzer özelleştirmeleri birçok kez tekrarladı. Bunu TEKEL'de, PETKİM'de, Türk TELEKOM'da başardı ve yaptığınızı paylaşmak istiyorum: Özelleştirme yaptığınız bu kurumlarda çalışanların özlük hakları kısıtlandı. Eleman fazlalığı gerekçesiyle işten atılmalar yaşandı. Çalışanlar zorla emekliliğe sevk edildi. Uzun çalışma saatleri getirilerek güvencesiz çalışma ortamı yapıldı. Hizmeti daha ucuza mal etme bahanesiyle de taşeronlaşmaya neden oldu. Şimdi, sıkılmadan bunun adına "özelleştirme" değil, "serbestleştirme", "iyileştirme", "düzenleme" diyorsunuz.

Bakın, Sayın Bakanım, size bir soru sormak istiyorum: Oluşturmaya çalıştığınız bu PTT AŞ'nin personeli hangi statüde, siz bana yanıt verebiliyor musunuz, kamuoyunu bilgilendirebiliyor musunuz? 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na bağlı değiller 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'deki sözleşmeli personele bağlı değiller, 4857 sayılı İş Kanunu'na kısmen tabi değiller. Peki, soruyorum: Hangi statüye tabiler? Siz bir taraftan diyorsunuz ki: "Biz, işçilerin ve çalışanların kendi alanlarında, sendikalarda, önündeki engelleri kaldırıyoruz ve örgütlenmelerine izin veriyoruz." Soruyorum size Sayın Bakanım: PTT çalışanları hangi sendikada örgütlenme hakkını bulacaklar? Devlet memurları sendikasında mı, işçi sendikasında mı, yoksa belirsizliğini koruyacak mı?

Bakın, bu noktada yüzlerce şikâyet var. Devlet memurluğuna girecek olan arkadaşlarımız, yurttaşlarımız KPSS sınavına giriyor. KPSS'den sonra şöyle bir durum var: Bu PTT uygulamasında bu yasa gerçekleşirse sizin "idari hizmet sözleşmesi" dediğiniz, hiçbir yasada olmayan, Anayasa'ya aykırı bir temelde oluşturduğunuz bir noktada, personelin KPSS sınavını kazanmış olsa dahi başka bir kuruma geçişi mümkün değil. Hâlbuki adliyede ya da herhangi bir kurumda KPSS ile kazanılan bir hakla başka bir kuruma geçiş hakkını elde ettiği hâlde, sizde bu hak yeni oluşturacağınız yasada mümkün değil.

Diyorsunuz ki bir taraftan: "Örgütlenme üzerindeki baskıları kaldırıyoruz, herkes istediği sendikaya üye olsun." Geçen hafta sonu İzmit'te Pakmaya işçileriyle beraberdik. Pakmaya Türkiye'de tekel, bu konuda başka bir üretici firma yok. Sendikalı olmaları gerekçesiyle 14 tane çalışan kapının önüne kondu. Ne devlet yetkilileri ne Bakanlığınız ne Çalışma Bakanlığı ne ilgili bürokratlar, bir tanesi uzlaşma zeminini aramıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - 14 tane yurttaşımızın, çalışanın sendikal haklarının elinden alınmasını, kapı önüne konulmasını içinize sindiriyor musunuz?

Hepinize saygılar sunuyor, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)