GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:131
Tarih:03.07.2012

VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşların Teşkilat ve Görevleri Hakkında Değişiklik Yapılmasını Öngören 301 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın tümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Doğrusu, biraz önceki konuşmayı dinlerken bu Sağlık Bakanlığıyla ilgili bir konu üstünde tartışılacak diye zannediyordum ve muhalefetin de bu konudaki çok değerli katkılarını alabilmeyi ve beraber bu noktada bir kanunu çıkarabilmeyi ümit ediyorduk ama gördüğünüz gibi, içinde tek kelime "sağlık" geçmeyen bir konuşma dinledik. Herhâlde, sağlıkla ilgili söylenecek bir söz olmayınca yapılacak da başka bir şey yoktur diye düşünüyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Çünkü Türkiye'deki sağlıkta dönüşüm programları tüm dünya tarafından dikkatle izlenmekte ve bu konudaki başarılar teslim edilmektedir ve bundan çıkarılacak dersler olduğu da vurgulanmaktadır. Nitekim, yapılan hizmetlerin sonucunda, halkımız arasında da bağımsız şirketler tarafından yapılan memnuniyet anketlerinde 2003'lü yıllardan bu yana 2 katına yakın bir artışla memnuniyet oranının yüzde 40'lardan yüzde 80'lere çıktığını da memnuniyetle görüyoruz.

Şu anda görüşülmekte olan tasarıyla birlikte maddelere baktığımızda, bildiğiniz üzere, 5947 sayılı üniversite ve sağlık personelinin tam gün çalışmasıyla ilgili kanuna dayanarak daha önce Sağlık Bakanlığına bağlı kurum ve kuruluşlar ile üniversitelerin birimleri arasında ortak kullanıma açma hususunda düzenlemeler yapılmıştı. Bu düzenlemeler ile bazı üniversite hastaneleri ile Sağlık Bakanlığı hastaneleri arasında "afiliasyon" olarak adlandırılan ortak kullanıma geçildi.

Değerli arkadaşlar, tıp fakülteleri esas olarak eğitim amaçlı olup yenilikçi, gelişmeleri takip eden, tıbbi araştırmaların yürütüldüğü, göreli olarak ileri düzey tedavilerin uygulandığı sağlık birimleridir. Sağlık Bakanlığı hastaneleri ise hizmet ağırlıklı, daha yoğun hasta kitlesine yönelik bir yapılanmaya sahiptir. Ortak kullanım ile bu yapılar birleştirilmiş; verimlilik, ekonomiklilik ve kalite anlamında önemli yararlar sağlanmıştır.

Bir örnek vermek gerekirse, seçim bölgem olan Kütahya'da benzer bir afiliasyon gerçekleştirilmiş, böylece tıp fakültesi öğretim üyeleri, senelerdir etkili bir sağlık tesisi yapısına kavuşturulamayan, gerekli altyapısı kurulamadığı için de uzmanlık eğitimi alınamayan tıp fakültesi poliklinik hizmetleri birimi yerine Evliya Çelebi Devlet Hastanesinin modern imkânlarında eğitim ve sağlık hizmeti vermeye başlamıştır. Böylece, tıp fakültesi öğrencilerimiz staj ve uygulamalı dersler için bir imkâna da kavuşmuş oldular. Bu tasarı ile sistemde görülen bazı aksaklıklar giderilecek ve sistemin daha verimli çalışması sağlanmış olacaktır.

Diğer taraftan, bu tasarıyla gelen, önemsediğim bir yenilik ise kamu veya vakıf üniversitelerinde yükseköğretim kadrolarında görevli olmayan profesör ve doçentlerin sözleşmeli olarak eğitim ve araştırma hastanelerinde çalışabilmesine olanak tanınmasıdır.

Değerli milletvekilleri, bugün, profesör, doçent kolay yetişmiyor. Eğer bir eğitim hastanesinde bir öğretim üyesinin bilgisine, eğitim vermesine, araştırma faaliyetlerine ihtiyaç duyuluyor ise, kadrolu personel değil diye eğitim-öğretime katkıda bulunmasına engel olunması doğru olabilir mi? Yapılacak bu değişiklikle hocalarımız sözleşmeli olabilecek, eğitim kurumlarında öğrencileriyle bilgilerini paylaşacak, eğitim-öğretimini ve bunların gerektirdiği faaliyetleri yapacak ve bu esnada da döner sermayeden de bir pay almış olacaklardır.

Tasarıda getirilen değişikliklerden birisi de sezaryenin ancak tıbbi gereklilik hâlinde yapılmasıdır. Ne yazık ki, burada da yanlış anlamak isteyince başka anlamlar doğuruluyor. Burada Meclisin tıbbi endikasyonu belirlediği yok. Doktorlar tarafından belirlenmesi ve belirtilmesi hâlinde olacak olan olaylarda, bu sezaryen olayı ancak o zaman gerçekleştirilecektir. Kuşkusuz, doğru endikasyonda yapıldığında biliyoruz ki sezaryen anne ve bebek yaşamını kurtarıcı bir operasyondur. Ancak şunu da biliyoruz ki: Sezaryen çok önemli bir cerrahi girişimdir ve beraberinde hem anne hem bebek için getirdiği riskler de bulunmaktadır. Ve gene biliyoruz ki, ne yazık ki, son dönemde dünya standartlarının çok üstüne çıkan bir oranda sezaryen oranlarımız artmış ve anne adaylarımız, gebelerimiz ve çocuklarımız bu cerrahi risklerle de karşı karşıya bırakılmış durumdadır. Şu anda bu yapılan düzenlemeyle, biz, sezaryen oranlarının azaltılması ve tıbbi endikasyon dışı yapılanların önüne geçilmesini arzu ediyoruz. Bu konuda Sağlık Bakanlığı kadınlarımızın sağlığını koruma kararlılığındadır.

Ayrıca, beraberinde ebe doğumlarının artırılması, gebe okullarının yaygınlaştırılması, medya kampanyaları ve ağrısız doğumun yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar da elbette birlikte sürdürülecektir.

Değerli milletvekilleri, daha önce biliyorsunuz başarılı bir uygulamayla dumansız Türkiye'ye merhaba dedik. Toplumun tüm kesimlerini ve özellikle gelecek nesilleri, başkalarının içtiği sigara ve tütün ürünlerinin dumanının zararlı etkilerinden korumak amacıyla düzenlenen yasa da uygulanmaya başlanmıştı. Bu anlamda ikamete mahsus konutlar haricinde kamu ve özel tüm binaların kapalı alanlarında, toplu taşıma araçlarında sigara içilmiyor ve tütün ürünlerinin hiç birisi kullanılmıyor. Bugün ücra illerde ve kırsallarda bile bunun uygulandığına şahit oluyoruz. Artık halkımız bu yasayı benimsedi. Bu noktada gemileri yaktık, geri dönülmez bir noktaya geldik. Geçtiğimiz zamanlarda nasıl bu tütün ürünlerinin kullanıldığına ise hayretle bakıyoruz. Otobüslerde, uçaklarda, restoranlarda, kamu binalarında ve hatta hastanelerde bile sigara içildiği günler çok uzakta değil. Şimdi yurt dışına çıktığımızda, henüz bu gelişmeleri tamamlamamış olan ülkelerdeki uygulamalar bize oldukça geri kalmış uygulamalar olarak gözüküyor. İşte şu anda yapılacak olan bu değişiklikler ile birlikte bu noktada 2023 yılına doğru da giderek tam dumansız bir Türkiye'ye kavuşma arzusu içerisindeki hedeflerimize daha yakın olacağımızı vurgulamak istiyorum.

Gene tasarımızda çok önemli bir konu, sağlık mensuplarına karşı şiddetle ilgili düzenlemeler var. Bildiğiniz üzere zaman zaman toplum vicdanını inciten üzücü olaylarla karşılaşabiliyoruz. Bunlar toplumsal şiddetin de bir parçasıdır. Günlük yaşamda çocuğunu döven, sudan sebeplerle yaralamalı, ölümlü kavgalar oluşturabilen bazı insanların hastaneye girince de sağlık personeline şiddet uygulama potansiyelleri var. Bu sorun tüm dünyada da mevcut. İngiltere'de sağlık çalışanlarına bir yıl içerisinde 85 bin sözlü ya da fiilî saldırı gerçekleşmiş. Sağlık Bakanlığı olarak sağlıkta şiddete sıfır tolerans hedefiyle Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan "113 ihbar hattı" bu noktada en kısa sürede önlem alınmasına ve müdahale edilmesine imkân tanımaktadır. Bu tasarı ile bu konudaki duyarlılığımız bir kez daha ortaya konulmakta, sağlık hizmeti sunumu sırasında sağlık personeline karşı işlenen suçlarda yapılacak hukuki yardım için personelin talebinin olması ve vekâlet ibraz etmesi şartı ise kaldırılmaktadır.

Değerli milletvekilleri, gene tasarı ile aile hekimlerinin nöbet sistemine dâhil olmaları ve mesai dışı ücret almaları mümkün olmaktadır. Ayrıca, üniversite aile hekimlerinin görevlendirilmeleri ve ödemelerine yönelik bazı düzenlemeler de bu tasarı içerisinde mevcuttur.

Şu anda ülkemizde hekim sayımız henüz istenilen sayıda değildir ve acil müdahalelerde -elbette çok arzu ettiğimiz- bu konuda acil uzman hekimlerin müdahale etmesi ve bulundurulmasıdır. Ancak henüz ihtiyacın çok altında uzman hekim bulunmaktadır. Bu nedenle genel tıp eğitimi içerisinde acil müdahalenin temel eğitimini almış olan ve aile hekimliği anlamında da ek eğitim ve deneyimi olan aile hekimlerimizin nöbete kalmaları daha etkin bir sağlık hizmeti konusunda katkıda bulunacaktır.

Yeni yasal düzenlemeler ve yönetmeliklerle vatandaşımızın sağlık ile ilgili her türlü hizmeti alabileceğini, son on yılda sağlık reformları ile kamusal alanda elde edilen verimliliğin artarak devam edeceğini ve 2023 yılı hedeflerimize kararlılıkla ulaşma niyetinde olduğumuzu tekrar belirtmek istiyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle yasa tasarısının hayırlı olmasını diliyor, saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN -  Teşekkür ediyorum.