| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 09.05.2012 |
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle saygıyla selamlıyorum heyetinizi.
Değerli arkadaşlar, zaman önemli, zamanı öyle hor kullanıyoruz ki, milletin hakkına, bana göre, tecavüz ediyoruz.
Bu tartışma, Sayın Başbakanın tiyatro sanatçılarına yönelik sözleriyle başladı ve bu tartışma maalesef şimdi gündeme oturdu, Genel Kurulumuzu da meşgul ediyor, yaklaşık kırk dakikamızı da bir saatimizi de aldı. Sanat, sanatçılar kırk dakikaya, bir saate değmez mi? Değer. Değer ama bu tartışma, Sayın Başbakanın sebep olduğu bir tartışma. Başbakanın aslında bu konuda?
Konuyu bir başka noktaya çekmek lazım. Sayın Başbakan bu ülkeyi bu millet adına yönetiyor. Başbakanın ruh sağlığı hepimiz için önemli yani bu ülkenin Sayın Başbakanının, tiyatro sanatçılarıyla ilgili söylediği sözleri tekrar bir düşünmesi ve konuşması lazım. Bu sözlerin sebebi "Parasını ben veriyorum, benim aleyhimde, bana hakaret ederek sanat yapamazsınız, tiyatro yapamazsınız, ben sizin repertuarınıza müdahale ederim." iddiasıyla başlamıştır.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Milletin değerleriyle?
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Bu, çok önemli; milletin değerleriyle oynayanlar, milletin değerlerine hakaret edenlerle hep birlikte mücadele edelim. Hiç itiraz etmiyorum. Başta Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bu mücadeleye varız ama Sayın Başbakanın yaklaşımı arızalı, bağışlayın. Sayın Başbakan diyor ki: "Sizin paranızı ben veriyorum. Benim hoşuma giden sanat yapacaksınız." Böyle bir şey olmaz değerli arkadaşlar. Bu yaklaşım sağlıklı bir yaklaşım değil. Bu yaklaşım hemen her alana yansımaya başladı.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Çarpıtma!
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Başbakanın, siyasi iktidarın hoşuna gitmeyen beyanlar, yazılar, kitaplar, sanat, davranış bu ülkede suç hâline geldi, kötü hâline geldi.
SONER AKSOY (Kütahya) - Yok öyle bir şey!
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Bakın, üzülerek ifade ediyorum bunları, bir şey için söylemiyorum Sayın Aksoy.
Bakın, Sayın Başbakanın tiyatro sanatçılarıyla ilgili söylediği sözleri size aktarmak istiyorum: Ne söylüyor? Sayın Başbakan tiyatrocular için diyor ki: "Despotturlar, kibirlidirler. Mürebbiye? Hiç kimse bize mürebbiyelik yapamaz." "Seçkinciler" diyor. "Tepeden bakanlar, elitistler, jakobenler, yarım porsiyon aydınlar, kast sisteminin temsilcileri, ellerinde viski olanlar?" Bunlar Sayın Başbakana yakışır sözler mi?
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Dili sürçmüştür!
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Yani bir Sayın Başbakanın Devlet Tiyatroları veya Şehir Tiyatrolarıyla ilgili sorunları gündemine alarak ülkenin gündemine taşımaya hakkı var mı? Bu ülkenin çok önemli gündem maddeleri var; esas üzerinde durulması gereken husus bu.
Bu ülkeyi bu millet adına siyaset yönetiyor, siyasetin de tepesinde siyasi iktidarın başı olarak Sayın Başbakan varsa, onun yaklaşımı hepimizi ilgilendirir; bizi tedirgin eden hadise bu. Sanatla ilişkiniz nedir, ne değildir; bunu milletin takdirine bırakıyoruz, çok önemsemiyoruz ama Başbakanın hoşuna gitmeyen her harekete, her kişiye, her gruba karşı bu tavrı bizi tedirgin etmekte ve ülkemizin geleceği açısından bizi endişelendirmektedir; işin özü bu.
Değerli arkadaşlar, yani büyüdükçe -her defasında tekrarlıyorsunuz Osman Gazi'ye yapılan tavsiyeyi ama tersini uyguluyorsunuz- mütevazı olmanız gerekirken, hoşgörülü olmanız gerekirken, tahammüllü olmanız gerekirken yani tiyatro sanatçılarını, şimdi, milletin gündemine koydunuz ve olmaz laflar söylüyorsunuz. Hâlbuki toplumun geleceği açısından sanatın önemini, sanatçıların değerini ben inanıyorum ki hepiniz en az bizim kadar sahipleniyorsunuz, önemsiyorsunuz. Sanat ve sanatçı, bir milletin büyük olmak, geleceğe taşınmak iddiasının ifadesidir. Sanatı olmayan bir milletin medeniyeti olmaz, büyüklük iddiası olmaz, dolayısıyla sanatı hor görerek, sanatçıyı suçlayarak, en ufak hatasında onu hırpalayarak bu ülkeyi büyütemezsiniz. Bu ülkenin büyüklükleri rakamlarla değil, "Şu kadar ihracat yaptık, bu kadar büyüdük." falan değil, sanatta, kültürde, medeniyette, hatta özgürlüklerde aldığımız? Yani daha geçen gün yayınlandı düşünceyi ifade özgürlüğünde dünya sıralamasında kaçıncı sıralarda olduğumuz; daha dün yani birkaç gün önce yayınlandı. Dolayısıyla büyüklük rakamları da değişti, skalası değişti, büyüklüğün tanımı değişti. Siz, şimdi, sanatı, sanatçıyı belki de haklı olduğunuz bir sebepten bu kadar özensiz tenkit ederseniz ve bunu Sayın Başbakan, Başbakan olarak yaparsanız bu ne sanatın sorunudur ne toplumun sorunudur, bu bizatihi Sayın Başbakanın sorunu hâline gelir.
O sebeple, Milliyetçi Hareket Partisi olarak tiyatro sanatçılarına karşı Sayın Başbakanın bana göre ölçüsüz, yersiz, yakışıksız bu tenkidine katılmak mümkün değildir, buna karşı çıkıyoruz. Sanat korunmalıdır, sanatçı desteklenmelidir. Devlet desteği? Sanatı kendisine tehdit gören bir devlet anlayışını nasıl kabul ederiz değerli arkadaşlar? Sanat tabii ki muhalif olacak, tabii ki toplum adına beklentileri ifade edecek, yanlışları ortaya çıkartacak, bunu da sanatın diliyle söyleyecek. Bundan niye rahatsız olunuyor, anlamıyorum. Bundan faydalanmak gerekir; yöneticinin, akıllı bir yöneticinin bunu bir kazanç olarak görmesi lazım.
Ben tüm bunların ötesinde şunu söylüyorum: Biz, birbirimizle olan ilişkilerimizde toplumun önündeki insanlarız. Kullandığımız cümleler, kullandığımız kelimeler bu toplumun psikolojisini oluşturuyor. Sayın Başbakanın kullandığı kelimeleri bu toplum, sokaktaki bireyler kullansa kavga çıkar.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu bu önergenin şekil şartı gereği aleyhinde konuşuyor olmama rağmen, ben, bu konunun gündeme gelmesinin, bu noktadan yani meseleye Sayın Başbakanın yaklaşımı noktasından ele alınmasının çok hayırlı olduğunu, faydalı olduğunu düşünüyorum. Getiren arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Şandır.