GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME YETKİSİNİN HÜKÛMETÇE KULLANILIŞ BİÇİMİNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:19
Tarih:16.11.2011

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisin kürsüsünden yemin hariç ve arızi bir durum hariç ilk kez konuşuyorum. Bu yüzden, imkân bulduğumuz süre içerisinde hayırlara vesile olacak çalışmaları yapmayı Cenabı Allah'tan nasip etmesini dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.

Bilindiği gibi, 12 Mart darbecilerinin 1960 Anayasası'na eklediği bir hükümle Hükûmete, kanun hükmünde kararname çıkararak Parlamentoyu devre dışı bırakma yetkisi verilmiştir. 12 Eylül 1982 Anayasası da kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi veren maddeyi aynen korumuştur. İstisnai hâllerde belli süre ve amaçlarla verilen bu yetki, AKP İktidarı tarafından yoğun bir biçimde istismar edilmiştir.

Darbe anayasalarını kıyasıya eleştirmek, ardından da darbe anayasalarında yer alan ve demokrasinin mabedi olarak nitelenen Parlamentoyu bir nevi baypas eden kanun hükmündeki kararnamelerle devleti yapılandırmak hem tutarlı hem de demokratik bir tavır değildir.

Bir önceki Hükûmet seçim öncesi Türkiye Büyük Millet Meclisinden kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi almıştı. Bu yetkiye dayanarak, diğerleri bir yana, Türkiye Büyük Millet Meclisi açıkken otuz dört tane kanun hükmünde kararname çıkarılmıştır. Hükûmet çıkardığı kanun hükmündeki kararnameler ile devletin yönetim yapısını ve bürokrasideki görevli yöneticilerin statülerini altüst eden değişiklikler yapmıştır. Bu bağlamda, 8 Haziran 2011 tarihinde çıkarılan 636 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname'yle Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmündeki Kararname'yle Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığı kurulmuştur. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı kapatılarak bu Bakanlığa ait görevler bu yeni Bakanlığa devredilmiştir ancak 4 Temmuz 2011 tarihli Resmî Gazete'de iki kanun hükmündeki kararname daha yayınlanarak bu Bakanlık 644 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname'yle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 645 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname'yle de Orman ve Su İşleri Bakanlığı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait kanun hükmündeki kararnamenin yayınından bir buçuk ay sonra değiştirilen ilk maddesi yeni bir kanun hükmündeki kararnameyle tekrar değiştirilmiştir.

Bir getiren-bir kaldıran, bir birleştiren-bir ayrıştıran uygulamalar, devlette devamlılık, devlet geleneği ve devlet sorumluluğuyla bağdaşır bir durum değildir. Bunun adı, kanun hükmündeki kararname müessesi değil, yap-boz, koy-kaldır, dene-yanıl müessesesidir. Hükûmet, aslında kanun hükmündeki kararnamelerle âdeta devlete el koymaktadır. Kanun hükmündeki kararnameler torba kanun niteliğinde düzenlenmiştir. Bir kanun hükmündeki kararname ile onlarca kurumla ilgili yapısal düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Birkaç gün önce Avrupa Birliği Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmündeki Kararname ile Bazı Kanun Hükmündeki Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmündeki Kararname onlarca kamu kurum ve kuruluşunun düzen değişikliği yaratacak hükümler içermektedir. Söz konusu kanun hükmündeki kararnamenin 57'nci maddesiyle Kamu İhale Kurumundaki tüm başkan yardımcıları, baş hukuk danışmanları, daire başkanları, unvanlı kişiler bir kalemde görevden alınmış ve bunlar bir anda müşavir hâline getirilmiştir. Böylece, Kamu İhale Kurulundaki başkan yardımcıları artık kurul kararıyla değil bakan tarafından atanacaktır. İlgili bakan bağımsız ihale kurulunun karar yetkisini eline almış olmaktadır.

Kanun hükmündeki kararname anayasal bir müessese olmasına rağmen demokratik bir müessese değildir. Yasamanın yetkisini yasamadaki çoğunluğun arzusuyla yürütmeye devretmek anlamına gelmektedir. Kanun hükmündeki kararname kanun hükmündedir ama kanun da değildir. Kanun olabilmesi için Meclisten geçmesi gerekir. Anayasa'nın açık hükmüne rağmen çıkarılan onlarca kanun hükmündeki kararnameden henüz Türkiye Büyük Millet Meclisine gelen yoktur. Anayasa'yı yasalara, yasaları da kanun hükmündeki kararnamelere indirgemek fena hâlde Anayasa suçu işlemek anlamına gelmektedir. Anayasa'yla kurulmuş olan Devlet Planlama Teşkilatının bir kanun hükmündeki kararname ile Kalkınma Bakanlığına dönüştürülmesi ilginçtir. Anayasa'yla kurulan bir teşkilatı kanun hükmündeki kararnameyle kaldırmak Anayasa'nın hem resmen hem de fiilen ihlalidir. Hükûmetin tasarrufu kanun hükmündeki kararname tasarrufu değil Anayasa hükmündeki kanun tasarrufu hâline gelmiştir.

Değerli milletvekilleri, çıkarılan kanun hükmündeki kararnamelerle devlet bürokrasisi iktidarın rehinesi konumuna indirilmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen sözünüzü tamamlayınız.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Görevlerini vekâleten yürüten üst düzey bürokratlar bugün AKP Hükûmetine bağlı etkisiz eleman durumundadır. Artık bürokratların kaderini yasalar değil, bakanın iki dudağı tayin etmektedir.

Kanun hükmündeki kararnameler bakanlıklarda teşkilat ve görevleri yeniden tanımladığı için görev başında bulunan bürokratların mevcut statülerini kaybetmeleri sonucunu doğurmuştur. İdarenin tek yanlı bu tasarrufuna karşı mağdur olanların yargıya gitme hakları da yoktur. Bu durum Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devleti olma niteliğini tartışılır hâle getirmiştir.

Kanun hükmündeki kararnameler devleti partileştiren, partiyi de devletleştiren bir araca dönüşmüştür. Hükûmet kanun hükmündeki kararnamelerle devlete el koymuş, bürokrasiyi rehin hâline getirmiştir. İktidar Anayasa'nın kanun hükmündeki kararname çıkarması konusunda kendisine verdiği yetkiyi kötüye kullanmıştır. Anayasa'nın 91'inci maddesine göre çıkarılmış olan kanun hükmündeki kararnamelerin yine aynı madde gereği Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilmesi gerekmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi kendisini devre dışı bırakan, demokrasiyi tehdit eden, bürokrasiyi rehin hâle getiren, hukuku formaliteye indirgeyen kanun hükmündeki kararname uygulamalarının mercek altına alınması varlığının gereğidir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)