| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 124 |
| Tarih: | 26.06.2012 |
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi lehine söz aldım. Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisinin konusu nedir? Konusu şudur: Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın bugün görüşülmesi yani kamuoyunda "üçüncü yargı paketi" olarak bilinen bir paketin görüşülmesi.
Değerli milletvekilleri, belki de Parlamento tarihinde bir ilki yaşıyoruz ya da ilklerden birisini yaşıyoruz. Bu tasarı, bizim bugün görüşülmesini istediğimiz tasarı. Bu tasarı, Hükûmetin tasarısıdır yani muhalefetin getirdiği bir teklif değildir. Hükûmet bu tasarıyı getirmiştir, bu çuval tasarıyı getirmiştir ve bu çuval tasarı, Türkiye Büyük Millet Meclisine 30/1/2012 günü -Başkanlığa- verilmiştir ve 2/2/2012'de Komisyona havale edilmiştir. Adalet Komisyonu ilk toplantısını 15.2.2012 günü yapmıştır ve ilk toplantıda alt komisyon kurma kararı verilmiştir. 3.5.2012'de, 8.5.2012'de, 9.5.2012'de alt komisyon toplantılar yapmıştır. Yani bakın, aslında alt komisyonun bile toplantı yapmasının arasındaki süreye dikkatinizi çekmek istiyorum yani şubat ayının 15'inde alt komisyon kuruluyor ama alt komisyonun çalışmaları mayıs ayında başlıyor. Arkasından, değerli arkadaşlarım, Adalet Komisyonunda 23.5.2012, 24.5.2012, 30.5.2012, 31.5.2012'de görüşülüyor ve kararlaştırılıyor. 12.6.2012 günü de bu Komisyondan çıkıyor. Hatta biz muhalefet şerhi yazmak için süre istediğimizde? Çünkü bu çok kapsamlı bir kanun, değişik kanunlarda değişiklik yapıyor; dolayısıyla ne olup olmadığını Komisyon Başkanı bile bilmiyor, Komisyon üyesi arkadaşlarımız bilmiyor. Ve dedik ki: "Bu çok kapsamlı bir kanun, buna muhalefet şerhi yazmamız lazım." Bize denildi ki: "Ya bir an önce bu Genel Kurula gidecek, hemen yazın."
Değerli arkadaşlarım, bu elimdeki benim otuz sayfalık Cumhuriyet Halk Partisinin muhalefet şerhidir, yani kamuoyunda yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesiyle getirilen bu kanun tasarısına yönelik otuz sayfalık bir muhalefet şerhimiz vardır. O günden bu güne, bu kanun Adalet Komisyonundan bile hemen Genel Kurula inecek gerekçesiyle getirilmişken, daha sonra Devlet Sırrı, başka kanunlar geçti ama bu Hükûmet, kendi getirdiği yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesi amacıyla bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin bu çuval kanunu caminin avlusuna bıraktı, bu sahipsiz kaldı arkadaşlar, bu sahipsiz kaldı, sahipsiz kaldı, bu caminin avlusunda kaldı.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sahibi burada ya.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Şimdi biz muhalefet partisi olarak Hükûmetin tabii ki bu kanun tasarısını Türkiye Büyük Millet Meclisine neden getirmediğinin gerekçelerini açıklamasını istiyoruz. Niye getiremedi? Niye getirmek istemiyor?
Şimdi kamuoyunda bir beklenti oluşturuldu bu kanunla ilgili. Aslında, bu kanunda, gerçekten, yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesi dışında her şey var, bu kanun içinde; sadece bir şey yok arkadaşlar: Yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesi yok, adil yargılanma hakkı da yok. Kamuoyunda -hepimiz biliyoruz- bir beklenti, umut oluşturuldu. Neydi umut? Ceza Muhakemesi Kanunu'nda özellikle tutukluluk kurumundan kaynaklanan sistematik ve yaygın hataların giderileceği beklentisi oluşturuldu. Hatta, böyle büyük bir beklentinin içerisinde tutuklu milletvekillerinin sorununun çözüleceği beklentisi oluşturuldu. Gazeteciler sordu -Bakanı gördüler, sordular; Komisyon üyesi arkadaşlarımızı gördüler, sordular; bizi gördüler, sordular- dediler ki: "Bu paket çıktığında şu kadar insan çıkarılacak." Ya da işte "Tutuklu milletvekillerinin sorunu çözülecek." denildi.
Değerli arkadaşlarım, bu kanun tasarısıyla birlikte bizim de Cumhuriyet Halk Partisi olarak verdiğimiz bir kanun teklifi vardı. Bu birleştirildi, sözüm ona birleştirildi. İkisi birden ciddi harmanlanarak, tartışılarak konuşacaktık ama bu kanun teklifi birleştirildi, sadece -sağ olsun arkadaşlarımız- bir iki maddeyi aldılar, kabul ettiler, diğerlerinin üzerinde tartışmadılar bile.
Bakın, aslında tutuklama sorunu gerçekten çözülmek isteniyorsa, gerçekten Adalet ve Kalkınma Partisinden bugüne kadar dinlediğimiz yargının reformunun oluşumundaki meşruiyet teorisi samimi ise, o zaman bu kanun tasarısındaki öneriler dikkate alınmalıydı. Biz burada hem tutukluluk sorununun çözümü konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin istediği teklifleri getirdik, önerileri getirdik hem de özel olarak tutuklu milletvekilleriyle ilgili teklifler getirdik.
Değerli arkadaşlarım, orada hepimiz biliyoruz ki Sayın Başbakan tutuklu milletvekilleriyle ilgili dedi ki: "Efendim, muhalefet bir öneri getirsin, bu öneriyi tartışalım." Aslında, bizim öneriden haberleri bile yoktu. İşte bizim bu konuda verdiğimiz kanun teklifi vardı, sonra bu kanun teklifinden haberleri oldu, bu sefer de "Muhalefet anlaşsın kendi aralarında, ondan sonra bir bakalım." dediler. Muhalefet anlaştı, hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığından şöyle bir açıklama yapıldı: "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Cemil Çiçek'in Başkanlığında CHP Grup Başkan Vekili Sayın Emine Ülker Tarhan, MHP Grup Başkan Vekili Sayın Mehmet Şandır, BDP Grup Başkan Vekilleri Sayın Pervin Buldan ve Sayın Hasip Kaplan, tutuklu milletvekillerinin durumlarını değerlendirmek üzere (bugün) 26 Nisan 2012 saat 09.30'da bir araya geldiler. Yapılan görüşmelerde sorunun siyaset malzemesi yapılmadan, dört parti grubunun mutabık kalacağı şekilde yasal zeminde çözümlenmesi hususunda görüş birliğine varılmıştır." Burada da yasal çözümü de önermişler ama sonra ne oldu? Hepimiz biliyoruz, Sayın Başbakan en sonunda baktı muhalefet de anlaştı, sığınacak bir yeri kalmadı, "Canım, bu işin formülü mormülü olmaz." dedi. E, ne olacak o zaman? "Bu iş yargıya kalacak." Canım, bu işin formülü mormülü olmayacaksa, bu iş zaten yargının elindeydi, o zaman niye siz muhalefet öneri getirsin ya da getirmesin dediniz, arkasından niye muhalefet anlaşsın ya da anlaşmasın dediniz? Size ne o zaman muhalefetin anlaşıp anlaşmayacağından? Yani, siz elinizi taşın altına sokmayacaksanız, siz bu ülkede -Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin- gerçekten yargı alanındaki sorunların giderilmesi konusunda siyasi iktidar olarak bu yükü omuzlamayacaksınız, o zaman bunu söylemenizin anlamı ne değerli milletvekilleri?
Değerli arkadaşlarım, biz bu kanun tasarısıyla ilgili, gerçekten, otuz sayfalık muhalefet şerhimizde gerekçeleriyle birlikte, hukuki gerekçeleriyle birlikte bunları söyledik. Aslında, gerçekten, bu tasarı toplumda yarattığı umutları ve beklentileri karşılayamamıştır, karşılamaktan çok uzaktır. Bu torbada gerçekten yargının hızlandırılması ve adil yargılanmayı etkileyecek tek bir hüküm yoktur. Yargı uygulamalarında, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda tutuklama ve diğer koruma önlemleri yönünden yaşanan sorunlar ülkemizin gündemini sürekli meşgul etmektedir ama biz, bütün bu eleştirilerimize rağmen, bu kamuoyunda oluşan bu beklentiyi, umutları boşa çıkarmamak adına ya da bu tasarının gerçekten Hükûmetin pompaladığı kadar kamuoyundaki bu beklentileri karşılayıp karşılayamayacağının açığa çıkması açısından bu yargı paketinin bir an önce Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesini istedik.
Şimdi, bunu istememizin nedeni var. Bir yandan, icra iflasla ilgili herkese bir umut dağıtıldı. Bir yandan, tutuklama sorunlarıyla ilgili herkese bir umut dağıtıldı. Şimdi bana öyle geliyor ki, gazeteciler bile soruyor, bu paket çıktığı zaman tutuklular dışarı çıkacak ya da icra iflastaki bütün insanların sorunu çözülecek. Ya taahhüdü ihlalle ilgili önerge verdik reddedildi ama vatandaş arıyor. Hiç olmazsa bu paket çıksın, neyi karşıladığı neyi karşılamadığı belli olsun. Ama buna rağmen sözüm ona bazı yazarçizerler de "Muhalefet bu konuda niye talepte bulunmuyor?" diye muhalefeti eleştirebilme cesaretini gösteriyorlar. Yahu Allah aşkına, bir Hükûmetin tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi konusunda muhalefetin ısrarcı olup olmaması parlamenter demokraside nerede görülmüş? Ama o yazarçizerler Sayın Başbakan ya da Adalet Bakanına soramıyorlar, "Bu yargı paketi niye gelmedi?" diyemiyorlar. Kolay "Muhalefet niye ısrar etmedi?" Al biz bugün ısrar ediyoruz; işte onun için getirdik
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Dolayısıyla bu yargı paketinin bir an önce görüşülmesini istiyoruz değerli arkadaşlar. Ticaret Kanunu bugün görüşülecekti; bu, ondan önce komisyonlardan geçti. Dolayısıyla bunun görüşülmesini istiyoruz ve görüşme sırasında tabii ki, kanunla ilgili eleştirilerimizi, itirazlarımızı belirteceğiz.
Saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Öztürk.