| Konu: | SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ VE SEÇMEN KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 09.05.2012 |
MHP GRUBU ADINA HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; 201 sıra sayılı Tasarı'nın birinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime Meclis Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili Sayın Meral Akşener Hanımefendi'ye yapılan menfur saldırıyı Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına lanetleyerek başlıyorum. Onun bugüne kadar gösterdiği ve birçok erkeğin bile imrendiği cesur ve dik duruşunu hiçbir şeyin değiştiremeyeceğine olan inancımız tamdır. Faillerin bulunması hususunda Hükûmeti göreve davet ediyorum.
Sözlerimin başında, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, özellikle Avrupa Türklüğü için büyük önem arz eden tasarıya olumlu olarak yaklaştığımızı ifade etmek istiyorum. Ancak bu yaklaşım tasarının eksiklerini görmemize engel değildir. Bu tasarı hükümlerinde yer alan yurt dışı ilçe seçim kurulunun verdiği görevleri yapmak üzere Dışişleri Bakanlığının bilgi işlem altyapısının kullanılması, 298 sayılı Kanun'un 22 ve 23'üncü maddeleri var iken yurt dışı sandık kurulları başkan ve üyeleri için bir düzenleme yapılması, bunu yaparken de aynı yasa içinde birbiriyle çelişen hükümleri bir arada tutmak, sandık kurullarında görev yapacak kişilerin hangi görevliler olacağının Dışişleri Bakanlığından sorulacak olması, sandık kurulunda eksiklik olması hâlinde eksikliğin memurlarla tamamlanması ve 8'inci maddeyle getirilen af niteliğindeki düzenleme, bu tasarının, eksik, yanlış ve iyi niyetli olmayan yönleridir. Vereceğimiz önergelerle bu hususların yüce Meclis tarafından düzeltileceğine inanıyoruz.
Diğer yandan, çağdaş demokrasilerin en belirgin özelliği katılımcı olmalarıdır. Katılımcı demokrasilerde vatandaşlar, bir yandan seçimler yoluyla siyasal karar vericileri yani temsilcilerinin belirlenmesini sağlarken diğer yandan siyasal karar alma süreçlerine kimi zaman doğrudan dâhil olurlar. Siyasal katılımın kural ve esasları ise, Anayasa gibi, oluşturulması nitelikli çoğunluk gerektiren temel hukuki metinlerle belirlenir. Bu nedenledir ki anayasalar, siyasal iktidarların oyunun kurallarını tek başına belirlediği düzenlemeler değil, aksine, üzerinde toplumun önemli bir çoğunluğunun uzlaştığı toplumsal mutabakat metinleridir. Bu bağlamda, elimizde her ne kadar darbe anayasası olsa da, birçok hükmü sivil iktidarlar tarafından değiştirilerek günümüze kadar gelmiş bir Anayasa vardır.
Burada, yeri gelmişken bir hususu zikretmekte yarar görüyorum. Çok partili siyasal hayata geçtiğimiz günden bu yana, Parlamento tarihimizin en haysiyetli ve demokrasi adına atılmış en büyük adımlarından biri, yeni anayasa yapım çalışmalarının başlatılmış olmasıdır. Türk Meclisi bu süreçte demokratik rüştünü ispat edecektir. Bugünden, iyi niyetli katkılarını esirgemeyen, Mecliste grubu bulunan tüm siyasi partilere şükranlarımı ifade ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu çalışmaya katkıda bulunmak üzere sonuna dek masada olacağımızı da tekrarlamak istiyorum.
Elimizdeki 1982 Anayasası'nın 67'nci maddesinde, yurt dışında yaşayan vatandaşların oy verebilmeleri için yasada gerekli düzenlemelerin yapılması öngörülmektedir. Bu çerçevede, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın gümrük kapılarında oy kullanabilmelerine imkân sağlanmıştır. Bugün görüşmekte olduğumuz yasa tasarısı ise vatandaşlarımızın yaşadıkları ülkelerde oy kullanabilmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Bu ilk bakışta göze ve kulağa hoş gelen bir düzenleme gibi görünmektedir ancak işin esasına ilişkin bazı sorunlar vardır.
Sözlerimin başında da belirttiğim üzere, seçme hakkı, aynı zamanda demokratik süreçlere hem doğrudan hem de temsilciler vasıtasıyla katılımı esas alan bir haktır. Parlamentoda yasaları yapacak olan temsilcileri belirleme iradesini serbest ve etkin bir biçimde kullanabilmek hakkın özünü teşkil etmektedir. Bunun içindir ki Türkiye, Parlamento seçimleri için tek tek seçim bölgelerine ayrılmakta, her seçim bölgesinden kaç temsilcinin Parlamentoya katılacağı önceden belirlenmektedir. Oy veren vatandaşlarımız da kimi seçeceğine, temsilcisinin kim olacağına oy kullanarak karar vermektedirler. Bu hususu temin etmek için oy pusulalarında parti isimleriyle beraber, milletvekili adaylarının da isimleri yazılmaktadır. Peki, hâl böyle iken elimizdeki tasarı çerçevesinde, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız verdikleri oylarla kimi ve kimleri temsilci olarak seçebileceklerdir? Görüştüğümüz bu düzenleme vatandaşlarımızın milletvekili seçebilme bağlamında oy haklarını etkin olarak kullanabilmelerine imkân vermekte midir? Bu sorulara "Evet." diyebilmeyi hepimiz çok isterdik fakat maalesef yurt dışındaki vatandaşlarımızın seçme hakları, oy kullanmaları şeklî bir durumdan öte bir anlam ifade etmemektedir. Yurt dışında kullanılacak oylarla hiç kimse istediği bir milletvekilini tercih edemeyecek, kendisini Parlamentoda temsil edecek kişileri belirleyemeyecektir. Buna karşılık, Anayasa'mız seçme hakkından bahsetmektedir yani karar alma mekanizmasında vatandaşın kendisini temsil ettirebilme hakkının kullandırılmasını hüküm altına almaktadır. Temsilci belirlemeye yani adaylar arasından birini seçme eylemine muktedir olmayan bir oy hakkının ne ölçüde demokrasiye ve Anayasa'mıza uygun olduğunu takdirlerinize bırakıyorum.
Milletvekili seçme yani oy hakkı Anayasa'mızın güvence altına aldığı temel hak ve hürriyetlerden birisidir, bu hakkın dokunulmaz çekirdeği ise vatandaşların milletvekili adayları arasında tercihte bulunabilmesi ve kendisini en iyi temsil edeceğine inandığı kişiye oy verebilmesidir. Anayasa'nın koruduğu ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın da bu hakkı kullanabilmesini sağlayacak yasadan beklediği de bu özdür. Aynı zamanda, Anayasa'mız ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları, temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasında hakkın özüne dokunulamayacağını açıkça hüküm altına almaktadır. Bu tasarı, bugüne kadar gümrüklerde şeklen oy kullandırarak başlattığımız yanlışı devam ettirmekte, hatta katmerlendirmektedir. Yurt dışında yaşayan vatandaşın önüne Türkiye'deki vatandaştan farklı bir seçmen pusulası konulacak, üzerinde seçeceği milletvekili adayına dair hiçbir seçenek bulunmayacak, verdiği oyun hangi milletvekilinin seçimine katkı sağlayacağını bilmeyecek, oylar karmakarışık matematik formüllerle hesaplanıp ülke geneline dağıtılacak ve seçmenin belki de hiç istemediği, iradesini beyan etmediği bir kısım adaylar güya o seçmeni temsil etmek üzere Parlamentoya girerek seçmen adına yasa yapacak, kararlar alacak. Bu durum, bugün sahip olduğumuz parlamenter sistemin dayanağı olan seçim sistemine aykırı bir durumdur. Bu, seçim çevrelerinin esas olduğu bir sistemin değil, ancak "Türkiye milletvekilliği" diye isimlendirdiğimiz bir sistemin parçası olabilir. Bu bağlamda önümüzdeki tasarı ile beraber mevcut sistemi değerlendirdiğimizde, seçme iradesine imkân tanımayan bir yasanın şeklen verdiği bir oy hakkı, seçme hakkının özüne dokunmak sayılır ve Anayasa'ya açıkça aykırıdır.
Anayasa'mız, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza oy hakkı verirken bunun siyasi otoritenin bir lütfu olarak değil, vatandaş olmanın kazandırdığı temel bir hak ve hürriyet olarak etkin kullanımını öngörmektedir. Yani Türkiye'de yaşayan bir vatandaşımız nasıl oy kullanıyorsa, seçme hakkını nasıl eyleme dönüştürüyorsa yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız için de aynı şekil ve içerikte oy kullanmasını öngörmektedir. Anayasa'nın 67'nci maddesini zahmet edip okursanız, yurt içinde yaşayan vatandaşlarımız ile yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız arasında ayrım gözetilmediğini göreceksiniz. Anayasa, yurt içinde yaşayan vatandaşlarımız ile yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız için ayrı biçimde oy kullanma veya seçme hakkı düzenlemesi getirmemektedir. İster yurt içi, ister yurt dışı tüm vatandaşlarımızın seçme hakkına sahip olduğunu ifade ettikten sonra, yurt dışında yaşayanların oylarını kullanabilmeleri için gerekli tedbirlerin alınmasını emretmektedir; yoksa, yurt dışındakilerin haklarını sınırlayacak bir düzenleme yapılmasını istememektedir. Elbette, kimlerin vatandaş sayılacağını ve bu vatandaşlardan hangilerinin seçme ve seçilme hakkına sahip olacağını belirlemek anayasa yapıcılarının hakkıdır, buna millî irade karar verecektir. Hiç kimsenin, bu manada millî iradeye müdahale hakkı olamaz ancak mevcut Anayasa ve kurucu irade, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza da yurt içinde yaşayan vatandaşlarımız gibi seçme ve seçilme hakkı tanımış ise buna sınırlama getirecek bir yasa yapmak, Anayasa hükmü olarak tecelli etmiş millet iradesini hiçe saymak demek olur ki bunu kabul etmemiz mümkün değildir.
Bu kapsamda unutmamamız gereken bir diğer husus da Anayasa'nın tanıdığı Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkıdır. Artık, vatandaşlarımız, Anayasa'nın kendilerine sağlamış olduğu hakları sınırlayan yasaların Anayasa Mahkemesi önünde iptalini talep edebileceklerdir. İleride, bu yasal düzenleme dolayısıyla, seçme hakkının yasayla sınırlandırıldığı gerekçesiyle seçim sonuçlarına sayısız itirazlar gelme ve ülkede siyasi krizler çıkma ihtimali söz konusudur. Meseleyi daha ileri boyutlarda düşünürsek, siyasal iktidarın, Anayasa Mahkemesi kararıyla belirlendiği bir sürecin ortaya çıkmasından bahsediyorum. Bu sonuçları hiçbirimiz arzu etmeyiz ancak demokratik sistem sadece yönetenlerin iyi niyetiyle ayakta tutulamaz, sistemin mutlaka hukuki teminatlara ihtiyacı vardır. Önümüzdeki yasa bu teminatları içermediği gibi, hak ve hürriyetlerin etkin ve verimli bir şekilde kullanımına da zemin olmayıp beklenmedik siyasal sıkıntılara kapı aralamaktadır.
Bu nedenle, alelacele ve ayaküstü hazırlandığı belli olan bu tasarının gözden geçirilip, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın yurt içinde yaşayan vatandaşlarımızla eşit koşullarda ve?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
?hakkaniyete uygun biçimde seçme haklarını kullanabilecekleri, Anayasa'nın sözüne değil özüne uygun yeni bir hâle getirilmesine ve kanunlaşmasına ihtiyaç vardır. Bu Mecliste bu iradenin ortaya çıkmasının mümkün olduğuna inanıyorum.
Bu düşüncelerle tasarının hayırlı olmasını diler, Türk milletinin milletvekillerini saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Türkoğlu.