GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İSTANBUL MİLLETVEKİLİ FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN (38 SIRA NO.LU) ?MİLLÎ EĞİTİM SİSTEMİNDEKİ EKSİKLİKLERİN ARAŞTIRILMASI? HAKKINDA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN BİLGİSİNE SUNULMAK ÜZERE BEKLEYEN DİĞER ÖNERGELERİN ÖNÜNE ALINARAK, 1/11/2011 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMDE SUNUŞLARDA OKUNMASI VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI BİRLEŞİMDE YAPILMASINA İLİŞKİN CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:14
Tarih:01.11.2011

MUHARREM İNCE (Yalova) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selam-lıyorum.

Ben depremin acısını bilen birisiyim. 99'da arkadaşlarını, akrabalarını, öğrencilerini kaybetmiş, yitirmiş birisiyim. Bu nedenle, Van depreminde yaşamını yitiren kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara acil şifa diliyorum, ulusumuza tekrar başsağlığı diliyorum ve deprem çadırlarını saraya benzeten 1 adet İçişleri Bakanını ve "Potansiyelimizi görmek için dış yardımları kabul etmedik." diyen Başbakan Yardımcısını kınıyorum.

Depremi, şehitlerimizi bahane ederek 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerini iptal ettiniz. Bu yaptığınız bir fırsatçılıktır. Acılarımızı fırsat bilip kendi dünya görüşünüzü, cumhuriyetle hesaplaşma anlayışınızı harekete geçirdiniz.

Geçmişte yazdığı bir makalede "Cumhuriyet bitmiştir." diyen Millî Eğitim Bakanı Başbakanlık genelgesini fırsat bilerek okullara yazı gönderdi, törenleri iptal etti.

Resepsiyonları iptal ettiniz, karşı çıkmadık, destekledik. "Doğrudur, iptal edebilirsiniz." dedik ama siz cumhuriyetin resepsiyonlarını iptal edip gazetelerin resepsiyonlarına katıldınız.

"Acılarımız var." dediniz ama düğünden düğüne koştunuz.

Öğretmenlerimiz enkaz altındayken Millî Eğitim Bakanı Paris sokaklarındaydı. Hâlâ kaç öğretmen enkaz altında -daha bugün izliyorum Bakanı- bunu dahi bilmiyor!

Devletin engellemesine rağmen cumhuriyeti sevenler meydanlardaydı. Çünkü bu ülkede cumhuriyeti sevenler, cumhuriyete olan bağlılıklarını, o sevgiyi, o saygıyı, o minnettarlığı göstermek için sizden izin almak zorunda değillerdir.

1937 yılında Atatürk rahatsızdır. "Katılmayın." derler. "Ben katılmazsam törenlere halkın morali bozulur." der, gider, katılır. Siz, bu anlayışınızla hedefinizin 2023 değil, hedefinizin 1923 olduğunu apaçık gösterdiniz.

Cumhuriyeti kutlamak, tören yapmak, şiir okumak, resmigeçit yapmak cümbüş değildir, eğlence değildir, şenlik değildir. O gün tam da şehitlerimizin günüdür,  o gün bağımsızlığımızın günüdür, savaş meydanlarından zaferle çıkmış bir ulusun en onurlu günüdür o gün. Birlik ve beraberliğimizin günüdür. Bugün 74 milyon Van'ı düşünüyorsa, acılarını hissediyor ve sorumluluk almaya çalışıyorsa, işte onun günüdür.

99'la karşılaştırıyorlar sürekli. O gün Genel Başkanımızın, Sayın Altan Öymen'in açıklamaları var. Bu uygulamanın doğru olmadığını söylemiştir. Ama iki genelge arasındaki farka baktım. O günlerde Yalova İl Başkanı olarak çok iyi hatırlıyorum ki 99'da yapılan, -Çok daha büyük bir deprem olmasına rağmen- kısmi bir iptaldir. Şiirler okunuldu, saygı duruşunda bulunuldu, sadece folklor olmadı. 99'la 2011 arasındaki fark, bugün tümünü iptal ettiniz, o gün kısmi bir iptal olmuştu.

Ayrıca o günkü Başbakan rahmetli Ecevit törenleri iptal etti ama düğünden düğüne de gezmedi. Bunu da ayrıca sizlere bildiririm. (CHP sıralarından alkışlar)

Atanamayan öğretmenlerden özür dileyip, sonra "Bu sorun, uyduruk bir sorundur." diyen bir Millî Eğitim Bakanı var bu ülkede. "Çok şükür bir okul yıkıldı?" Böyle bir mantık olabilir mi? "Çok şükür bir okul yıkıldı." diye sevinen bir Millî Eğitim Bakanı! Yani birden fazla yıkılacakmış aslında ama bir tane yıkılmış!

Bir başkası. Hâlâ okullarımızda kitaplarımız yok. Öğretmenlerin ne kadar tatil yaptığını bilmeyen bir Millî Eğitim Bakanı var. Eş durumu tayinlerini kaldıran, aileleri parçalayan bir Bakan bu. Cumhuriyete, onun felsefesine inanmayan bir Bakan. Cumhuriyetin nimetlerinden yararlanıp onunla hesaplaşan bir Bakan var. Ama bir konuda Sayın Millî Eğitim Bakanına teşekkür etmem gerekiyor. "Öğretmen atayamıyoruz çünkü kaynağımız yok." diyor. Hani biz zenginleşmiştik? Hani biz büyüyorduk? Hani bütçemiz fazlaydı? Hani dünyanın 16'ncı büyük ekonomisiydik?

Değerli arkadaşlarım, sayın milletvekilleri; bir de o deprem altında yaşamını yitiren o genç kardeşlerimize, o öğretmenlerimize Millî Eğitim Vakfından 10 bin lira para verileceğini duyuruyor. Sen kimsin? Vakıf kim? Vakıf senin neyin oluyor? Vakıfla Bakanlığın ne alakası var? Orayı ele geçirmeye çalıştın, geçiremedin. Vakıf veriyor bu 10 bin lirayı, Bakanlık vermiyor. Ayrıca "Hayırsever vatandaşlarımız yardım ediyor bana, Allah razı olsun hepsinden." Hayırseverlerin parasıyla caka yapıyorsunuz. Devletin görevi, hukuk devletinin görevi vergisini toplar, gider gereğini yapar, görevini yapar. Vakfın parasıyla, hayırseverlerin parasıyla caka yapmayın diyorum hepinize.

Ve bir proje var. Bakın, bu kadar olaylar içerisinde bir proje. ADEY projesi, ADEY. Aşamalı Devamsızlık Yönetim Modeli. Öğrenciye SMS'le devamsızlığını bildirecekler. Bu konuda pek çok genelge yazıldığını biliyoruz. Bu genelgelerin hepsi benim elimde. ADEY projesini kim almış biliyor musunuz? Bir AKP adayı almış. Bu proje aslında bir ADEY projesi değil, bir "aday" projesidir. Adını da veriyorum: Ahmet Elhakan. AKP'den milletvekili aday adayı?

FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Aday olmuş mu?

MUHARREM İNCE (Devamla) - ?ve her öğrenciden 24 lira alacaklar, 24 lira alacaklar. Ayda 2 lira. Kaç para yapıyor biliyor musunuz bu? 264 trilyon lira. Yani yeni parayla 264 milyon. Bu kime verilmiş? AKP'den aday adayı olan bir kişiye verilmiş. Bu proje?

İSMET UÇMA (İstanbul) - Allah Allah!

MUHARREM İNCE (Devamla) - "Allah Allah!" değil, araştırırsan görürsün. "Allah Allah!" değil, araştırırsan görürsün.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen? Lütfen hatibe söz atmayalım.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, burada tekrar uyarıyorum: O kardeşlerimize, o öğretmen kardeşlerimize, daha stajyerlikleri kalkmamış, bir yılını bile doldurmamış o öğretmen çocuklarımıza vakıftan para veriliyor da sanki Bakanlığın kasasından veriyormuş, Bakanlığın kasası da kendisine ait değil, millete ait ama Bakanlığın kasasını kullanma hakkına sahip olduğu için yine de bir şey demeyeceğim.

İSMET UÇMA (İstanbul) - Aynaya bak, aynaya, yüzünün kızardığını göreceksin.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Vakıftan veriliyor bu para, vakıftan. Bakanlıkla alakası yok bunun. Hayırseverler, herkes, 74 milyon, 81 vilayet karınca kararınca yardım etmeye çalıştı. Hayırseverlerden topladığınız paralarla Vanlı kardeşlerimize caka atamazsınız. Devletin vergilerini kullanın, kaynaklarını kullanın, gereğini yapın, görevinizi yapın diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)