| Konu: | YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 128 |
| Tarih: | 30.06.2012 |
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, aslında Türkiye'nin en önemli konusunu konuşuyoruz. Aslında Türkiye'nin hukukunu konuşuyoruz, daha doğrusu, Türkiye'nin hukuksuzluğunu konuşuyoruz. Türkiye'nin çok sorunu var, işsizlik sorunu var, yoksulluk sorunu var, sağlık sorunu var, eğitim sorunu var, yüzlerce ben burada sorun sayarım ama bütün sorunların aşılacağı bir tek alan hukuktur. Hukukun olduğu yerde bu tip sorunları aşarsınız ama hukuk egemen değilse, hukuk adil, eşit uygulanmıyorsa bu sorunları çözmek mümkün değil değerli arkadaşlar.
Ben hukukçu değilim, hukukun çok değerli insanları aramızda, hukukçular aramızda ama ben hukuksuzluğa uğrayan birisi olarak ve hukuksuzluğa uğrayan Türkiye halkının büyük bir ezici çoğunluğu Türkiye'deki hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı isyan hâlinde, bu isyanı çözmek ve doğru bir rotaya sokmak hepimizin görevi. İlk önce hukuka kim saygı gösterecek? Hukuka ilk önce saygı göstermesi gereken yürütmedir, devlet erkidir. Devlet eğer hukukun ürettiği kararlara uymuyor ve direniyorsa, o kararların gereğini yerine getirmiyorsa orada tuz kokmuş demektir.
Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, bugün 110 tane arkadaşımızın sorunuyla ilgili basın toplantısı yaptık. Türk Standartları Enstitüsü Kurumundan 11 Mart 2011'de atılmış arkadaşlar. "Mahkemeye gidin." demişler, gidilmiş. Mahkeme iade kararı vermiş, işe iade kararı. İşveren itiraz etmiş, Yargıtaya gitmiş, Yargıtay onaylamış ama bu kurumun yetkilileri ve yöneticileri o çıkarttıkları 110 kişi yerine de -sırf sendikalı oldukları için işten atılıyorlar- bir 110 tane insan almışlar. Demek ki sorun ne? Orada bir işçi fazlası yok, orada bir fazladan çalışan yok. Atıyorlar 110 kişiyi, yerine bir 110 kişi alınıyor ve 2/b statüsünde alınıyor, ayrıca o da yasa dışı bir alınmadır. Yargıtay kararına rağmen burada bir direnç var. Kim direniyor? Bırakın özel sektörü, bırakın diğer yönetim kademelerini, bu ülkenin devleti, bu ülkenin devlet kademesinde olanlar bu karara uymuyor.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu karara eğer bu yapıdaki insanlar uymaz ve yargı kararını yürütme yok sayarsa, o ülkede adaletten, hukuktan, insan haklarından bahsedilebilir mi?
Şimdi, bolca burada sözleri dinliyorum ve bu sözlerin büyük bir bölümünde, Türkiye yarı cezaevine dönmüştür, çok net söylüyorum. Yani illa içeride olanlar değil, 59 bin kişiydi 2002'de hapiste yatanlar, şimdi 159 bin kişi oldu. İşte ileri demokrasi, işte açık cezaevi.
Onun için, bırakın bu hukuksuzluğu, doğru dürüst bir hukuku egemen kılan, gerçekten objektif, uluslararası alana uygun bir hukuk kuralım, çünkü bir yandan "Avrupa Birliği" diyoruz, "Avrupa Birliği standartları" diyoruz, Hava-İş kolunda grev yasakları getiriyoruz, Avrupa Birliğinden sorumlu Bakan neredeyse burada oynadı. Bu ayıptan Türkiye kurtulmadıkça bu ülkede hukuk ve adaletten bahsedilemez.
Herkesi gerçek bir hukuka, adalete ve insan haklarına saygılı bir hukuk yapmaya davet ediyorum.
Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Çelebi.