| Konu: | TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE DENETİM MEKANİZMALARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 117 |
| Tarih: | 07.06.2012 |
ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; demokrasinin evrensel kuralları vardır. O kurallar coğrafyaya, kültürlere göre değişmez. Her coğrafyada, her kültürde geçerliliğini sürdürür. Bir ülkede demokrasinin evrensel kuralları değişik gerekçelerle işletilmiyorsa, o ülkede demokrasinin varlığından söz edilemez.
Sorgulama, hesap verme, açıklık o evrensel kuralların başında yer tutar. Hesap sormanın, hesap vermenin araçları parlamentonun denetim mekanizmalarıdır. Parlamentolar denetim mekanizmalarını kullanarak iktidarları kontrol altında tutarlar, siyasi iktidarın yanlış tasarrufları, yolsuzluk ve haksızlık dokulu işlemleri denetim mekanizmaları kullanılarak düzeltilir, disipline edilir, sorumlular hakkında yasal işlem yapılır.
Dile getirilen sonuçlara ulaşılması iktidarın demokrasiyi içselleştirmesi, sorumlular hakkında yasal işlem yapılmasının önünü açmasıyla özdeştir. Ülkemizde iktidar, demokrasi duyarlılığı ve kültüründen yoksun, yolsuzluklar konusunda pişkin olduğu için denetim mekanizmaları çalıştırılamıyor, hesap sorma, hesap verme gerçekleştirilemiyor.
19 Nisan 2012 günü Aile ve Sosyal Politikalar Bakanına yazılı şekilde yanıtlaması koşuluyla soru önergesi verdim. Bakanlıkta yapılan usulsüz işlemler ve yolsuzlukları içeren 14 maddelik soru önergesi kırk sekiz gündür yanıtlanmadı.
Rixos Otel'de 20 bin liraya 20 kişiye kahvaltı yaptıran Bakan suskun kalmayı tercih etti. Bakanın özel kaleminde tüketilen çerez, börek ve çay faturalarıyla ilgili 23/5/2012 günü ikinci bir soru önergesi verdim. Sekiz maddelik bu soru önergesi de cevapsız kaldı. Üç ayda 60 bin liralık çerez tüketildiği iddiasıyla faturalar devreye sokuluyor. Öyle sanıyorum ki Sayın Bakan, Bakanlığın özel kaleminde çerez değil, uydudan getirilen meyveler ikram etmiş ki üç ayın içerisinde bu kadar yüksek meblağ içeren faturalar devreye sokulmuş.
Sağlık Bakanlığında görevliyken yaptığı usulsüzlüklerle ilgili, hakkında soruşturma açılan kişiyi müsteşarlık koltuğunda oturtan Sayın Bakan sessiz kalarak yolsuzlukların üzerine şal çekmeyi hedefliyor. Sorulara yanıt verilmediği, araştırma, soruşturma önergelerinin gündeme alınmadığı, yolsuzluklarla ilgili iddiaların kapatıldığı bir sisteme demokrasi denilemez. Her kişi ve kurum adına fetva verme yetkisini kendinde gören kişiler bile böyle bir yapıyı demokrasi olarak niteleyemezler. Bu niteleme toplumda kabul görmez.
Dindar ve kindar gençlik yetiştireceğini, tiyatroların, operaların yanına mescit yapacağını ilan ederek inanç ticareti yapanlar, kul hakkının hortumlanmasına seyirci kalmaktadırlar. Ne kadar kapatılırsa kapatılsın, özel telefon görüşmelerinde yapılan konuşmaların basına düşmesi, Sayın Bakanın bu konudaki duyarsızlığının ve tutarsızlığının en büyük kanıtlarından birisidir.
Daha dün de bir başka yetkilinin yapmış olduğu telefon konuşmasının dokümanları basında yer almıştır. Yüce Parlamentonun takdirine sunuyorum. İlgilileri ve yetkilileri bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum.
Aileden sorumlu Bakanlığın yoksullara verilmek için ayrılan paralardan böylesine yolsuzluk yapılmasına seyirci kalması, ne kadar dindarlık çalımı yapılırsa yapılsın sorumluların aklanmasına gerekçe hazırlamaz. Umuyorum, diliyorum, bu konuda gerekli girişimler yapılarak soru önergelerimize yanıt verilir.
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Keskin.