GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:129
Tarih:01.07.2012

ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının 56'ncı maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, tasarının geneli üzerinde dün yaptığımız görüşmelerde tasarının genel gerekçesinde ifade edilen anlamlar itibarıyla tasarıya çok büyük bir misyon yüklendiğini, özellikle temel hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesi konusunda yürütme karşısında bireyin haklarının, yurttaşların haklarının korunması konusunda çok büyük görevler yüklendiğini ifade etmiştik. Ancak özellikle tasarının 56'ncı maddesi gibi düzenlemelere baktığımızda, tasarının, kendisine yüklenen misyonu, kendisine yüklenen anlamı karşılamaktan oldukça uzak olduğunu görüyoruz.

Bakın, değerli arkadaşlar, idari yargının temel işlevinin özellikle yürütmenin idarenin işlemlerini sınırlayarak devlet yönetimini hukuki sınırlar içerisinde tutma amacıyla kurulduğunu ve bu nedenle hukuk devletinin temel müesseselerinden biri olduğunu ifade etmiştik. İdari yargının, devlet yönetimini yani siyasal iktidarı hukuki sınır içerisinde tutması için elindeki en önemli enstrümanlardan bir tanesi yürütmenin durdurulması müessesesidir. Yürütmenin durdurulması müessesesi, yürütme karşısında bireylerin hukukunu koruduğu için, idarenin haksız eylemleri karşısında bireylerin uğrayacağı telafisi güç ve olanaksız zararları önlediği için hukuk devleti açısından son derece önemli bir enstrüman olarak kabul edilmiş ve bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 125'inci maddesinin beşinci fıkrasında özel olarak düzenlenmiştir. Yani 125'inci maddede sadece idari yargı değil, idari yargının elinde hukuk devletinin temel enstrümanlarından olan yürütmenin durdurulması müessesesi de düzenlenmiştir.

Değerli milletvekilleri, 125'inci maddenin beşinci fıkrasına baktığımızda, yürütmenin durdurulması şartlarının çok sınırlayıcı bir şekilde sayıldığını görüyoruz.  Bunlardan ilki, gecikmesi hâlinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması, diğeri de idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartı. Yani Anayasa'nın 125'inci maddesinin beşinci fıkrası, idari işlem hakkında idari yargının karar verebilmesi için iki şartı sınırlı bir şekilde saymıştır ancak temel hak ve özgürlükleri güvence altına aldığını iddia eden, bireyin yürütme karşısında hukukunu güçlendirdiğini iddia eden bu tasarıyla Anayasa'mızın 125'inci maddesinde sınırlı bir şekilde sayılan şartlara üçüncü bir şart daha eklenmiştir. Bu şart da idarenin savunmasının alınması veya idarenin savunmasının alınması süresinin geçmesi şartıdır.

Değerli milletvekilleri, burada güdülen amaç şudur: İdareye zaman kazandırarak, aslında haksız olan, aslında bireyin, yurttaşın hakları konusunda büyük zararlar doğuracak olan bir idari işlemin yürütülmesine bir süre daha olanak tanıma amacı güdülmektedir. Dolayısıyla haksız, zarar verici bir idari işlemin aslında idari yargı tarafından durdurulması ve çok daha büyük zararlara neden olmasının engellenmesi gerekirken, temel hak ve özgürlüklere sahip çıktığını iddia eden tasarının 56'ncı maddesi düzenlemesiyle tam tersine, birey için telafisi mümkün olmayacak zararların doğmasına ve bu anlamda idareye zaman kazandırılmasına olanak tanınmaktadır.

Değerli arkadaşlar, burada üzüntü verici diğer bir konu şudur: Aynı konuda 2005 yılında Bankacılık Kanunu'nda yapılan bir düzenleme var. Bu düzenlemeyle özellikle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluyla ilgili yapılan düzenlemelerde bu kurulların görüşü alınmaksızın, savunması alınmaksızın yürütmenin durdurulması kararı verilemeyeceğine yönelik yasalar, Anayasa Mahkemesi tarafından önce yürürlüğü durdurulmuş, daha sonra da iptal edilmiştir. Dolayısıyla, bugün 56'ncı maddesi düzenlemesiyle  Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilen ve özellikle temel hak ve özgürlükleri güvence altına alma gerekçesinin arkasına saklanılarak getirilen bu tasarıyla bireyin hak ve özgürlükleri ortadan kaldırıldığı gibi, 2005 yılında çıkartılan ancak Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen bir yasal düzenlemenin aynısı Parlamento gündemine getirilmiş, Anayasa'ya açıkça aykırı olan bir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Devamla) - ?yasanın yeniden geçirilmesi için girişimde bulunulmuştur. Dolayısıyla, biz, açıkça Anayasa'ya aykırı olan bu düzenlemenin tasarı metninden çıkartılmasını diliyoruz.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Köktürk.