GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TAPU KANUNU VE KADASTRO KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:102
Tarih:03.05.2012

OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Çok değerli milletvekilleri, özellikle bu yabancılara mülk satışı konusundaki itirazlarımızı, endişelerimizi paylaştık. Tabii, sadece tutanaklar değil, aynı zamanda gözler ve kulaklar da şahadet edecek. Bu bakımdan, biz, bu endişeleri ifade ettikten sonra 1'inci maddede kalkan parmaklarınız tekriri müzakereyle tekrar geri adım atmak durumunda bıraktı ama bununla bile, aslında, o 1'inci maddede çıkan parmakların gerçek manada bu milletin vicdanının temsilcisi olmadığına ilişkin bir kanaati şimdi tescil etmiş oluyoruz. 1'inci maddede kaldırdığınız parmaklar doğru olsaydı bugün tekriri müzakere yapılmazdı ama bu yeterli değil değerli arkadaşlarım.

Bakın, Sayın Bakan "Mütekabiliyet aranıyor." diyor, kesinlikle mütekabiliyet kalkıyor. Bu bir kapitülasyondur, bu bir imtiyazdır değerli arkadaşlarım. Oysa, imtiyazları, biz, Lozan Anlaşması'yla iptal ettik, kaldırdık. Bugün, karşılıklılık olmadan verilen bu imtiyazların önemli  jeopolitik ve siyasi sonuçları olacaktır.

Ben, dün yaptığım konuşmada tutanaklardan okudum, Sayın Nurettin Canikli'nin verdiği bir söz vardı "Toprak satışıyla ilgili sözüm söz, karşılıklılık olacak." demişti. Elinizi vicdanınıza koyunuz, tutanaklarda yazıyor, o gün AKP Grubu toprak satışlarıyla ilgili, tarım alanlarının satışıyla ilgili mütekabiliyetin aranacağına ilişkin söz vermişti ama şimdi parmaklarınız buna kalkarsa bununla ilgili de herhangi bir kayıt olmamış olacak. Bu bakımdan, AKP Grubunu bu sözünü yerine getirmeye ve bu maddeyi reddetmeye davet ediyorum.

Bu bakımdan, tekriri müzakereyle ilgili bu madde münasebetiyle getirdiğimiz önerge özellikle tarım alanlarının satılmaması, 2/B'leri? 2/B'lerle ilgili düzenleme getirdiniz, vatandaş, çiftçimiz bu arazileri elde edemediği zaman ne olacak? Yabancılar, paralı adamlar gelecek. Parayı veren düdüğü çalar. Ne olacak benim orada köylüm, çiftçim? Maalesef onları düşünen yok. Siz milletin vekilisiniz değerli arkadaşlarım, para babalarının değil, parayı basıp toprağı alacağın değil, her bir ilinizdeki çiftçinin, milletin vekilisiniz. O bakımdan bunları dikkate almanız lazım.

İdris Naim Şahin, 16 Nisan 2012 tarihinde, Ağrı'nın Kurtuluş Günü'nde şunları söylüyordu: "Bu topraklar kiralık sebze bahçesi değil, kiralanmış buğday tarlası değil, kiralanmış şeker pancarı tarlası değil, kiralanmış mera değil." "Altında yatan şehitleri ve dedelerinizi düşünün." diyor Ağrı'nın kurtuluş gününde. Ben de size sesleniyorum: Kiralık da değil, satılık da değil. O zaman altında yatan şehitleri düşünün. Mütekabiliyet olmadan yapılacak bir girişim yabancılara imtiyazdır ve bununla ilgili geldiğimiz bu noktada mayınlı araziler? Bakın mücadele ettik, İsraillilere satılıyordu. Acaba yine aynı arazileri İsraillilere satmak için mi bunu çıkartıyorsunuz diye sormadan geçemeyeceğim.

Sayın Başbakan 1991 yılında yaptığı konuşmada "Bir kölelik oyunu var, devamlı kölelik yapıyoruz. GAP, KAP? GAP kimin için hazırlanıyor? İsrail için hazırlanıyor, Güney Anadolu Projesi onlar için hazırlanıyor. Uyanık olmaya mecburuz. Arzı Mevud planının içerisinde ne var? O var." diyor değerli arkadaşlarım.

O bakımdan, bugün geldiğimiz bu noktada, Abdülhamid Han'a, o Filistin topraklarıyla ilgili, Herzl "Toprakları bize satın." dediği zaman "Bu topraklar karşısında borçları biz ödeyeceğiz sizin yerinize, mali yardımda bulunacağız." diye söz vermişti ve Tahsin Paşa'nın hatıralarına göre, Sultan Abdülhamid Han çok hiddetlenmiş ve "Dünyanın bütün devletleri ayağıma gelse ve bütün hazinelerini kucağıma dökseler size bir karış yer vermem. Ecdadımızın ve milletimizin kanıyla elde edilen bir vatan para ile satılamaz. Derhâl burasını terk edin, defolun." demiştir değerli arkadaşlarım.

Şimdi, burada Sayın Bakan "Bu toprakları menfaatimiz karşısında satacağız." diyor. Paraya değer mi ya, alacağınız paraya? O bakımdan, değerli milletvekilleri son görüşmelerini yapıyoruz, bu konularla ilgili, mütekabiliyetsiz, yabancılara imtiyaz tanıyan bu girişim karşısında parmaklarınızın vicdanlarınızı temsil etmesini diliyor ve bu tasarıya açık oylamada "Hayır." oyu vermenizi talep ediyorum.

Arz ediyorum.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.