GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÇOK TARAFLI YATIRIM GARANTİ KURULUŞU SÖZLEŞMESİNİN MADDELERİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİN ONAYLANMASI HAKKINDA (S.S.40)
Yasama Yılı:2
Birleşim:16
Tarih:03.11.2011

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sataşma değil, bir düzeltme yapacağım.

Sayın Haydar Akar herhâlde biliyordur veya elindeki notlarda yanlış yazıyordur. Mavi Kart uygulaması 1995 yılında başlamıştır.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Elitaş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Haydar Akar bir konuşmasında ifade ederken "Almanya'da yaşayan vatandaşlarımız Mavi Kart zulmüyle AK PARTİ İktidarı döneminde veya Mavi Kart, geriye gidişi AK PARTİ İktidarı döneminde karşılaştı." dediler.

Mavi Kart uygulaması 1995 yılında başlamıştır.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - O pembe kart!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, Avrupa Birliği ülkeleri haricindeki ülkelerin hiçbirisine Almanya çifte vatandaşlık vermemektedir. Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkeler haricindeki hiçbir ülkeye çifte vatandaşlık vermemiştir. Yanlış bilmiyorsam 1997, 1998 yıllarında biz?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Mustafa Bey, pembe kart, ben doğru söyledim. Bir daha bakın, pembe kart!

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Aynı kart!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Akar, müsaade ederseniz, orada, biz, pembe, mavi, yurt dışında yaşayan iki tane arkadaşlarımız var, yurt dışı doğumlu, onlarla bakarız, konuşuruz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hayır, bilmiyorlar, öğrenememişler!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - 1997, 1998 yıllarında Türkiye ekonomisinde, o yıllarda -tam olarak bilmiyorum ama- Türkiye ekonomisinin krize girdiği dönemlerde yurt dışında yaşayan işçilerimizin mevduatlarını çekebilmek için dövize çevrilebilir mevduat hesabı açtırdık. Maalesef, yine o yıllar içerisinde Alman Dışişleri Bakanlığının Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığından sorduğu bir soru üzerine, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kendi bünyesinde bulunan, Alman vatandaşı olup da Türkiye'de mevduatı bulunan kişilerin çifte vergilenmesiyle karşı karşıya kalmasına sebebiyet verdi. Şimdi, biz diyoruz ki, Sayın Başbakanımız dün 1961 yılında, elli yıl önce Almanya'ya giden, işçi anlaşmasının yapıldığı? Bundan elli yıl önce Türkiye istihdam için yurt dışına işçi göndermiş. Şu anda, 70 bin iş adamımız 350 bin kişiyi, Almanya'da kurduğu işletmelerde yanında Türk ve Alman istihdam edebilir hâle gelmiş. Rakamın büyüklüğü 80-100 milyar eurolara ulaşmış, öylesine büyük bir sistem içerisinde ortaya çıkmış.

Bakın değerli arkadaşlar, bundan önceki süreçte, Almanya'ya 2000 yılında gitseydiniz, Köln'de, Münih'te, Berlin'de bir köşeden dönerken bıkkın, kendinden geçmiş bir vatandaşa "selamünaleyküm" dediğinizde size "aleykümselam" derdi. Oradaki vatandaşlarımız ikinci sınıf, üçüncü sınıf olarak tanımlanıyordu. Ama şimdi gittiğinizde görürseniz artık "Ben Türk'üm, Türk vatandaşıyım." dediği anda gurur duyar bir hâle gelmiş.

1993 yılında Köln'de bir faşing gününde, Köln Balluff'unun orada gençler eğleniyorlar. Bir çocuk, alnında Türk yazıyor, bizim gibi. "Yavrum, sen Türk müsün?" dedim, bana "Hayır" dedi. Türk olmaktan utanan bir nesil vardı orada ama şu anda Türk olmaktan, Türk tabiiyetinde bulunmaktan gurur duyan bir nesil var. Bunu hep beraber yaptık değerli arkadaşlarım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Hâlen var daha. Dün de vardı yarın da olacak. Bunlar bireysel şeyler. Sayın Elitaş, Türk olmaktan utananlar hâlâ var.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Elitaş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ben teşekkür ediyorum.

Hepinizin mübarek kurban bayramınızı kutluyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)