| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 131 |
| Tarih: | 03.07.2012 |
LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ankara metrosuyla ilgili olarak vermiş olduğumuz Meclis araştırma önergesi üzerinde söz aldım, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün konuşacağımız konu Ankara metrosunun ibretlik bir öyküsüdür. Bu öykünün içinde, Ankara halkının yıllarca aldatılmışlığı, kaynakların heba edilmesi, yapılan ama bakımı yapılmayan inşaatın çürümeye terk edilmesi ve sonunda trajik bir ölüm vardır.
Değerli milletvekilleri, Başkent Ankara'da, 22 Haziran 2012 sabahı, İnönü Bulvarı'nda, metro çalışmalarının yapıldığı alanda meydana gelen göçüğün altında kalan Kadir Sevim'in cesedine, on beş saat sonra, Millî Eğitim Bakanlığı yakınındaki metro inşaat alanında ulaşılabildi. Kadir Sevim'in cesedinin yer altındaki suyun etkisiyle 1 kilometre sürüklenmesi, metro çalışmalarına hepimizin çok ama çok özenli bir şekilde dikkat çekilmesi gereken bir özen göstermemiz gerektiğini, bizlere bir kez daha hatırlattı.
Sizlere kısaca Ankara metrosunun tarihsel gelişimiyle ilgili bilgi sunmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, Ankara Ana Ulaşım Planı 1994 yılında Ankara Büyükşehir Belediye Meclisince kabul edilmiş ve bu Plan'da Ankara'nın gelişme bölgelerine göre metro yapılması öngörülmüştür. Kızılay-Çayyolu güzergâhı da, metro yapılacağı gerekçesiyle, nüfus yoğunluğuna açılmış, kamu binaları bu bölgeye taşınmıştır. Hepinizin bildiği gibi, ODTÜ, Bilkent Üniversitesi, Başkent Üniversitesi, Çankaya Üniversitesi gibi çok önemli üniversitelerimiz ve bunun dışında Sayıştay, Danıştay ve ismini burada saymaya zamanımız nedeniyle gerek görmediğim pek çok kamu kuruluşu bu alana taşınmıştır. Ankara'nın gelişim aksı Eskişehir bölgesine doğru yönlendirilmiş ve nüfus yoğunluğu da buraya doğru açılmıştır. Kızılay-Çayyolu metrosunun tüm zemin etüdü de buna göre yapılmıştır. Bu proje, 1994 seçimleriyle birlikte Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Melih Gökçek'le birlikte rafa kaldırılmış, Akay Kavşağı yapımı ve Eskişehir yolunun genişletilmesiyle Çayyolu güzergâhının trafik sorununun çözüleceği sanılmıştır.
Değerli milletvekilleri, bu yanılgı o denli Ankara'ya pahalıya patlamıştır ki, daha sonra Melik Gökçek yanılgısını anladığı anda, Ankaray hattının şu anda AŞTİ (otogar) olarak kullandığımız hattan Çayyolu'na uzatılması fikrini kabul ettirmiştir 2000 yılında Büyükşehir Belediye Meclisinde. Yani Dikimevi'nden AŞTİ'ye kadar uzanan Ankaray hattının 2000 yılında alınan kararla Söğütözü'nden daha ileriye taşınması kararı alınmıştır. Oysa bu yapılacak çalışmanın metro çalışması olmadığı ve nüfusun yoğunluğunu taşımayacağı öğrenildikten sonra Melih Gökçek bu projeyi bir müddet ertelemiş ve 2001 yılından sonra Batıkent-Sincan, Ulus-Keçiören hatlarında metro yapımının kaba inşaatına başlamıştır. Bir müddet sonra da bu, AŞTİ'den Çayyolu'na uzatılması fikrinin hiçbir geçerliliği kalmadığı ortaya çıkınca o projeden de vazgeçilmiş ve Kızılay-Çayyolu metro inşaatının kaba yapımına başlanılmıştır.
Değerli arkadaşlarım, ben o dönemlerde de partinin Ankara İl Başkanlığını yapan, daha sonra da partide görevler üstlenmiş bir arkadaşınızım. Pek çok kez söyledim "Sayın Başkan, aynı anda üç hatta birden başlama; yapacaksan önce bir hattı bitir, ondan sonra diğerine geç ve daha sonra diğerine geç." diye. Bu önerilerimizin hiçbiri dikkate alınmamıştır ve üç hatta kaba inşaat çalışmalarına devam edilmiştir. Ancak her seçim öncesi "Şu tarihte metroları açıyorum.", "Bu tarihte metroları açıyorum." diye Ankara halkını sürekli yanıltan Melih Gökçek sonuçta kaynak bulamayınca iktidarınıza sığınmış ve iktidarınız 2007 yılında, ilk defa bir büyükşehir belediye başkanını kurtarmak için, doğal gaz piyasası hakkındaki kanunda değişiklik yapılması teklifini getirerek Ankara'nın, Büyükşehirin EGO'sunun en önemli gelir kaynağı olan Başkentgaz'ı özelleştirme sürecini başlatmıştır. Bununla birlikte, bu kanunda EGO'nun borçlarının ödeneceği ve elde edilen kaynakla metro çalışmalarının yapılacağı öngörülmüştür ancak Gökçek'in 3 milyar dolar getireceğini ifade ettiği Başkentgaz'ın özelleştirilmesi, 3 kez ihaleye çıkarılmasına karşın gerçekleşmemiştir.
Değerli milletvekilleri, 2000 yılında çıkarılan bu kanunla Başkentgaz'ın yüzde 80'inin özelleştirilmesi öngörülmüştür, yüzde 20'si yine belediyenin elinde tutulmuştur. Bu kez, bir adım bile ilerleyemeyen metro inşaatlarının yapılan özelleştirmelere rağmen satılamadığı anlaşılınca, 3 kez ihaleye çıkarılmasına rağmen verilen en yüksek teklif 1 milyar 610 milyon dolar olmuştur ve daha sonraki teklifler de ödenmeyince metro inşaatları tıkanma noktasına gelmiştir. Bunun üzerine, Bakanlar Kurulu 25/10/2010 tarihinde Ulaştırma Bakanlığına devir kararı almıştır metroların yapımını ve bunun sonucunda da 25/04/2011 tarihinde yapılan protokol ile Ankara Büyükşehir Belediyesi metroların yapım işini Ulaştırma Bakanlığına devretmiştir.
Değerli milletvekilleri, şimdi gelinen noktada kritik bir soru var: Başkentgaz'ın, geçtiğimiz günlerde torba yasaya eklenen bir maddeyle daha önce yüzde 80 olan özelleştirmesinin yüzde 20'si de özelleştirme sürecine katılmış ve Başkentgaz'ın yüzde 100'ü özelleştirmeye açık hâle getirilmiştir.
Değerli milletvekilleri, 2007 yılında çıkan Başkentgaz kanununda metroya kaynak aktarılacağı gerekçesiyle yapılan özelleştirmenin, artık, gerekçesi kalmamıştır çünkü Hükûmet, Ulaştırma Bakanlığı metroları devralmıştır ve bunun Hükûmetinize maliyeti tam 3 milyar dolardır. Şimdi, Melih Gökçek 3 milyar dolardan kurtulmuştur, Hükûmet üstlenmiştir ama bir yandan da Başkentgaz'ı özelleştirerek buradan gelecek geliri Melih Gökçek'in kasasına koymak suretiyle, ne olacağı belli olmayan, akıbeti belli olmayan bir sürece girmiş bulunuyoruz.
Bu konu, özelleştirme Ankara açısından son derece stratejiktir. Bu konuda dikkat çekmek istediğim bir nokta şudur: Doğal gaz, Ankara için çok stratejik, önemi haiz bir üründür. Bu doğal gaz kanununda, özelleştirmeden tam on yıl sonra, alacak şirketin fiyatın belirleme yetkisi verilmiştir. Ankara şu anda dahi doğal gazı en çok, en pahalı kullanan bir ildir. 5,2 sent Ankara'daki birim fiyatıdır, başka illerimizde 2,5-3 senttir.
Değerli arkadaşlarım, geçen gün yaptığınız bir öneride de on yıl olan bu sabit -yani 5,2 sent- birim fiyatını siz sekiz yıla indirdiniz ve Ankaralıların on yıla göre korunmuş olan doğal gaz piyasasındaki paranın belirlenme sürecini şirketin insafına terk ettiniz. Yapılan değişiklikle şirket sekiz yıl sonra -on yıl sonra değil- tarifeyi belirleme yetkisini almıştır. Ankaralıların sekiz yıl sonra doğal gazdan dolayı uğrayacakları maddi kayıpların çok büyük ölçüde artacağını, eğer Ankara'da yaşar iseniz bundan sizlerin de çok önemli derecede etkileneceğini söylemek durumundayım.
Değerli arkadaşlarım, bu, metrodaki göçük meydana geldikten sonra İnşaat Mühendisleri Odası inceleme yapmıştır, çok önemli bir tespiti paylaşmışlardır. İnşaat Mühendisleri Odası, tam 21 metre, göçükten sonra başka sarsıntıların ve göçüğün olduğunu saptamıştır değerli arkadaşlarım. Jeoloji mühendisleri derhâl buraya, metronun altına girilerek bilimsel çalışmaların yapılmasını önermektedir. Metro göçüğü olduğu zaman değerli arkadaşlar, tam 50 kamyon taş dolgu malzemesi o göçüğe dolduruldu. Facianın boyutları büyüktür değerli arkadaşlarım. Esasında, o göçüğün olduğu, Hava Kuvvetlerinin orada yapılan inşaat Meclis bahçesinin hemen yanında yapılacaktı, Meclis izin vermediği için istasyon Hava Kuvvetlerinin oraya taşınmıştır. Maazallah, trafiğin yoğun olduğu bir saatte o göçük yaşansaydı, çok ciddi facia yaşanabilirdi.
Şimdi, bu göçüğün nedenlerinin incelenmesi gerekiyor. Altından akan Dikmen Deresi'nin ve yağmur sularının ıslahının yapılıp yapılmadığı; gerçekten -metro çalışması on yıldır bekliyor- atıl duran bu inşaat çalışmalarında bakımın yapılıp yapılmadığı çok ciddi sorular olarak durmaktadır. Ulaştırma Bakanlığı bunu devraldı ama devralma sadece bir protokolden mi ibaret kalmıştır? Ulaştırma Bakanlığının elemanları, mühendisleri devralırken bir keşif yapmışlar mıdır? Ne devralmışlardır? Yerin altında neyle karşılaşmışlardır?
Değerli arkadaşlar, bana ulaşan bilgiler çok ciddidir. Bu metronun uluslararası standartlara uygun yapılmadığına dair bize çok ciddi bilgiler gelmiştir. Yani İnönü Bulvarı'nı biz niçin kapatıyoruz? Melih Gökçek söylemiyor muydu "Kaba inşaat bitti." diye? Kaba inşaat bittiyse Bulvar'ın trafiğe kapatılma gerekçesi nedir? Çok kritik sorularla karşı karşıyayız. Sonuç itibarıyla, metronun bundan sonraki çalışmalarının sağlıklı yürümesi için çok ciddi bir araştırmaya ihtiyaç vardır. Sonunda, Melih Gökçek göçük olduğu zaman, bunca yıllık sorumluluğunu bırakmış ve topu Ulaştırma Bakanına atmıştır "Gidin, onu Ulaştırma Bakanına sorun." demiştir.
Değerli arkadaşlarım, Melik Gökçek'in fendi, iktidarınızı yenmiştir. Yıllardır bu işte sorumluluğu olan bir kişi göçük altında kalan bir işçinin cesedinden sonra ortadan kaybolmuş, kendisi Shopping Fest'in konserlerinde dolaşarak cesedin sahiplerine dahi ulaşmamıştır, kimseye başsağlığı dahi dilememiştir, Ulaştırma Bakanına topu atmıştır. Melih Gökçek'in bu aymaz tavrı Ulaştırma Bakanına pahalıya patlayacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.
LEVENT GÖK (Devamla) - Lütfen, önergemize destek verin ve metroda yaşadığımız gerçekleri, bundan sora? Kaldı ki Ulaştırma Bakanının da çok önemli bir cümlesi vardır: "Başka bu tür göçükler yaşanabilir." diye. Bizi neyin beklediğini bilmek durumundayız. Yolda yürüdüğümüz zaman metro güzergâhında nerelerde tehlikeler var, bunlar kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Bunlar, ciddi sorulardır, Ankaralılar açısından yaşamsal tehlike arz eden sorulardır.
Ankaralıların ulaşım açısından başka alternatif kaynakları da yoktur değerli arkadaşlarım. Ankara'nın, bildiğiniz gibi, ana arterleri bellidir, Ankaralılar ulaşım olarak burayı kullanmak durumundadır. Böylesine önemli soruları gündeme getirdiğimiz bu araştırma önergesine mutlaka, AKP'li arkadaşlarımız da katkı sağlamalıdır. Özellikle, Melih Gökçek topu Ulaştırma Bakanına attıysa Ulaştırma Bakanının çok daha dikkatli olması gerekiyor. Niçin, yani bunca yıldır atıl duran inşaattan Ulaştırma Bakanına, siz, "Sorumlu odur." diyerek işin içinden çekilme şansını kendinizde bulabilir misiniz? Metroda ne olmuştur, ne bitiyor, bunları araştırmak durumundayız.
Lütfen önergemizi destekleyelim ve Ankaralıları bir tehlikeden hep beraber kurtaralım.
Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Gök.