| Konu: | POSTA HİZMETLERİ KANUNU TASARISI (1/751) (S. SAYISI: 452 |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 99 |
| Tarih: | 02.05.2013 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben Müslüman'ım, Hazreti Muhammed'in ümmetindenim. Bununla şeref duyarım. "Ümmetçilik", Peygamber'in ümmetine mensubiyet ifade ettiği için de ümmetçi olmaktan da rahatsız olmam.
KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) - Onları okumadan söyle. Okumadan söyle, okumadan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Senin unuttuklarını ben daha önce yazmıştım. Duydun mu?
KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) - Onları okumadan söyle.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Bir daha söylüyorum: Senin unuttuklarını ben daha önce yazmıştım. (MHP sıralarından alkışlar)
KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) - Geç, geç?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Ama bir şey daha var: Ben Türk'üm. Hucurat Suresi'nin 13'üncü ayetinde yazılı sınırları aşmadan, kendi soyumla da mensubiyetimle de onur duyarım.
Hiç ırkçı olmadım, hayatım boyunca hiç ırk ayrımı yapmadım. Ölçüm hep Peygamber'in Veda Hutbesi'ndeki ölçü oldu. Bütün bunlarla beraber İslamiyetin on asır boyunca bayraktarlığını yapmış Türklüğümle, diğer Türk olmayan kardeşlerimle beraber mensup olduğumuz Türk milletiyle de iftihar ediyorum.
Bütün bunları neden söyledim? Güzel bir söz var Türkçemizde, "Aslını inkâr eden haramzade." derler. Son zamanlarda Türk ve Türk milleti düşmanlığı yapmayı marifet sayan, bu sayede kendilerine atfedilen "aydın" sıfatını hak etmeyen bir çirkef taifesi var, ki içlerinde İslamcı geçinen bazı tipler de var. Bu "İslamcı"yı da oldum olası ben hiç anlayamadım. "İslamcı" ne demek? Yani rahmetli benim babam Cevat Türkkan camcıydı. Sebebi şuydu: Cam satardı. İslamcının nasıl bir tarif olduğunu ben henüz anlayamadım, yaşım 54.
Bu kanılar üzerinde fazla konuşuyorlar bu arkadaşlar. Bu yüzden bu konuya değinmek istedim.
Bu çirkeflerin, Türkler ve Türk milleti aleyhindeki sözlerini Haçlılar dahi söylememiş. Şimdilerde Türkiye'de eski Marksist, yeni liberaller ve bunların peşlerine takılan İslamcı bozuntuları, bu konuda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduklarını zannedip, her gece bir yerlerde konuşup her gün bir yerlerde yazmaya devam ediyorlar.
Bu çirkef güruhun yeni iddiası: Türk diye bir şey yoktur. Bunlara göre "Türklük" sözü ilk defa 1912 Balkan Harbi'nden sonra icat edilmiştir. Sakallı Celal'in sözünü hatırlayanınız var mı? "Bu kadar cehalet ancak tahsil ile mümkündür."
Yahu deyyuslar, bin sene evvel yazılmış, Kâşgarlı Mahmud'un, Divanû Lûgat-it-Türk'ün adını hiç duydun mu? Veyahut da milattan sonra 5'inci yüzyılda kurulan Göktürk Devleti'ni de mi duymadın? Bilge Han'ın Göktürk Kitabeleri'ne düşen "Ey Türk, üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir." sözcüklerini hiç okumadın mı? Antik devirden başlayınız da günümüze kadar Türkler yaşamışlar, imparatorluklar, medeniyetler, devletler, beylikler kurmuşlardır.
Talas Savaşı'nda Araplarla karşılaştıklarında Müslümanlık dininin varlığından haberdar olmuşlar, Abdülkadir Saltuk Buğra Han'ın Peygamber efendimizi rüyasında görmesiyle de İslamiyet ile şereflenmiş ve her dönemde ilâyi kelimetullahın bayraktarlığını yapmışlardır. Marco Polo seyahatnamesinde "vatan" dediğimiz bu toprakları "Türkiye" diye adlandırmış. Doğulusu da, batılısı da tüm bilim adamları Osmanlı İmparatorluğu'nu "Turkish Empire" yani "Türk İmparatorluğu", Kanuni başta olmak üzere bütün Osmanlı padişahlarını "grand Türk" yani "büyük Türk" olarak nitelendirmiştir. Osman Gazi'den başlamak üzere bütün padişahlar Türk olduklarını söylemişler, İslam halifesi olmakla da Yavuz'dan itibaren övünmüşlerdir. Panislamizm'in en iyi uygulayıcısı Abdülhamit Han, birçok defa "Ben Türk hakanıyım" demiştir. Ahmet Yesevi'nin alperenleri de, Hacı Bektaş Veli de, Yunus Emre de, daha nice mücahitler, Türkmen evliyaları Türklükleriyle övünmüşlerdir. Türkler altı yüz yıldır dünya tarihinde vardır ve inşallah kıyamete kadar da Müslüman olarak yaşacaklar, ezan sesi kulaklarında, Türk ve İslam bayrağını şerefle taşıyacaklardır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yarın 3 Mayıs Türk milliyetçilerinin bayramı. 3 Mayıs 1944'te Türk milliyetçileri işkenceler gördüler. Buna rağmen onlar bildikleri yoldan ayrılmadılar. 3 Mayıs Türk milliyetçilerinin Türk'ü tarihten silmek isteyenlere başkaldırış günüdür, Türk milliyetçilerinin yeniden doğum günüdür. Türk milliyetçilerinin bayramı kutlu olsun. Ne mutlu "Türk'üm." diyene.