| Konu: | POSTA HİZMETLERİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 08.05.2013 |
BDP GRUBU ADINA EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 452 sıra sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı'nın ikinci bölümü üzerine Barış ve Demokrasi Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 23 Ekimde 174'üncü kuruluş yılını kutlayacak olan Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü, 40 bin çalışanı, 4 binden fazla iş yeri ve 200'ün üzerinde işlem çeşidiyle hizmet veren bir kamu iktisadi kuruluşudur. 1994 yılına kadar Türk TELEKOM'u da bünyesinde barındıran PTT, 4000 sayılı Yasa'yla iki ayrı genel müdürlük olarak yeniden yapılandırılmış, Türk TELEKOM'un yüzde 55 hissesi 2005 yılında 21 yıllığına Lübnan asıllı Oger TELEKOM'a devredilmiştir.
AK PARTİ Hükûmetinin kamu kurumlarına yönelik özelleştirme politikalarından PTT de etkilenmektedir. PTT'nin daha önceleri kurum kaynakları ve personeli tarafından verilen hizmetlerin önemli bir kısmı artık hizmet satın alma yöntemiyle yapılmaktadır. Posta tekeli dışında kalan; gönderilerin ayrımı, dağıtımı, taşınması, güvenlik, temizlik, kargo, koli kabul ve dağıtımı ile diğer hizmetlerinde kullanılan kurum araçlarının yerine filo kiralanması, hizmet satın alınması yöntemi ile gerçekleştirilen kurum hizmetlerinden bazılarıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün görüşmekte olduğumuz, PTT'nin özelleştirilmesi anlamına gelen 452 sıra sayılı Kanun Tasarısı ile PTT anonim bir şirkete dönüştürülmek istenmekte ve asıl amacı olan kamuya hizmet mantığından uzaklaştırılmak istenmektedir. PTT'nin piyasa koşullarına ve rekabete açılması Türk Ticaret Kanunu'na bağlı ve piyasa ekonomisine göre yeniden yapılandırılarak anonim şirkete dönüştürülmek istenmesindeki amaç PTT'nin özelleştirilmesidir. Nitekim Özelleştirme İdaresi Başkanlığının açıklamaları da bu doğrultudadır. PTT'nin oldukça kârlı bir kuruluş olması özelleştirmeye yönelik çalışmaların nedenini oldukça açık bir şekilde göstermektedir.
PTT 2003 yılı sonunda 22 milyon 891 bin TL olan kârını sekiz yıl içinde, 2011 yılı sonunda 174 milyon 39 bin TL'ye çıkarmıştır. Ayrıca, ülkemizde dünya ekonomik krizinin etkilerinin görülmeye başlandığı 2008 yılında 377 milyon 292 bin TL kâr elde ederken ekonomik küçülme yaşadığımız 2009 yılında kârını 230 milyon TL'de gerçekleştirme başarısını göstermiştir.
Teknolojik gelişmeler ve İnternet'in yaygınlaşması posta işlemlerinin düşeceğini düşündürse de sektöre dair yapılan değerlendirmelerde, İnternet ile ortaya çıkan e-ticaret uygulamalarının lojistik hizmet kapsamında posta işlemlerini önemli bir noktaya taşıyacağını ortaya koymaktadır. Böyle bir durumda PTT'nin önümüzdeki yıllarda kârlılığında artış beklenmektedir. PTT'nin kârlılığındaki artış yatırımlarına da yansımakta, 2004-2011 yıllarında toplam yatırımları 617,5 milyon TL, 2012 yılı yatırım ödeneği de 140 milyon TL'dir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; PTT'nin kamu iktisadi teşebbüsü statüsünden çıkarılıp Türk Ticaret Kanunu'na uygun olarak bir anonim şirkete dönüştürülüp özelleştirilmesi en çok çalışanları etkileyecektir. Tasarıda yer alan 29'uncu maddenin (2)'nci fıkrası "PTT hizmetleri ile ilgili olarak herhangi bir talepte bulunmak ve PTT'nin sorumlu olduğu hâllerde dava etme hakkı o hizmetten yararlanana aittir." diyerek sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin bilgi edinme haklarını ellerinden almaktadır.
Öncelikle, PTT'de örgütlü sendikaların dolayısıyla çalışanların görüş ve önerilerine başvurulmaksızın kapalı kapılar ardında hazırlandığından tasarının meşruiyet sorunu bulunmaktadır. Bir kamu kurumunun özelleştirilmesinin yolunu açarak çalışanların ve aynı zamanda halkın kazanımlarını ortadan kaldıran bir tasarının bu yöntemle hazırlanmasını kabul emek mümkün değildir.
Kanun tasarısının "Yönetim Kurulu" başlıklı 25'inci maddesinin (3) numaralı fıkrasının (e) bendinde Yönetim Kuruluna "Faaliyet ve hizmet alanlarına ilişkin olarak gerçek ve tüzel kişilerle sözleşmeler imzalanması veya ortaklıklar kurulmasına, postaların ayrım ve dağıtım işleri için hizmet satın alınmasına karar vermek." yetkisi vermektedir. Bu bağlamda PTT, faaliyet ve hizmet alanlarına ilişkin sözleşmeler imzalayarak yasal tekel hakkı tanınan posta hizmeti dâhil tüm faaliyetlerini taşeron firmalara yaptırabilecek, kârlılığını asgari ücretle çalışan taşeron firma işçilerinin sömürüsü üzerinden sağlayacaktır.
PTT'nin anonim şirkete dönüştürülmesinden sonra PTT'ye personel alımı, işten çıkarılma, tayin, terfi ücretlerinin belirlenmesi, çalışma koşullarının ve saatlerinin belirlenmesi gibi yetkiler şirket yönetimine verilmektedir. Oysa bir kamu kuruluşunda istihdam edilen personelin ne şekilde işe alınacağı, çalışma koşulları ve ücretleri yasalarla düzenlenmiştir.
Posta Hizmetleri Yasa Tasarısı'nda mevcut yasalarda olmayan yetkiler PTT AŞ Yönetim Kuruluna verilecektir. Böylesi bir yetkinin, çalışma yaşamındaki mevcut sorunların daha da artmasına yol açacağı kesindir; hatta, mevcut kazanımların bile geriye düşme tehlikesi hayli yüksektir. İş güvencesi, örgütlenme, çalışma saatlerinin belirlenmesi, işe alınma, işten çıkartılma, emeklilik, mali ve sosyal haklar gibi pek çok konuda yönetim kurulu mevcut yasal düzenlemelerden bağımsız, olağanüstü yetkilendirilmek istenmektedir. Eğer tasarı mevcut hâliyle yasalaşır ve uygulanırsa diğer kamu kurumlarına da örnek oluşturacaktır.
Değerli milletvekilleri, PTT'nin istihdam yapısına baktığımızda çalışanların ana gövdesini 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye tabi sözleşmeli personel oluşturmaktadır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre istihdam edilen müdür ve daha üst düzeydeki yönetici konumundaki personel iken işçi statüsünde çalışanların sayısı her geçen gün azalmaktadır.
AK PARTİ Hükûmetinin iktidara geldiği 2002 yılında hizmet satın alma yöntemiyle taşeron firmalar tarafından çalıştırılan firma elemanı sayısı 2.001 iken 2011 yılı sonunda 8.644'e ulaşmıştır. 2011 yılında, istihdam edilenlere bakıldığında, toplam 1.868 kişinin yarısına yakını posta dağıtımı, temizlik, kargo, motosikletli eleman, özel güvenlik görevlisi alanlarında hizmet satın alma yöntemiyle istihdam edilenlerden oluşmaktadır. Bu eğilim, AK PARTİ Hükûmeti döneminde kamu kuruluşlarında taşeronlaşmanın yaygınlaştığını göstermektedir.
Yasa tasarısının 27'nci maddesinin (1)'inci fıkrasında belirtildiği üzere "PTT personeli, 657 sayılı Kanun ve diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine tabi olmaksızın idari hizmet sözleşmesiyle istihdam edilir." denilerek tüm çalışanlar güvencesiz hâle getirilmek istenmektedir. Ayrıca, KPSS ile alınacak personelin de tüm hakları Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenecektir.
Diğer yandan, idari hizmet sözleşmesiyle güvencesiz olarak istihdam edilen sözleşmeli personel, buna rağmen, tasarının 29'uncu maddesinin (1)'inci fıkrası uyarınca her türlü suçlarından dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılacaklardır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun tasarısı ile yaklaşık 30 bin kadrolu çalışan ve 15 bin taşeron firma çalışanının sorunları başta olmak üzere, kurumun yönetim yapısı ve işleyişinin yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Yürüttüğü hizmet açısından stratejik bir konuma sahip olan PTT'nin, çalışanların örgütlü olduğu sendikaların aktif biçimde yer alacağı bir komisyon tarafından ve katılımcı bir süreç işletilerek yeniden yapılandırılması için çalışma yapılması gerekmektedir. Bu hâliyle yasa tasarısının emekçiler ve toplum nezdinde bir meşruiyeti olmayacaktır.
Bu duyguyla, tekrar, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)