| Konu: | POSTA HİZMETLERİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 08.05.2013 |
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 452 sıra sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı'yla ilgili söz almış bulunuyorum.
Bu kanunun olanca tepkiye ve karşı çıkmamıza rağmen gündeme getirilmesinin tek bir amacı vardır; birçok kamu kurum ve kuruluşunda yapılmak istendiği gibi, PTT'nin sermayeye peşkeş çekilmesi vardır. Bunun içindir ki gerekli olan yasal altyapı oluşturulmuş ve bugün bizlere dayatılmak istenmektedir. Yasa hazırlanırken ne PTT çalışanlarının görüş ve önerileri dikkate alınmıştır ne de ilgili sendikaların çekinceleri dinlenmiştir. En az kurum kadar personeli de yakından ilgilendiren böylesi hayati bir yasa taslağı hazırlanırken sendikalar ve derneklerden görüş alınmaması düşündürücüdür.
PTT Genel Müdürlüğünün öncelikle AŞ yapılarak arkasından özelleştirilmesini sağlamayı hedefleyen yasa tasarısı PTT'nin talan fermanı demektir. Eğitim, sağlık, haberleşme gibi temel kamu hizmetlerini ticaretleştiren AKP, şimdi de haberleşmeye el atmıştır. Haberleşme hakkı, anayasal güvence altında olan bir haktır. Tasarıyla bu temel hak halkımızın elinden alınacak, aynı TELEKOM'da olduğu gibi hizmet kalitesi düşecek, ucuz hizmet almak bir yana daha da pahalılaşmasına yol açacaktır, ülkenin birçok noktasında hizmet almak dâhi mümkün olmayacaktır. Anonim şirkete dönüştürülmüş PTT, emekçilerine iş güvencesiz çalışmayı ve kazanılmış haklarından vazgeçmeyi dayatacak ve birçok şubesini kâr etmediği bahanesiyle kapatacaktır.
Bakınız, Dünya Posta Birliği üyesi 192 ülkenin posta idarelerinin çoğu kamu kuruluşudur. Özelleşmiş posta idarelerinden biri olan Arjantin Posta İdaresi kısa süre önce yeniden devletin eline geçmiştir.
Bazı yandaş sendika temsilcileri, tasarıyla, posta dağıtıcılarının sosyoekonomik ve özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik Hükûmetten söz aldıklarını söylemektedir. Bu aldatmacaya kanmamak gerekir, zira bu uzun vadeli projenin ilk adımları şubat ayında hayata geçirilmiştir.
PTT Genel Müdürlüğü dağıtım ve kargo hizmetleri için 20 bölgede ihale yapmış ve acele posta servisi, taahhütlü mektup ve kargo gibi hizmetler yirmi dokuz aylığına taşeron şirketlere verilmiştir. Ne var ki kısa zaman içinde bile sıkıntının ne denli büyük olduğu ortaya çıkmıştır.
Köprü ihalesinde yaşananları bir kez daha hatırlatalım: "Satamazsınız." dedik, "Satarız." dediniz. "Ucuz veriyorsunuz, bu fiyat vatana ihanettir." dedik, bizzat Maliye Bakanı karşı çıktı. Peki ne oldu? Biz dediğimizde karşı çıkanlar sonra bir bir sözümüze geldi. Başbakan ihaleyi iptal etti, "Vatana ihanet olurdu." dedi. Şimdi yapılan da aynısıdır. PTT ihaleleri için de aynı şeyi söyledik. Tıpkı o zaman olduğu gibi burada da dinlemiyorsunuz.
Tecrübesiz ellere verilen hizmet, hizmet olmaktan çıktı; dağıtımlar aksadı, kargolar ulaşmadı. Hem vatandaş hem de işçi mağdur duruma düştü. İhaleler iş yapanlara değil, menfaat doğrultusunda verildi. Şimdi ise taşeron işçiler işveren tarafından tehdit yoluyla çalıştırılmakta, sorunlarını anlatacak yetkili bulamamakta, ücretleri ya geç ödenmekte ya da hiç ödenmemektedir.
PTT'de bugün itibarıyla yaklaşık 10 bin taşeron işçi bulunmaktadır. Bu işçilerin büyük çoğunluğu yasal mesainin üzerinde çalışmakta ve fazla mesai almamaktadır. Bazı işçiler iki buçuk aydır maaş alamadıklarını bizzat tarafıma iletmişlerdir. 11 ilde kargo işçileri iki aydır maaş ve sigorta yüzü görmemektedir. Birçok yerde kargo çalışanı taşeron işçiler kendi araçlarıyla dağıtım yapmakta ve sırf hizmet aksamasın diye yakıt parasını dahi kendi cebinden ödemektedirler.
PTT çalışanlarında ise şu anda haklı bir tedirginlik vardır. PTT'nin AŞ'ye dönüştürülmesinin ardından, PTT'ye personel alımı, işten çıkarılma, tayin, terfi, ücretlerin belirlenmesi, çalışma saatlerinin belirlenmesi gibi konulardaki yetkiler şirket yönetimine verilecektir. Böyle bir yetki çalışma yaşamındaki mevcut sorunların daha da artmasına yol açacaktır, mevcut kazanımların dahi gerisine düşülecektir. Ayrıca, tasarıda şu anda kurumda çalışan personelin başka bir kurum ve kuruluşa nakledilmesi ile ilgili herhangi bir hak ve olanak ile ilgili düzenleme de bulunmamaktadır. Oysaki TELEKOM örneğinde bile personel havuz sistemi oluşturulmuş ve böylelikle personelin başka kurumlara geçişi sağlanmıştır.
Değerli milletvekilleri, bu tasarı özetle üç vahim sonuç doğuracaktır: Uzun vadede özelleştirme amacına hizmet edecektir, verilen kamu hizmeti ticarileşerek pahalılaşacaktır, PTT emekçilerine güvencesiz çalışmayı ve kazanılmış haklarından vazgeçmeyi dayatacaktır. Bir kez daha söylüyoruz: Gelin, henüz vakit varken bu tasarıdan vazgeçin. Vatandaşın elinden haberleşme hakkını almayın. Çalışanların günahına girmeyin. PTT halkındır; halkın kalmalıdır.
İşçi düşmanı AKP'nin Türk Hava Yolları çalışanlarını tehdit etmesini, 1 Mayısta yaptığı şiddeti buradan bir kez daha kınıyorum.
Hepinize iyi akşamlar. Saygılar sunarım. Sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)