| Konu: | "AKP İKTİDARI DÖNEMİNDE AFET VE ACİL MÜDAHALE MEVZUATINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER VE GETİRİLEN YENİ YAPILANMA SONUÇLARININ VAN DEPREMİNDEKİ ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI, SONUÇLARININ TESPİTİ VE ALINMASI GEREKEN TEDBİRLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA" VERİLEN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN 16/11/2011 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMDE OKUNARAK GÖRÜŞMELERİNİN AYNI BİRLEŞİMDE YAPILMASINA İLİŞKİN MHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 16.11.2011 |
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii ki bu Danışma Kurulu, grup önerilerinin bir anlamı ve bir önemi var, bunu ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. Grup önerileri, toplum kesimlerinin sorunlarını Meclis gündemine taşıma amacıyla hazırlanıyor. Araştırma komisyonu kurulması bir talep ama üzerinde konuşulması da bir fırsat olarak değerlendiriliyor.
Şimdi, buraya gelen konular üzerinde kırk dakika lehte, aleyhte konuşuyoruz. Böylelikle toplum kesimlerinin sorunlarına bir duyarlılık ortaya koyuyoruz. Bunu önemsemek lazım. Bu, Meclisi çalıştırmamak gibi, zaman kazanmak gibi, muhalefetin bir aracı değil, gerçekten bir demokrasi gereği, bir görev gereği, bir sorumluluk gereğidir.
Biz, bugün, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak Van'da ve Erciş'te yaşanan depremden sonra bu acıyı çok derinden yaşayan insanlarımızın sorunlarını gündemde tutmak, Genel Kurulda tekrar tartışarak onları sahiplenmek, onların acısını paylaşmak için bir fırsat olarak görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, bazı konular vardır ki bunlar hepimizin ortak paydasıdır. Bu ortak paydaların önemini bilmek, birliğimizi geliştirmek anlamında bunları böyle bir siyasi kavganın aracı olarak değil, gerçekten ortak aklı üretmek, acıyı paylaşmak veya sevinci paylaşmak anlamında değerlendirmek gerekiyor. Deprem bizim ortak paydamızdır. Ülkemiz dünyanın önemli, önde gelen deprem bölgelerinden birinde bulunmaktadır. İlgili kurumların yaptığı araştırmalara göre Türkiye'de her yıl 6 ve yukarısı şiddette bir deprem olduğu bellidir, istatistiki birtakım rakamlar var ve deprem bizim hayatımızın, ülkemizin bir gerçeği. Bu konuyla ilgili alınması gereken tedbirleri -tüm iktidarları, tüm yöneticileri kapsayacak şekilde söylemek istiyorum- yeterince alamadığımız için maalesef her sene bu acıları yaşıyoruz. Her sene ülkemizin bir bölgesinde deprem dolayısıyla hayatlarını kaybeden insanlarımız, evlerini, işlerini kaybeden insanlarımızın acılarını konuşuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milleti bu sorunu aşabilmek noktasında, bana göre, bize göre, yeterli iradeye ve güce sahiptir. Bunu doğru tanzim etmek, gereğini eksiksiz ve zamanında yapmak hepimizin sorumluluğu, özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve bu Meclisin içinden çıkmış siyasi iktidarın sorumluluğu. Sizlere de geliyordur. Her gün masamızda onlarca faks buluyoruz, e-mail, elektronik posta buluyoruz. Depremde yaşananların feryatları, yani, uykularımızı kaçırıyor. Öğretmenlerimiz, polislerimiz, lojmanlar yıkılmış, okullar yıkılmış, eşyalarını alamamışlar. Hiç farkına vardınız mı sayın bakanlarım? Polislerin bazılarının ayağında eşofman vardı -ben geçen gün bir televizyon programında izledim- eşyasını alamıyor, oturacağı yer yok, karakolu yıkılmış. Öğretmenler, eğitim yapacak okulları kalmamış. Şimdi, bu feryatları, bu sonuçları ülkenin gündeminden düşürmemek gerekiyor.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz bu konuda bir toplumsal sorumluluk, bir duyarlılık olarak bu konuyu tekrar gündeminize getiriyoruz hatta Sayın Başbakanın ifadesinin devamı olarak? Sayın Başbakan ikinci depremden sonra Van'a gittiğinde gördüğü manzara karşısında anlaşılıyor ki irkildi ve bu sonucun sorumlularından hesap soracağız anlamında sözler söyledi, çok önemliydi. "Sorumlular üniversiteden olabilir, bürokrasiden olabilir, nereden olursa olsun bunun arkasını arayacağız." demişti. Çok doğru bir yaklaşım ama meselenin bir de siyasi sorumluluğu var sayın milletvekilleri.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Başbakan edebiyat yapıyor, edebiyat.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - İdari sorumluluğun gereğini yerine getirmek tabii ki Hükûmetin görevi ama işin siyasi sorumluluğu da var. Bu sorumluluk eğer konuşulmazsa, sorgulanmazsa herkes yaşadığı acıyla köşesinde kıvrana kıvrana "bu bizim kaderimiz" diye umutsuzluğa düşer.
Bu sebeple Milliyetçi Hareket Partisi olarak önümüzdeki hafta içerisinde de deprem ve deprem sonrasıyla ilgili, görevli Sayın Bakan hakkında da gensoru vereceğiz. Amacımız bu konu burada tartışılsın, sürekli gündemde tutulsun.
Bakın, bugün gündeminize getirdiğimiz çok önemli bir konu var. Biz diyoruz ki, siz? Burada bu deprem olunca ilk konuşmalardan birini ben yapmıştım, demiştim ki: "Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Türk milletinin deprem ve deprem sonrası afetle, felaketle mücadele etmekte yeterli birikimi var, tecrübesi var. Bu tecrübeden faydalanınız. Marmara depremi sonrasında, Türkiye Cumhuriyeti devleti, Hükûmeti, bakanları, bürokratları, teknokratları çok önemli bir sınav verdiler ve yüz akı oldular. Dünyada Kobe depremi gibi çok önemli bir depremden çok daha başarılı bir sonuç aldılar. Gelin, bizim deneyimlerimizden faydalanın." İlk günler söyledik bunu.
Bugün de getirdiğimiz husus şudur: Huzurunuzda bir soru soruyoruz sayın bakanlarım, sayın milletvekillerim. Allah indinde, millet huzurunda sorumluluğunuzu hatırlatmak anlamında, Parlamento olarak sorumluluğumuzu hatırlatmak anlamında bir soru soruyoruz. Bunun araştırılması sizin görevinizin gereği değerli iktidar partisi grubu milletvekilleri.
Diyoruz ki iktidarınız döneminde afet ve acil müdahale mevzuatında çok önemli değişiklikler yaptınız. Bu değişiklikler doğrultusunda, bu konudaki yapılanmayı, devlet kurumlarını feshettiniz, yeni bir kurum kurdunuz. 2000 yılında çıkartılan yapı denetimi uygulamasının genelleştirilmesini sekiz yıl ertelediniz, bu yılın başında genellediniz.
Ölümleri deprem yapmıyor, çürük binalar yapıyor. O çürük binaları denetleyecek yapıyı, mevzuatı -bilerek dersem yanlış olabilir ama hangi amaçla onu anlamakta zorlanıyorum, çünkü sizin bölgenizde, sizin döneminizde de 6 tane deprem yaşandı- Yapı Denetim Kanunu'nun Türkiye genelinde uygulanmasını sürekli ertelediniz.
Şimdi diyoruz ki Türkiye'nin afet ve afet sonrası müdahale ve mücadelesinde birikmiş hafızasını sildiniz, mevzuatını değiştirdiniz, yeni mevzuatı da uygulamadınız ve Van depreminde görünen bir sonuç var ki yine Başbakanın ifadesiyle "Başarısız olduk." diyor, "İlk yirmi dört saatteki müdahalede başarısız olduk." Zaten ölümler de o zaman oluyor, ölümler de o zaman oluyor. Gelin, bu konuyu araştıralım. Yani Türkiye'nin deprem ve deprem sonrası afetle mücadelede, müdahalede hafızası, bilgi birikimi durumuna gelmiş olan mevzuatını değiştirmenizin ve bu konudaki kurumsal yapıyı bozup yeni bir yapı kurma gayretlerinizin Van depremi üzerindeki etkilerini, gelin, birlikte araştıralım, tartışalım, tespitler yapalım, sonuçlar çıkaralım ve alınması gereken tedbirleri alalım ki her yıl bir büyük deprem yaşamak durumunda olan ülkemizde bu acılar yaşanmasın.
Değerli milletvekilleri, kırmızı koltuklarınızda rahat oturuyorsunuz ama inanınız ki Van'da insanlar soğuktan tir tir titriyorlar, çocuklar, yavrular çadırlarda hayatlarını kaybediyor. O çadırların altında, o yağmurun, karın içinde o polis memurları, güvenlik güçleri, milletin, halkın güvenliğini emanet ettiğimiz o insanlar, evi yıkılmış, karakolu yıkılmış, eşyası yok. Rahat olamazsınız, sorumluluktan kaçamazsınız. Bu konu bu ülkenin gündeminde sürekli kalmalıdır. Ne yapılması gerekiyorsa ama ne yapılması gerekiyorsa onu tamamen bir bütünlük içinde?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Tekrar ediyorum: Deprem konusunda ne yapılması gerekiyorsa onu yapmak sorumluluğu bu Parlamentonundur, bu Parlamentodan çıkmış olan siyasi iktidarındır. Bundan kaçamazsınız. Ağıtlar yakarak, nutuklar atarak, hem Allah indindeki sorumluluğunuzdan hem millet nezdindeki sorumluluğunuzdan kurtulamazsınız.
Bu sebeple diyorum, gelin bir konuyu araştıralım. Söylediğimiz konu, değiştirdiğiniz mevzuatın ve değiştirdiğiniz devlet yapılanmasının Van depremindeki etkilerini araştıralım, alınması gereken tedbirleri bu dersten, bu acıdan çıkaralım diyoruz. Bu komisyon kurulmalıdır. Bu komisyonun kurulmasına "Hayır." demeniz hâlinde veya şimdi aleyhte konuşacaksınız, Marmara depremini belki dile getireceksiniz ama Marmara depreminin tecrübelerinden faydalanmak konusunda gösterdiğiniz isteksizliği millet nezdinde şikâyet ediyorum, sizi millete havale ediyorum ama Van'da çekilen acıların?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - ?yok sayılmasını asla kabul edemeyeceğimizi ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)