GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:129
Tarih:01.07.2012

ADİL KURT (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, dün, kuliste muhtelif sohbetler oluyordu. Bu sohbetlerden bir tanesi, daha çok ağırlıklı olarak sohbetin konusu, 74'üncü maddeydi; herkes merak ediyordu. Sonra bize gelen duyumlar da oldu. İktidar partisi milletvekilleri çoğunlukla "BDP'liler niye burada? Bir pazarlık mı var?" diye konuşuyorlardı ama biz, dün hep kulislerde de sohbet edilirken, konuşulurken muhalefet partisinden arkadaşlara hep şunu söyledik: "Merak etmeyin, özel yetkili mahkemeler kalkmaz." Biz bu devletin aklını ezberledik. Bu devlet, biz Kürtleri mahkemesiz, özel yetkili mahkemelerden mahrum bırakmaz. Biz bu mantığı biliyoruz. Ta 1920'den bugüne kadar, bu mantık bu şekilde işledi. Ne zaman "Bir iyileştirme yapılacak." dendiyse daha vahimi geldi yani gelen gideni sürekli arattı. O nedenle -samimi duygularımızı ifade edeyim- biz dün şunu söylüyorduk: "Keşke `değişiklik' adı altında bir tasarı gelmese de hiç olmazsa mevcut olan kalsa, gelen daha beter, gelen ya da getirilmek istenen, bir öncekinden çok daha beter."

İstiklal mahkemesinde 54 bin Kürt yargılandı. Bunlardan 43 bini sürgün ve hapis cezalarına çarptırıldı, 1.024 kişi idam edildi. Devamında gelen mahkemelerin tamamı, kurulan özel yetkili mahkemelerin tamamı aynı şeyleri yaptı. 2004 yılında kurulan özel yetkili mahkeme, yerine ikame edildiği DGM'leri arattı.

Şimdi sıkıntı noktası şu: Duyumdur tabii yani daha bize yansıtılan bir şey yok ama bu özel yetkili mahkemeler 3 sayın bakan hakkında da fezleke hazırlama girişiminde bulundular, o nedenle, ucu iktidara dokununca şimdi iktidar kendi tarafını bu yargılamanın dışında tutuyor.

Ama benim burada merak ettiğim bir konu var: Sayın Başbakan sık sık vurgular, gittiği her yerde söyler: "Benim şu sayıda, şu kadar sayıda Kürt milletvekili arkadaşım var. Kürt kökenli milletvekili arkadaşım var."  Şimdi, biliyoruz, "Bu özel yetkili mahkemelerle ilgili madde ihdası yapılacak." dendiği günden bu yana, kulisin sol tarafında çok yoğun gelgitler var, görüşmeler var, kazan kaynıyor bu tarafta biliyoruz. Ama merak ediyorum, ataları Zilan'da, Koçgiri'de, Dersim'de, Sivas kampında sürgün edilmiş, idam edilmiş, ki içlerinde şu anda AKP sıralarında oturan milletvekili arkadaşlarımız var, onların torunları. Ya, bu kazan bu kadar kaynarken kendi bölgenizin, kendi insanlarınızın, kendi vekili olduğunuz kentlerin ihtiyaçlarını bir nebze de olsa dillendirme gibi bir sorumluluğunuz yok mu? Siz, buraya sadece Hükûmetin, iktidar partisinin önünüze koyduğu, bu tarz ucube uygulamalara "evet" demek için mi milletvekili seçildiniz? Bunun için mi milletvekili seçildiniz? Bu vahşet uygulamalara, bu ucube uygulamalara, bu insanlıkla bağdaşmayan uygulamalara burada sadece el kaldırmak için mi milletvekili oldunuz? Nerenin milletvekiliniz siz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Ey Kürt milletvekilleri, ey AKP'li Kürt milletvekilleri, Kürt kökenli milletvekilleri; siz buraya Hükûmetin, devletin Kürtlere karşı zorba politikalarına "evet" demek için mi milletvekili oldunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Kusura bakmayın, kusura bakmayın bu laflar size hafif geliyor. Böyle devam ederseniz siz yakıştırmayı hak etmiş olursunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADİL KURT (Devamla) - İhale peşinde koşmakla halkın menfaatlerini savunmak aynı şeyler olmaz, bunu şey edersiniz. Buraya çıkarsınız, doğruları söylersiniz.

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Haddini bil! Haddini bil!

ADİL KURT (Devamla) - Haddini bilmeyen sensin! Haddimi biliyorum.

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Bilmiyorsun!

ADİL KURT (Devamla) - Haddimi çok iyi biliyorum. Siz buraya ihale peşinde koşmak için geldiyseniz, bu vahşet? (BDP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Kurt, süreniz doldu.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Ağzını topla, ağzını!

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen?

Sayın Kurt, teşekkür ediyorum. Süreniz doldu.