GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:129
Tarih:01.07.2012

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 278 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın, Hükûmet tasarısında 45'inci madde olan metniyle ilgili değişiklik önergesinde söz almış bulunuyorum.

Şimdi, efendim, burada yapılan düzenlemeye itirazımız şu, düzenlemede şu söyleniyor: Valilik, kaymakamlık ve yerel yönetimler ile bakanlıkların ve diğer kamu kurum, kuruluşların taşra teşkilatındaki yetkili organları tarafından kamu görevlileri hakkında tesis edilen -bakın, kapsam geniş- geçici görevlendirme, ikinci görev, vekâleten atama, görev ve unvan değişikliği, naklen atama, görevden uzaklaştırma, yolluk, lojman, izinlere ilişkin idari işlemlerin tamamıyla ilgili itiraz mercisi olarak bölge idare mahkemelerini yetkili kılıyor. Gerekçeye baktığınızda "Danıştayın iş yükünü azaltmak, bölge idare mahkemelerinin işlevini artırmak." olarak değerlendirilmiş.

Arkadaşlar, burada bu konu, bu kadar basite indirgenecek bir konu değil. Bakın, valilerin bu kadar yetkisi varken, kaymakamların bu kadar yetkisi varken, yerel yöneticilerin bu kadar yetkisi varken bu görevden alma, geçici görevlendirme, görevden uzaklaştırma gibi işleri sıradan, rutin, basit işlemler gibi değerlendirmenin ben yanlış olduğu kanaatindeyim. Bakın, illerde en çok dava konusu olan konular bunlardır yani valiler tarafından, kaymakamlar tarafından, yerel yöneticiler, belediye başkanları tarafından yapılan görevden alma, görevden uzaklaştırma, geçici görevlendirmeye ilişkin işlemlerdir.

Siz, değerli milletvekilleri, bu işlemleri basit, sıradan işlemler olarak görmeyin, bu işlemlerden mağdur olan insanların ne kadar ciddi sıkıntılar çektiğini, hatta bunlardan dolayı, uğradıkları haksızlıklardan dolayı bunalıma girenler olduğunu unutmayın diyorum.

Arkadaşlar, özellikle bir konuya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. Ne zaman bir şehirde yerel yönetim değişikliği olursa, o belediyelerde görevden alma, görevden uzaklaştırma, emekliye sevk etmek için geçici görevlendirme gibi uygulamaların ne kadar sık yapıldığını, zannediyorum hepiniz biliyorsunuz.

Arkadaşlar, eğer bunu, sadece itirazen bölge idare mahkemelerinin incelemesi yönündeki bu düzenlemeyi kabul edersek, inanın bundan sonra bu işlemler, valiler, kaymakamlar ve yerel yöneticiler tarafından, belediye başkanları tarafından son derece keyfî olarak kullanılacaktır. Ben bu konuda sizleri bugünden uyarmak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bu anlamda bu tasarının metinden çıkartılması gerekeceğinin de doğru olacağını düşünüyorum.

Arkadaşlar, burada herkes kendi illeriyle ilgili, kapatılan adliyelerle ilgili bir şeyler söyledi. Arkadaşlar, benim seçim bölgem olan Bolu'da da üç adliye kapatıldı ilk kararla. Arkasından, Sayın Adalet Bakanıyla da görüştük, Mengen ile ilgili kapatma kararı geri alındı kırk dört adliyeyle birlikte ancak maalesef Kıbrıscık ve Seben'le ilgili adliyelerin kapatılma kararları hâlen geçerli ve 9'undan itibaren de hüküm ifade etmeye başlayacak. Şimdi, Kıbrısçık ve Seben ilçelerimiz gerçekten küçük ilçelerimiz ancak coğrafi koşulları sebebiyle Bolu'ya çok uzak olan ilçeler. Kıbrıscık'ın 130 kilometre Bolu'ya uzak köyleri var.

Bakın, Sayın Bakanım, samimiyetle söylüyorum, ben otomobille o köyden Bolu'ya iki saatte varamıyorum, ulaşamıyorum. Kışın kar yağdığında Kıbrıscık-Bolu yolu, Kıbrıscık-Seben yolu ve Seben-Bolu yolu bazen haftalarca kapalı kalabiliyor. Şimdi, buralarda son derece yaşlı bir nüfus var. Kıbrıscık daha ilçe olmadan adliyesi vardı, nahiyeyken. Şimdi, siz bir hesap yapıyorsunuz rantabl mı, değil mi diye, buna göre bunu kapatıyorsunuz.

Arkadaşlar, adliye hizmeti bir kamu hizmetidir, çok önemli bir kamu hizmeti. Kamu hizmetlerinin tamamında kâr-zarar hesabı yapamazsınız. Şirket yönetmiyorsunuz, devlet yönetiyorsunuz. Şirket olsa, şu departman zarar ediyor dersiniz kapatırsınız. Ben, şimdi, size soruyorum: İtfaiye hizmeti ile ilgili hiç aklınıza geldi mi, itfaiye teşkilatı bu dönem ne kadar kâr etti, ne kadar zarar etti? Polis teşkilatıyla ilgili böyle bir hesap yapılabilir mi, böyle bir soru sorulabilir mi? Güvenlik güçlerimizle ilgili böyle bir soru sorabilir misiniz? Adliye hizmeti de böyle bir hizmettir. Adliye hizmetinden tasarrufa gidemezsiniz, adliye hizmetinin kârlı mı, zararlı mı olduğu konusunda hesap yapamazsınız. İnsanlar adalet duygusunu en hızlı şekilde nereden alabilirler, buna bakmamız lazım ama devlet yönetmekten âciz olan Hükûmetiniz, maalesef, Türkiye Cumhuriyeti devletini şirket gibi idare etmeye çalışıyor.

Arkadaşlar, bu karar yanlıştır, ileride de bunun sonuçları ortaya çıkacaktır. İtiraz dilekçesi verdim Sayın Bakana. "Ben, Adalet Bakanlığı olarak itiraz edemem." dedi. Ben, ilimin milletvekili olarak itiraz ediyorum, itirazımın cevabını da bekliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özcan.