GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:128
Tarih:30.06.2012

SIRRI SAKIK (Muş) - Sevgili arkadaşlar, ben de hepinizi tekrar selamlıyorum.

Birazdan her halükârda özel yetkili mahkemeler ve özel yetkili savcılarla ilgili değişikliklerle karşılaşacağız.

Ben bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Yıl 1995, bir duruşmayı izlemek üzere Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesine gitmiştim, gazeteciler sordular: "Niye buradasınız?" Yeni de tahliye olmuştuk cezaevinden. Şunu söyledim: "Vallahi, biz de dün haksızlığa uğramıştık, bu arkadaşlarımız da haksızlığa uğradılar, diliyorum, umuyorum ki bugün yargı, arkadaşlarımızı aklar." Bunu söylerken yanımda bir grup bayan arkadaşımız alkışladılar ve o dönemde DGM Başsavcısı olan Nusret Demiral vardı. Şu an yaşıyor mu, ölmüş mü; bilmiyorum, eğer ölmüşse Allah yanında yatanlara rahmet eylesin, ama yaşıyorsa da Allah onu ıslah etsin, çünkü çıkıp bir talimat verdi, dedi ki: "Alın bunları." 240 kişiydik, bizi alıp götürdüler. Yedi gün yedi gece betonun üzerinde kaldık; sadece benim konuşmamı alkışladıkları için. Ve sonra bizi DGM'ye getirdiler -o dönem DGM idi- tutukladılar, iki aya yakın bir süre cezaevinde kaldık.

Ben o gün dönüp mahkemeye aynen şunu söyledim: "Bu zat, milletvekili olmak istiyor ve o dönemde Milliyetçi Hareket Partisinden milletvekili olmak istiyor, bizimle bir sıçrama tahtası yaratmaya çalışıyor." Ve hemen seçimler de 1995'te oldu, Milliyetçi Hareket Partisinden de aday oldu. Bu adam 1994'te, 1992'de DEP davasında da hepimizle ilgili dosyalar hazırlamıştı ve dosyalarda da hiçbir şey yoktu. Ve biz tutuklandıktan sonra, hani yargıçlar genelde delilden yola çıkarak tutuklamayı gerçekleştirirler, bizi tutukladıktan sonra, savcılar, devletin helikopterleriyle bölgede koruculara gidiyorlardı, oradan, koruculardan bizimle ilgili beyanlar, deliller toplamaya çalışıyorlardı. O dönemin DGM'leri bugün de özel yetkili mahkemelerle aynı.

O savcı, düşünün, öyle bir ruh hâline sahipti ki, bu hukuksuzluğu yapıyordu, köpeği ölmüştü, köpeğinin heykelini dikmişti ve gidip köpeğinin heykelinin önünde hüngür hürgür ağlıyordu her gün.

Bu savcılar öyle hükümler kurdular ki, öyle bir zulümle biz karşı karşıya kaldık ki, bugünkü uygulamalar aynen devam ediyor. Şimdi, bu özel yetkili mahkemeler gerçekten bu halkın barışıyla ilgili, bu halkın huzuruyla ilgili hiçbir şey yapmıyorlar, durumdan vazife çıkarıyorlar ve olup bitenlerle ilgili gerçekten halka acı dolu yıllar yaşatıyorlar.

Üzülerek biraz önce izledim burada, Ana Muhalefet Partisinin Sözcüsü çıkıp bu ülkede olup bitenlerle ilgili, Balyoz'dan Ergenekon'a kadar, Ergenekon'dan öğrencilere kadar? Bunların hepsine biz de katılıyoruz ama bu ülkede yediden yetmişe mağdur bir halk var. Terörle Mücadele Yasası bu halk için getirildi ve bu halk yediden yetmişe "terörist" ilan edildi. Bunlarla ilgili tek kelime etmediniz. Demokratlık bu değildir. Demokratlık sadece size yakına, yakın olanlara?

TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Nereden biliyorsun?

SIRRI SAKIK (Devamla) - İşte, muhalefet partisinin görevi bunların arasına ayrım koymamaktır.

TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Onlara söyle.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Ben bunlara söylüyorum, günahları çoktur ama sizin bu günahlara ortak olmamanız gerekir. Kürtlere yapılıyorsa "Oh" ama askerlere yapılıyorsa "Aman Allah'ım, askerlere nasıl uygularsınız?" dediğiniz an, demokrat olamazsınız. Bu özel yetkili mahkemeler ne kadar askerlere zulüm ediyorsa, ne kadar öğrencilere zulüm ediyorsa bin o kadar Kürtlere zulüm ediyor ve asıl kuruluş nedeni Kürtlere karşıdır. Onun için bu mahkemelerin?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Öyle bir ayrım yapmadık.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Ben bir tek kelime? Hatta yerimden seslendim; dedim ki?

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Bölücülük yapıyorsun Sırrı, bölücülük yapıyorsun!

SIRRI SAKIK (Devamla)  - "Bakın, Kürtler de mağdur." Bir kelime KCK'yle ilgili, KESK'le ilgili duymadım; duymadığım için söylüyorum ben.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - İnsaf, insaf!

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Bölücülük yapıyorsun.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Gerçekten bu yargı süreci, bu yargı süreci tam bir gestapo anlayışıyla hareket ediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SIRRI SAKIK (Devamla) - Bunun için bunların gerçekten kaldırılması gerekir. Eğer iyi bir şey yapılmak isteniyorsa, barışımıza katkı sunulmak isteniyorsa bu mahkemelerin derhâl ortadan kaldırılması lazım.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Çok ileriye gitme, anlaşmanız bozulur Sırrı!

SIRRI SAKIK (Devamla) - Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın Sakık, teşekkür ediyorum.