GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU TASARISI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:121
Tarih:19.06.2012

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben şunu çok merak ediyorum: Biraz önce Bakanımız bilgi verdi. Dünyanın 1970'li yıllarda uygulamaya koyduğu böyle bir içerikli yasal düzenlemeyi biz bugün yapıyoruz. Yani 1970'te yoktu, 80'de yoktu, 90'lı yıllarda yoktu. Acaba biraz önceki konuşmalar böyle bir yasanın hayata geçirilmesi için meydanlarda hiç yapıldı mı? Takip edildi mi, zorlandı mı hükûmetler? Bu konuda görevli, yetkili arkadaşlar, organizasyonlar, kurum ve kuruluşlar görevlerini gerçekten layıkıyla bu dönem içerisinde, böyle bir yasanın, modern yasanın çıkmasını sağlayacak tarzda yerine getirebildiler mi, yerine getirdiler mi? Bugün burada konuşuluyor. Otuz yıldan beri acaba bu görev gerçek anlamda yerine getirildi mi?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - İş Kanunu'nda var.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bu sorunun cevabı son derece önemli. Yapması gerekenler de belli bu işi. Özellikle bu konuda kendilerine görev verilen, görev talep eden ve işçi kardeşlerimiz tarafından bu amaçla görevlendirilen kişi, kuruluş ve organizasyonlar bu görevlerini layıkıyla yerine getirdiler mi? Bana göre, getiremediler. Neden? Çünkü getirebilmiş olsalardı, gerçekten zorlayabilmiş olsalardı, gerçekten verilen görevi arkalarındaki güçle hayata geçirebilmiş olsalardı bugün yasalaştıracağımız -inşallah- benzeri bir yasanın çok daha önce hayata geçmesi gerekirdi. Dolayısıyla burada biraz önceki yapılan o konuşmayı kusura  bakmayın ben çok fazla anlamlı bir konuşma olarak değerlendirmiyorum. Otuz yıldan beri, daha önce yapılması gereken konuşmalardı bunlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Hâlbuki, dünyanın 1970'li yıllarda hayata geçirdiği yasayı şimdi Hükûmetimiz, birlikte elbette yani sonuç itibarıyla iktidar ve muhalefetiyle yapıyoruz, eksiği olabilir, yanlışı olabilir ama bütün genel anlamda bakıldığında çok önemli bir ihtiyacı gideriyor, bu kesin, tartışmasız.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Zaman içinde uygulamada göreceğiz.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -  Yani "Tüm maddeleri olumsuzdur diyebiliyor musunuz?" Siz de diyemiyorsunuz.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Olumsuz?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -  Dolayısıyla çıkıp burada eksiklerini, size göre eksik olduğunu düşündüğünüz yerleri ortaya koyabilirdiniz ama bu tasarının bu aşamaya, yasalaşma aşamasına getirilmesine katkı sağlayan herkese teşekkür etmeniz gerekirdi çünkü şunu söyleme imkânınız var mı? Yani bu yasa çıkmasa mevcut meri mevzuat bundan daha iyi mi? Daha mı güzel? İşçilerin daha mı lehine? Bunu söyleyebiliyor musunuz? Söyleyemiyorsunuz.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Yenilik filan getirmiyor bu yasa.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - O zaman daha lehine bir düzenleme yapılmasını nasıl bu kadar? Engelleme olarak -kusura bakmayın- ben değerlendiriyorum, sabahtan beri bu yapılıyor. Elbette eleştireceksiniz ona hiç itirazımız olamaz yani bardağın boş tarafını göreceksiniz, her türlü eleştiriyi elbette yapacaksınız ama bir tür engellemedir bu yani eksik gördüklerinizi söyleyip daha iyi, sistemi daha iyiye götüren hususlarla ilgili de kanaatlerinizi ortaya koymak makul ve normal, olması gereken bana göre tavır buydu. Ama bakın ne yaptınız? Yani öyle garip öneriler var ki?

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Önerilerimiz oydu, önerilerimiz reddedildi.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Hayır, biraz önce Sayın Bakanımız da söyledi, muhalefetin de biz yedi önergesini hep birlikte kabul ettik. Sonuçta yasayı yine hep birlikte yaptık ama bu tavır doğru değil.

Bakın, değerli arkadaşlar, çok konuşuldu, çok şey söylendi. Zaman dar, ben birkaç rakam vermek istiyorum. Bakın yani hep söylendi, burada gerçekten altı somut rakamlarla doldurulamayan, desteklenemeyen birtakım konuşmalar yapıldı ama ben şimdi rakamlarla konuşacağım, somut, kesin rakamlarla konuşacağım, hiç kimsenin karşı çıkamayacağı, itiraz edemeyeceği netlikte rakamlarla konuşacağım.

Bakın, iş kazası sayısı 1992-2002 yılları arasında 1 milyon 3 bin 607 iken -yaklaşık on yıla, on yıllık bir periyoda tekabül eden bir dönem- 2003-2010 arasında 594 bin 232 değerli arkadaşlar. Neredeyse yarı yarıya düşmüş.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Kaç kişi öldü, onu söyleyin?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Onu da söyleyeyim, onu söyleyeyim.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Söyleyin?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Tamam, Süleyman Bey, söyleyeyim.

1992-2002 yılları arasında ölüm sayısı -yine aynı periyot, karşılaştırma anlamlı olsun diye- 12.357, 2003-2010 arasında 8.838.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - 10.500 rakamını ben vermedim.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Elbette bunlar da yüksek ama ciddi anlamda bir düşüşün olduğu hem kaza sayısında hem ölümde gerçek rakamlarla ortada. Ha, bu da yeterli değil, hedefimiz daha da bunları aşağı çekmek, çekeceğiz inşallah. Bu yasadan sonra göreceksiniz, önümüzdeki dönemlerde bunları hep birlikte göreceğiz ve izleyeceğiz.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - 10.880 rakamını Bakan verdi.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Dolayısıyla gerçek olan bu, gerçek olan bu.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Hayır, 10.880'i hiç anlatmadın, Bakan verdi.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bunlar üzerinde konuşmamız gerekiyor. Bunlar reel şeyler yani birtakım ideolojik şeyler söylenebilir falan ama bunların eğer datalarla, rakamlarla desteklenmiyorsa çok fazla bir anlamı yok kusura bakmayın. Biz, gerçeklerle konuşalım.

Yasanın bu noktaya gelmesinde katkısı olan herkese, gruplarımıza, bürokrat arkadaşlarımıza, milletvekillerimize teşekkür ediyoruz.

Ülkemize, iş âlemine ve emek dünyasına hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

OKTAY VURAL (İzmir) - Oyunuzun rengini açıklamadınız ama!

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.