GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEVLET SIRRI KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:123
Tarih:21.06.2012

OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, biz milletvekilleri olarak burada sual tevcih ediyoruz. Biraz önce Sayın Ali Rıza Öztürk'ün de ifade ettiği gibi, Dolmabahçe görüşmeleriyle ilgili de bir sual tevcih ettik, Sayın Bakan -Hükûmet adına oturuyor orada- bunun özel bir görüşme olduğunu ifade ettiler. Benim 18 Haziran 2009 tarihinde Sayın Başbakan tarafından cevaplandırılması isteğiyle verdiğim soru önergesi burada.

Soru önergem aynen şöyle: "4 Mayıs 2007  tarihinde Sayın Başbakan ile Genelkurmay Başkanı Sayın Yaşar Büyükanıt'ın Dolmabahçe'de yaptığı görüşmenin içeriğine ilişkin medyada çeşitli haberler yer almıştır. Sayın Başbakan da `Sayın Büyükanıt açıklarsa ben de o şeyleri açıklarım.' ifadesini kullanmıştır, Sayın Büyükanıt da görüşmenin devlet işi olduğunu ifade etmiştir. Yapılan görüşmenin devlet işi olduğu ifade edildiğine göre sorularımı yöneltiyorum." diyorum.

Şimdi, Sayın Cemil Çiçek "Bu devlet işi." diyor, siz "Özel iş." diyorsunuz. Hangisi doğru?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Özel görüşme, baş başa görüşme.

OKTAY VURAL (Devamla) - Hangisi doğru?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - İkisi de doğru.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - İkisi de nasıl doğru?

OKTAY VURAL (Devamla) - Yani hangisi doğru?

Yani burada bu sorulara cevap verirken Türkiye Büyük Millet Meclisini ciddiye almak gerekir. Gerçekten eğer devlet işi ise mezara kadar niye gider? Eğer devlet işi ise bu konu niye Bakanlar Kurulunda görüşülmemiştir? Neden bu konuda bakanlara, Millî Savunma Bakanına bilgi verilmemiştir?

Dolayısıyla, bütün bunlar aslında Dolmabahçe görüşmelerinin içerisindeki sır perdesinin hâlen açılmadığını ortaya koyuyor ve muhtemelen, sizin muhtevayla ilgili biraz önce ifade ettiğiniz özel görüşme konusunu, bir Millî Savunma Bakanı olarak sizin bu cevabınızı çok ciddiye alıyorum.

Siz Türkiye Cumhuriyeti'nin Millî Savunma Bakanısınız. Eğer Millî Savunma Bakanı olarak, bir özel görüşmede özel konular görüşülmüş ise bu özel konuların ne olduğunu da biliyorsunuz o zaman. Bunlar neler? "O şeyleri açıklarım o da açıklarsa." diye bir dosyalar savaşı mı var, bilgi savaşı mı var? Kim kime koz kullanmaktadır? Böyle bir devlet yönetimi Türk devlet geleneğinde yoktur.

Bu konu eğer devlet işi ise devlet işiyle ilgili bir görüş alışverişinde, bu konuda siyasi sorumluluk sahibi olan Millî Savunma Bakanının ve Bakanlar Kurulunun haberdar olması gerekmiyor mu?

Gerçekten bu çelişki ortaya koyuyor ki Sayın Millî Savunma Bakanı bu görüşmede özel birtakım konuların görüşüldüğünü ifade etmiştir. Biliyor. Ben, bilmeden konuştuğu kanaatinde değilim, bilgi sahibi olmadan konuştuğu kanaatinde değilim. Çünkü devlet işi olsaydı kendisinin bilmesi gerekir. Çünkü millî savunmadan Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı sorumlu olan Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kuruludur. Kendileri de bir Bakanlar Kurulu üyesi olduğuna göre, gerçekten bu sır perdesinin belki izleri vardır, belki bir yerlerde belgeleri vardır, belki bir yerlerde CD'leri mi vardır, neleri vardır da kapatılmak isteniyor? Bunu, bu milletin öğrenmesi gerekiyor.

Bir millî savunma bakanının "Özel iş." deyip, Genelkurmay Başkanının "Devlet işi." dediği, "O açıklarsa ben de o şeyleri açıklarım." diyerek kime karşı hangi kozlar kullanılmıştır? Zannederim değerli milletvekilleri, hepimizin bunu öğrenmeye hakkı var. Bu sır perdesinin ortadan kaldırılması gerektiği açıktır.

O bakımdan, bu vesileyle ben söz aldım. Biraz önce tevcih edilen yazılı soru önergesinin cevabı da buradadır. O bakımdan, Sayın Bakan bu özel nitelikli konuşmanın, belki muhtevası konusunda eğer cevap vermek durumunda iseniz, hemen bir kapalı oturum önergesi vermek suretiyle bu konuları Türkiye Büyük Millet Meclisiyle paylaşmanızı da öneriyorum.

Hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.