| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 131 |
| Tarih: | 03.07.2012 |
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; size öncelikle Anayasa'nın 18'inci maddesini hatırlatmakla başlamak istiyorum: "Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır."
Şimdi, böyle bir madde var bizim Anayasa'mızda ama burada son zamanlarda, son bir haftada özellikle, çalışma durumunu gördüğümüzde angaryanın daha da ilerisinin burada uygulandığını ne yazık ki gözlemliyoruz arkadaşlar. Böyle bir çalışma düzeni olamaz arkadaşlar. Ben bunun mantığını anlamıyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Gerçekten anlamıyorum. Yani bir gün daha çalışılabilirdi ama burada kesintisiz, yirmi dört saat, yirmi beş saat çalışmanın mantığını anlayabilmek mümkün değildir.
Ben buradan "Bu ülkenin işçi sınıfına selam olsun." diyorum.
Ben, milletvekili olmadan önce avukatlık yapıyordum ve iş davalarına yoğunlukla bakıyordum. Hiçbir işçi arkadaşımız, işini kaybetme riskine rağmen, on saatten, on iki saatten fazla iş yerinde çalışmaz. Çalışmaya zorladığınızda giderler, çalışmayacaklarını beyan ederler. Bu nedenle de kendilerini öyle bir riske atarlar, ekmeğini, işini kaybetme riskine atarlar ama hem sağlıklarını hem onurlarının korumayı bilirler. Ama burada hem sağlığımızı hem onurumuzu ayaklar altına alıyoruz arkadaşlar. Bunu aldığınızın farkında mısınız? Yani bu kadar zorunlu bir çalışmaya neden "Evet." diyorsunuz, ben anlamıyorum arkadaşlar, sizleri hiç anlamam mümkün değil. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OSMAN AŞKIN BAK(İstanbul)- Milletimiz için çalışıyoruz, milletimiz için?
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Arkadaşlar, bakın, Yargıtay bu konuda şunu söyler: On iki saat çalışmanın genel olarak yapılamadığını düşünür, on iki saat çalışma üzerinden hesaplanan fazla çalışma ücretlerinin indirime tabii tutulmasını söyler, "Çünkü on iki saat çalışma devamlılık arz eden bir çalışma olmaz." der Yargıtay. Bu konuda bilirkişi raporlarını inceleyen arkadaşlarımız bilirler ama biz on iki saati kat kat aştık, yani artık herhâlde bunun rekorunu kırıyoruz. Bunu ben Türkiye'nin, Türkiye'deki işçi sınıfının takdirlerine bırakıyorum, onlara selam olsun diyorum buradan.
OSMAN AŞKIN BAK(İstanbul) - Çok çalışmamız lazım, çok.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Sevgili arkadaşlar, Atatürk'ün bir sözü var, bu sözün gereğini bu Meclis yapıyor mu? Bunu hep beraber okuyalım, ben yine hem sizlerin hem bu milletin takdirine sunuyorum?
GÜLAY DALYAN (İstanbul) - Yapıyoruz yapıyoruz, sizin yapamadıklarınızı yapıyoruz.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - "Yasa koyan insanlar birtakım seçkin özelliklere sahip olmak zorundadır. O özelliklerden birincisi şudur efendiler: Yasa öneren, yasa yapan, yasa koyan insan insanlığın bütün hislerini, bütün ihtiraslarını herkesten daha çok sezer ve bilir fakat nefsini herkesten çok ve tümüyle, bütünüyle bunlardan ayırt etmek kudret ve yeteneğine sahip olmalıdır. Bu seçkin özelliklere sahip olmayan insanlar, insan topluluğu için yasa yapmak hak ve yetkisinden men edilmiştir." Bu, Mustafa Kemal Atatürk'ün 1 Aralık 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaptığı bir konuşma. Bunu da Türk milletinin takdirlerine sunuyorum arkadaşlar.
Şimdi, burada biz "Ebelik diplomasına sahip olan kişiler, üç yıl bu işte hemşire olarak çalıştıkları takdirde ve bu tespit edildiği takdirde, belgelendiği takdirde hemşire görevini de yürütebilirler." diyoruz. Yasa maddesi bu. Biz "Sadece ağız ve diş kliniklerinde çalışanlar bu özelliklere sahip olmamalıdır çünkü ağız ve diş kliniklerinde çalışan ebeler yeterince hemşirelik görevini yapamaz." diyoruz. Böylesine bir önerge vermişiz ama önergelerin her ikisi de özü itibarıyla aynı yani ebe diplomasına sahip olanlar hemşire de olabilsinler.
Bu neden kaynaklanıyor arkadaşlar? Anlaşılıyor ki bu ülkede ebe sayısı da az, hemşire sayısı da az. Bu önergeyi ben aldığımda görüştüm bazı arkadaşlarımla. Dediler ki: "Hemşireden çok daha azdır ebe sayısı. Yani bizim ebeye şiddetle ihtiyacımız var. Bu maddenin konuluş amacını anlayamadık. Yani biz ebe bulamazken, ebeleri bir de hemşireliğe görevlendirmek aslında doğru bir yaklaşım biçimi değil. Bunun yerine yapılması gereken, sağlık meslek liselerinde ebelik ve hemşirelik kontenjanlarının artırılması gerekiyor. Çünkü biz bu konuda çok ciddi sıkıntı çekiyoruz." Sağlık meslek liselerinden mezun olan bazı teknisyenler iş bulamazlarken ya da çok düşük ücretlerle çalışmak durumunda kalırlarken, ebe ve hemşirelerin el üstünde tutulduğunu, bu elemanların bulunamadığını söylediler. 2020 yılında, eğer bu şekilde giderse?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
RECEP ÖZEL (Isparta) - Teşekkür ediyoruz(!)
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Teşekkür ederiz, çok istifade ettik(!)
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Ben teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.