| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 131 |
| Tarih: | 03.07.2012 |
ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 6114 sayılı kanunun 44'üncü maddesiyle ilgili söz almış bulunuyorum.
Şimdi, önce, bu 44'üncü maddede yapılmak istenen değişiklikle ilgili görüşlerimizi sizlere arz etmek istiyorum.
Burada ÖSYM'nin yaptığı her türlü imtihanlarla ilgili soru kitapçıklarının -yani elektronik ortamda olsun, diğer ortamlarda olsun- daha önceki kanun metninde bir yıl saklanması, muhafaza edilmesi öngörülmekteydi, cevapların ise iki yıl muhafaza edilmesi öngörülmekteydi. Şimdi nereden icap ettiyse, nereden böyle bir zaruret hasıl olduysa bu süreler soru kitapçıkları ve diğer elektronik ortam için altı ay, cevaplar için ise bir yıla indirilmektedir.
Tabii, bunun bir izahının olması lazım. Yani niye bu süreleri kısaltıyorsunuz? Çünkü Türkiye'de bir itirazın bile cevaplandırılma müddeti var. Bir imtihan oldu, haklılık oldu, haksızlık oldu, ne olduysa, vatandaş itiraz etti, kendi hakkıyla ilgili farklı bir talepte bulundu. Bunun cevaplandırılması için bir zaman gerekiyor ve bunlar da çoğu zaman ayları alıyor, hatta bazen yılları buluyor, bazen de mahkemelik olunuyor bununla. Yani bu cevap da vatandaşı tatmin etmiyor ama vatandaş bunun üzerine mahkemeye gidiyor ve daha sonra bununla ilgili bilirkişiler ve mahkeme karar veriyor.
Şimdi, bu muhafaza etme müddetinin neden kısaltıldığını, bu kadar kısaltıldığını doğrusu biz anlayabilmiş değiliz. Devletin yeterli depoları, arşivleri, ambarları mı yok? Yoksa, yine elektronik ortamda muhafaza edilebilecek teknik donanımlar mı yok? Doğrusu bunun bir mantıklı izahını bulamadık.
Diğer bir mantıklı izahını bulamadığımız şey de, bu torba kanun çıkarma mantığı. Biliyorsunuz bugün ABD'de -benden önce BDP Grubu adına söz alan arkadaşım da söyledi- 43 eyalette böyle bir düzenleme yasaklanmış. Hatta bunun daha eski müstenidatı, dayanağı var. Roma hukukunda bile yasaklanmış. Şimdi, Roma hukukunda bile yasaklanan bir uygulamayı bugün 21'inci yüzyıl Türkiye'sine getirip, sapı samanı, buğdayı, arpayı, mercimeği, ne bulduysa, şekeri, tuzu, hepsini aynı torbanın içine koymanın mantığı nedir, onu da anlayabilmiş değiliz. Yani neden bu düzenlemeler doğru düzgün, belli bir mantık silsilesi içerisinde, düzeni içerisinde takdim edilmiyor, komisyonlarda görüşülmüyor, ondan sonra yine diğer kanunların yasal prosedürünü takip ederek neden düzenlenmiyor, bunu da anlayabilmiş değiliz. Tabii şu söylenebilir: Ya, bunda anlaşılmayacak ne var, işte ben yaptım oldu mantığıyla, saldım bayıra Mevlam kayıra, güç bende, sayı bende, iktidar bende, ben istediğimi yaparım, istersem balla sarımsağı karıştırırım, istersem soğanla patlıcanı karıştırıp yerim, hiç alakası olsun olmasın bildiğimi yaparım derseniz, e bu da olur, buna da bir itiraz bu çerçevede olmaz. Onun için, bizim söylediğimiz, bunların doğru düzgün, kanunu yapılırken tartışılarak, düşünülerek, yetkililerden görüş alınarak ve bu yetkililerin, komisyonlarında, gelip meramlarını da anlatarak bizim klasik usullerimizle bu kanunların değiştirilmesidir.
Yine arkadaşlarım altını çizdi. ÖSYM Başkanı yok. Üstelik yine bu kurumla ilgili düzenlemeler çok kısa bir müddet önce gerçekleştirilmiş. Peki, çok kısa bir müddet önce gerçekleştirilen ve yapılan kanunu, daha üzerinden doğru düzgün bir zaman geçmeden, yani asırdan, on yıldan, yirmi yıldan bahsetmiyoruz, böyle bir zaman geçmeden neden değiştirme ihtiyacını hissediyorsunuz? Onun üzerinde değişiklik var. Bunun da bir mantığı yok. Mantığı ne? İşte çalakalem kanun yapılırsa, çalakalem kanunlar değiştirilirse üzerinden altı ay geçtikten sonra bunu tekrar değiştirme veya düzenleme ihtiyacı doğar. Aynı şey şike kanununda da oldu. Burada feryat ettik, figan ettik, daha bir yıl geçmeden tekrar bir şike kanunu geldi. Bugün yine tekrar şu madde oldu, bu madde olmadı diye tekrar tartışıyoruz.
Öğretmen kadrolarıyla ilgili de bir iki şey söylemek istiyorum. Bugün, Türkiye'de ihtiyaca cevap verecek kadar öğretmen var, yüz binlerce genç var öğretmen olmak isteyen ama hâlâ öğretmen açığı var, niye atamaları yapılamıyor, bunu da anlamak mümkün değil.
Biz bu maddenin çıkarılmasını istiyoruz.
Saygılarımı sunarım. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Tan.