GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÇOK TARAFLI YATIRIM GARANTİ KURULUŞU SÖZLEŞMESİNİN MADDELERİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİN ONAYLANMASI HAKKINDA (S.S.40)
Yasama Yılı:2
Birleşim:16
Tarih:03.11.2011

MHP GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; MIGA kapsamında garanti altına alınan Türkiye'de ve Türkiye dışındaki yabancı yatırımlarla alakalı olarak söz almış bulunuyorum.

Türkiye'de yatırım yapmanın cezalandırıldığı bir düzende yabancıların Türkiye'de yatırım yapmasını beklemek kadar akılsız bir iş yok.

(AK PARTİ sıralarından "Sanayici misiniz?" sesi)

Evet. Ben sanayiciyim.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Tabloya bakarsanız görürsünüz.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Ben sanayiciyim, size bir şeyler anlatacağım. Türkiye'de dünyanın kullandığı enerji fiyatının 3 katı maliyette enerji kullanıyoruz; petrol de böyle, elektrik de böyle, doğal gaz da böyle.

MEHMET ERDOĞAN (Adıyaman) - Hâlen sanayici misiniz?

BAŞKAN - Sayın Milletvekili, lütfen müdahale etmeyin.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Bakın, ben bir şey söyleyeyim mi, buradan bir laf söylerim yerinizden kalkamazsınız. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ciddi söylüyorum. İşin o kısmı da var.

BAŞKAN - Sayın Türkkan, siz de istirham ediyorum söylemeyin lütfen.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Terkimde tutuyorum söylemiyorum. İşin o kısmı da var, haberiniz olsun.

Türkiye'de yatırım yapmak için Türk sanayicisinin dahi cesaret edemediği bir dönemde yabancıların yatırım yapmasını beklemek çok akıllı bir iş değil. Sebebi şu, bakın: Türkiye, en son geçen gün size okuduğum gibi, sürdürülebilir ekonomideki istikrar meselesinde sıkıntılı. Wall Street'de yayınlanan bir makalede Türkiye bu konuda en riskli ülkeler arasında gösteriliyor. Bu durumda, yabancı ülkelerle, komşu ülkelerimizle sıfır sorun politikası üreteceğiz diye başlayıp sırf sorun politikalarının hüküm sürdüğü bu bölgede, politik risklerin bu kadar çok olduğu bir bölgede kalkıp Türkiye'de yatırım yapacak yabancı bulamazsınız. Kimi bulursunuz bilir misiniz? Ancak Telekom'u verdiğiniz Hariri ailesi gibi bir dost aileyi bulursunuz, bir devletin değerini peşkeş çekersiniz. Onun ismi yatırım olmaz, o başka bir şey. Yatırım, doğrudan yatırımla ifade edilebilir. Türkiye'de hiç duydunuz mu siz; gelmiş arazi almış, efendime söyleyeyim, makinelerini getirmiş, istihdam yaratacak? Hayır. Ancak Şeker Kanunu'nda olduğu gibi, Cargill'i Türkiye'deki bir yabancı şirketle ortak yapıp nişasta bazlı şeker konusunda Türk insanını zehirleyen, Türk insanının ömrünü kısaltan, dünyada kullanılmayan bu maddenin Türkiye'de daha çok kullanılmasını temin eden yatırımların önünü açarsınız. Başka türlü Türkiye yatırımın olduğu bir ülke olmaktan çıkar.

Ben biraz evvel Suriye ve İsrail'le ilgili sormuştum, Libya ile ilgili de sormak istiyorum. Libya'da Türk yatırımları yaklaşık 25 milyar dolar. Bu politik riskleri garanti altına alan bu MIGA'daki kapsam var mıdır Libya'daki yatırımlarımızda? 25 milyar dolarımız heba mı oldu? Yani, Libya'da farklı bir sistem geldi, demokrasi getireceğiz diye Kaddafi'nin aşağıya indirilmesine katkıda bulunduk, demokrasinin hiç konuşulmayacağı bir sistem geldi. Komşularımızın ciddi düşmanı hâline geldik: Bakın, Suriye yavaş yavaş dikiliyor. Rusya'yı ikna etmiş, Çin'i ikna etmiş, İngiltere üzerinden Avrupa Birliği ülkelerini de ikna ediyor. Suriye'ye karşı yaptırım gücümüz bizim sadece Suriye'yle kötü ilişkileri sürdürebilen bir ülke hâline geldik; düne kadar kardeş, bugün kalleş bir ülke konumuna geldik. Bu sistemde, siz, yabancılar karşısında, yabancı ülkelerdeki yatırımlarımızın yoğun olduğu Libya'da dahi bu konuda garanti kapsamında olmaması, bu sözleşmenin, bu garanti fonunun Türkiye'nin çok lehine olmadığına dair de bir gösterge. Almanya'daki, İngiltere'deki bir yatırımın -Türk yatırımı ne kadar bilmiyorum ama- çok böyle bir politik risklere karşı garanti ihtiyacı yok, ama Libya'dakinin var. Eğer bundan faydalanamıyorsak, bu sözleşmede, bu tasarıyla önümüze gelen bu garanti fonunun bize çok bir katkısı olmadığını düşünüyorum.

Biraz evvel "Sanayici misiniz?" diye soran arkadaşıma söylüyorum; evet, ben sanayiciyim, sanayicilik yapmaya çalışıyorum, devri iktidarınızda çok zor bir iş yapıyorum.

Türk köylüsüne diyorsunuz ki siz; yahu dünyada buğdayın fiyatı bu kadar, sen hâlâ bu kadara bize buğday satmak istiyorsun. Siz adama mazotu dünyanın üç katı fiyatına veriyorsunuz, tohumu dünyanın üç katı fiyatına veriyorsunuz, gübreyi hakeza, sonra diyorsunuz ki; ya dünyada buğdayın fiyatı bu kadar, sen niye bu kadara satıyorsun? Ayçiçeği hakeza, Türkiye'de yeni yeni ekilmeye başlanılan kanola, soya hakeza. Bu durumda, o şartlar altında sanayicilik yapmaya çalışan bir kardeşinizim. 2007 yılında da aday oldum, seçilemedim. 2007'ye on iki gün kala vergi müfettişlerinin gadrine uğrayıp, çok ciddi rakamlarda, benim boyumu aşan rakamlarda da vergi cezalarına gark olmuş bir sanayiciyim. Bir tek faturasız malım yakalandı, o da Kemal Unakıtan'ın oğlu Abdullah Unakıtan'ın aldığı 4 milyar liralık eski parayla bir mal alışverişi vardı, sadece o kadar. Yani, Kemal Unakıtan'ın oğlunun aldığı, onların kaybettiği bir fatura çıktı karşıma; ben de, bu faturanın sahibi Sayın Kemal Unakıtan'ın oğlu Abdullah Unakıtan dedim. Şu anda aranızda yok, tu kaka yaptınız biliyorum, ittiniz, attınız, tanımıyorsunuz.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Lütfü Bey, usulsüzlük cezası mı yediniz? Az önce söylediniz.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Efendime söyleyeyim, usulsüzlük değil, vergi cezası, vergi tarh cezası.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Vergi kaçakçılığı mı?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Hayır efendim, hayır!

BAŞKAN - Sayın Türkkan lütfen karşılıklı konuşmayalım. Genel Kurula hitap eder misiniz Sayın Türkkan.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Siz kendiniz söylediniz.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Sizin öyle bir incelemeden haberiniz var mıydı, siz Kocaeli milletvekilisiniz.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Mahkeme sonucu?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Yok efendim, ben onlardan beraat ettim. Hepsini mahkemede affettirdim, yanlış yapmam ben.

NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Cezaları mahkemeye niye götürmediniz?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Mahkemeye götürdüm ama böyle bir zulüm yapan iktidarsınız, onu anlatmaya çalışıyorum.

Sanayiciye zulüm yapıyorsunuz, yatırımcıya zulüm yapıyorsunuz, arkasından gelip "Türkiye'de niye yatırım yapamayacaksınız?.." Var mı öyle bir şey ya! Hemşire olacak kıza "Git, AKP'ye üye ol, ondan sonra gel seni işe başlatalım." diyorsun. Adam benzin istasyonunda pompacı olacak, "Yahu bunun sahibi AKP'li, git, oradan bir AKP'ye üye ol." denilen, böyle bir devirde yaşıyoruz arkadaşlar. Hani tek parti iktidarı var ya "Faşist iktidar" dediğiniz, o dönemi geçtiniz, faşizm sizin karşınızda çok masum kalıyor, haberiniz olsun.

Hepinize saygılar sunuyorum. Hayırlı akşamlar diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)