GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: GENEL KURULUN ÇALIŞMA SAATLERİ İLE GÜNDEMİN YENİDEN DÜZENLENMESİNE İLİŞKİN AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:15
Tarih:02.11.2011

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün 2 kere Sayın Başkanımız iki konuda grup başkan vekillerinin içerde ittifak sağlaması için beş dakika ara verdi ama yirmi dakika ara vermek mecburiyetinde kaldı. Biraz önce Sayın Meclis Başkanımızın yine, verdiği ara süreç içerisinde Anayasa'ya, İç Tüzük'e aykırı olup olmadığıyla ilgili ta 1970'lerde, 1980'lerden, 1990'lardan baktığımız uygulamaların karşısında bir durumu ifade ederek açıkçası bu noktaya geldi.

Bakınız değerli arkadaşlar, dün sözlü soruların cevaplanması günüydü. 2 tane Sayın Bakan burada saat 19.00'a kadar bekledi. Saygıdeğer milletvekillerimizin Enerji Bakanı ile Orman ve Su İşleri Bakanımıza sordukları soru önergelerini Sayın Bakanlar çalıştılar, ekipleriyle beraber geldiler, burada sözlü sorulara cevap vermek üzere saat 19.00'a kadar beklediler. Üç siyasi partinin grup önerisi vardı. Üç siyasi partinin grup önerisini de -BDP'nin, MHP'nin, CHP'nin grup önerisini- görüştük, oyladık. Bizim bu görüşüp oylamamız sırasında, dün Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi üzerinde 2 milletvekilinin konuşması bittikten sonra Meclis Genel Kurulunun çalışma saati yetmediğinden dolayı, çalışma süremiz sona ereceğinden dolayı "Yarın saat 14.00'te kanun tasarı ve teklifleri ile diğer işleri görüşmek üzere Genel Kurulu kapatıyorum." demek zorunda kaldı Sayın Meclis Başkan Vekilimiz.

Şimdi, sözlü sorularla ilgili 2 Sayın Bakan buraya gelmiş, milletvekillerinin sorduğu çok değerli olduğuna inandığımız soruları cevaplamak üzere burada bulunmuş ama siyasi parti grupları gündemi farklı bir noktaya getirmek üzere grup önerileri vermiştir.

Değerli arkadaşlar, bugüne kadarki yaptığımız işlerde hep şunu söylüyoruz: Biz çoğunlumuzla değil, Anayasa Uzlaşma Komisyonunda ifade ettiğimiz gibi, diğer konularda da çok örneklerini bildiğimiz gibi, 23'üncü Dönemde, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili arkadaşlarımızla, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili arkadaşlarla, Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkan Vekili arkadaşlarla Danışma Kurulu önerilerine ortak imza attığımız, belki grup önerilerinden daha fazla uzlaştığımız konular vardır. Şimdi, biz buradan hem Cumhuriyet Halk Partisinden hem diğer siyasi partilerden milletvekili arkadaşlarımız hem de AK PARTİ Grubundan gelen milletvekili arkadaşlarımız "Türkiye Büyük Millet Meclisinin hâli bu olmamalı." diyorlar, "Türkiye Büyük Millet Meclisi bizim dışarıdan gördüğümüz ile şu andaki yaşadığımız olmamalı." diyorlar. Ne diyorlar? Türkiye Büyük Millet Meclisi denetim yapar. Nasıl denetim yapar? Milletvekili arkadaşlarımızın sorduğu sözlü sorulara bakanlar cevap vererek denetimlerini yapar.

Öte yandan, siyasi partilerin verdiği araştırma önergeleriyle ilgili ittifak sağlanır, gruplar bir araya gelir.

OKTAY VURAL (İzmir) - Niye ittifak sağlayalım ya?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Nitekim, yaptığımız ittifak çerçevesinde, bizim geçen dönemde kurduğumuz 40'ın üzerinde araştırma komisyonu, araştırma önergeleriyle komisyon kurulmuş ve çalışmıştır.

OKTAY VURAL (İzmir) - Niye ittifak sağlayalım; ön görüşmeleri?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -  Bunların büyük bir kısmı 23'üncü Dönemin son gününde, hemen hemen 10 küsur tane araştırma komisyonu, araştırma önergesi milletvekili arkadaşlarımız vasıtasıyla burada gündeme getirilmiştir.

Değerli arkadaşlar, söylenen konunun, ifade edilen itirazların İç Tüzük'le, Anayasa'yla hiç alakası olmayan bir durumdur.

Şimdi, Sayın Grup Başkan Vekili, değerli arkadaşım Sayın Vural diyor ki: "Bizim araştırma önergelerimizin konuşulmasını engelleyeceksiniz." Efendim, sizin araştırma önergenizi vermeye engel bir durum söz konusu mu? Araştırma önergeleriniz okunduğu, gündeme alındığı andan itibaren olur. Siz yarın yine -salı günü- yine bir grup önerisi verirsiniz; verdiğiniz grup önerisinde dersiniz ki: "120 sıra sayılı araştırma önergemizin bugün gündeme alınıp, diğer konuların görüşülmeden?" veya "Bu konu görüşüldükten sonra diğer konulara geçilmesiyle ilgili" diye bir grup önerisi verebilirsiniz. Bununla ilgili hiçbir engel yok.

OKTAY VURAL (İzmir) - İç Tüzük'te verilmiş hakkı grup önerisine indirgeyemezsiniz. Öyle bir şey mi olur?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Öte yandan, İktidar partisi muhalefetin sesini kısıyor. "İktidar partisi muhalefetin sesini kısıyor." diye bir eleştiri var. Yapmayın!.. Sayın Vural, iktidar partisi muhalefete daha çok konuşma imkânı vermek için, 14.00-23.00 arası konuşma hakkı veriyoruz. Daha ne istiyorsunuz?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Lütfettiniz!..

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Televizyon yayınlarını da akşam saat 11.00'e çekin o zaman.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Siz diyorsunuz ki: "Hayır, öyle olmasın;15.00-19.00'da konuşalım." Biz de diyoruz ki: "Muhalefetin değerli fikirlerinden faydalanmak istiyoruz. Muhalefet burada gelsin konuşsun.

OKTAY VURAL (İzmir) - Siz ne yaptığınızı bilmiyorsunuz ya!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Yalan söylemesin. İftira atmasın. Başka başka konulara girip milletin tansiyonunu yükseltmesin.

OKTAY VURAL (İzmir) - Siz ne yaptığınızı bilmiyorsunuz ya? Bütçenin görüşüleceği zamanı bile planlamışsınız!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ama şurada Türkiye'nin, Türk milletinin istedikleri meseleleri biz burada tartışalım, değerlendirelim." diyoruz.

Bakın, dün bir hadise yaşandı. Milletvekili arkadaşlarımızın yaptığı bir konuşmaya buradan bir milletvekili arkadaşımız amacını aşan bir şekilde itiraz etti. Bizim de saygı duyduğumuz, tarihe mal olmuş, çok değer verdiğimiz rahmetli Türkeş'in, Başbuğ'la ilgili bir söylemini itiraz ettiniz, düzelttirdik. Ama değerli arkadaşlar, bizim şu anda siyasi partimizin Genel Başkanı, ülkemizin Başbakanı olan birisine, burada ağza alınmayacak hakaretleri, diniyle, imanıyla, inancıyla olduğu davaları kalkıp da burada ifade etmeye çalışmak, kimin? O şahsın da kim olduğunu bilmiyorum, kimi "müftü" diyor, kimi "hoca" diyor; eğer müftüyse müftülere haksızlık, hoca, ilkokul hocasıysa öğretmenlere haksızlık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ben burada üzülüyorum. Kalkıp bir şeyi ifade etmeye çalışırken burada birinin, bu ülkenin Başbakanını, bir siyasi partinin genel başkanını, bu ülkeden daha dört ay önce yüzde 50 oyla ibra edilmiş, sekiz yıllık icraatları ibra edilmiş bir siyasi parti genel başkanını, peşkeş çekmekle, şunu böyle yapmakla veya başka şekilde ifade etmekle ve bizim buradaki söylediğimiz tepkimizi de haksız görmekle haksızlık yapıyorsunuz. Bakın, rahmetli Başbuğ'la ilgili söylenen konuya biz de aynı tepkiyi gösterdik ve arkadaşımızı uyardık?

OKTAY VURAL (İzmir) - Fitneyi başlatan sensin! Kendisi fitnenin başı!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ama, lütfen, siyasi partilerimizin grup başkan vekilleri, burada, bir partinin, bu milletten, 22 milyon seçmeninden oy almış bir siyasi partinin, 74 milyon insanın yarısının gönlüne girmiş bir siyasi parti genel başkanının, dokuz yıl da bu ülkeyi idare eden ve Türkiye'yi dünya devletleri arasında onurlu bir seviyeye getiren, sadece edilgen değil?

OKTAY VURAL (İzmir) - Tabu mu yani? Tabunuz mu?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -  ?bölgesinde etkin bir politika konumuna getirmiş bu ülkenin Başbakanının eleştirilmesine, haksız yere rencide edilmesine hepimiz karşı durmamız gerekir.

OKTAY VURAL (İzmir) - Eleştirmeye niye karşı çıkıyorsunuz? Senin tabun mu?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bugüne kadar gelen süre içerisinde altmış bir tane hükûmet kurulmuş. Altmış bir hükûmetin başbakanlarının, o partinin genel başkanlarının bu ülkenin menfaatine çalıştığı konusunda inancımız tamdır ama hata yapmış olabilirler, yanlış yapmış da olabiliriz?

OKTAY VURAL (İzmir) - Bizim gözümüz var görüyor, sizin yoksa ne yapalım!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -  ?fakat bu hataları, bu yanlışları veya sizin doğru olarak kabul etmediğiniz şeyleri, bizim doğru olarak gördüğümüz şeyleri "ihanet" diye tanımlamanız, açıkçası, bu ülkenin demokratik sistemine yapılmış en büyük ihanettir diye düşünüyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Başkanım, bunun önergeyle ne alakası var?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, eleştiri haktır, eleştiri doğaldır ama bu eleştirinin de ölçüsünü, üslubunu iyi ayarlamamız gerekir, dozunu iyi görmemiz gerekir. Biz hiçbir siyasi partinin genel başkanını rencide edici, onun şahsıyla ilgili konuları gündeme getirmemek için gayret gösteriyoruz ve getirmiyoruz.

OKTAY VURAL (İzmir) - Yahu, "şerefsizlik", "alçaklık" kelimelerini kullanan kimdi?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Milletvekili arkadaşlarımızı da uyarıyoruz ama birisinin, hiç olmayan bir şekilde iddia ortaya attığı takdirde?

OKTAY VURAL (İzmir) - Bir taraftan hakaret ediyorsunuz, sonra da "yok" diyorsunuz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ?bu iddia da milletin gönlünde bir kırgınlık ortaya çıkardığı takdirde, şerefimizi, haysiyetimizi ortaya koyarak "Haysiyetli olun, şerefli olun." dediği anda biz de diyoruz ki: "Bu konuları gündeme getirmeyenler şerefsiz ve haysiyetsizdir, ispatlamayanlar böyledir." (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Biz konuyla, şerefle, haysiyetle değil, şahsiyetle uğraşmıyoruz.

OKTAY VURAL (İzmir) - İşte kullandığınız üslup bu sizin, aynen iade ediyorum sana!

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Önergeyle alakası yok.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Şahsiyetle uğraşmıyoruz, ailelerle uğraşmıyoruz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Muhalefete sataşıyor. Geçmiş konuları?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bizim konumuzdaki insanlarla bizim sorumluluğumuzu alan insanların şahsiyetiyle uğraşmadan bu konuları bu süreç içerisinde Türkiye'nin birlik ve beraberliğe?

BAŞKAN - Sayın Elitaş, önergeyle ilgili konuşur musunuz lütfen biraz da.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, zaten hep önergeyle ilgili konuşuyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ne alakası var önergeyle.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Türkiye'nin birlik ve beraberliğe çok muhtaç olduğu bu süre içerisinde bizim Türkiye Büyük Millet Meclisini çalıştırma mecburiyetimiz vardır.

Bakınız, değerli milletvekilleri, çalışma şartlarımız ne? Bugün 14.00-23.00, perşembe günü 14.00-23.00, salı günleri 15.00-20.00, sözlü soruları da görüşmek üzere. Muhalefet grup başkan vekilleri diyor ki: "Siz bizim söz hakkımızı kesiyorsunuz, milletvekillerimizin Anayasa'nın 87'nci maddesinden aldığı yetkiyi engelliyorsunuz." Sayın Grup Başkan Vekili okudu, Anayasa'nın 87'nci maddesinde diyor ki: Milletvekilleri sorular sorarak, araştırma önergeleri vererek, gensoru vererek? İşte 102, 103'üncü maddelerinde de gensoru, genel görüşmeyle ilgili konuların olduğunu ifade ediyor ama siz dün yaptığınız icraatta kendi milletvekillerinizin sorduğu sorulara verilmesi gereken cevapların verilmesini bakanları konuşturmayarak engellemeye çalışıyorsunuz. Herhâlde tarihte ilk defa böyle bir şeyle karşı karşıyayız. İktidar diyor ki: "Muhalefet konuşsun, gelsin şurada dertlerini anlatsın. O bizim dört saatlik zamanda bu iş yetmiyor." Ama muhalefet diyor ki: "Biz konuşmak istemiyoruz." Konuşun kardeşim, gelin buraya konuşun. Muhalefet bize fikirlerini ifade etsin, o fikirlerden de biz faydalanalım.

OKTAY VURAL (İzmir) - Ama siz de konuşun. Haksızlıklar karşısında dilsiz şeytan olmayın. Sizi de konuşmaya davet ediyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - 5 Ocak tarihine kadar bu gündemi belirledik. Bunun, grup önergesinin lehinde olduğumu ifade ediyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)